Examples of using "Damaged" in a sentence and their turkish translations:
Onlara zarar verildi.
Hasarlı mı?
Kötü hasar gördü.
Zarar verildi.
Kırağı çiçeklere zarar verdi.
Yol hasarlı.
Tom beyin hasarlı.
O, bir makineye zarar verdi.
Heykel hasar gördü.
Hasar gördü mü?
Sokak hasarlı.
Leyla duygusal olarak hasarlıydı.
- Sami, Leyla'nın itibarını zedeledi.
- Sami, Leyla'nın itibarına hasar verdi.
- Sami, Leyla'nın itibarına zarar verdi.
Yanni, Skura'nın ön camına zarar verdi.
Arabası ciddi hasar gördü.
Çıplak toprak, hasarlı topraktır.
- Gemimiz ağır hasar gördü.
- Gemimiz kötü biçimde hasarlıdır.
Gemimiz ciddi biçimde hasarlıdır.
Onun çantası ağır hasar gördü.
Onun çatısı zarar gördü.
Tom'un kamyonu hafifçe hasar gördü.
Hiçbir hayati organ hasar görmedi.
Belki ona yanlışlıkla hasar verdim.
Tom'un çantası ağır hasar gördü.
Bavulum hasar gördü.
Gemi hasarlı değildi.
Sandalyeler ve masalar tahrip edildi.
Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
Bütün sistemlerimiz hasarlıydı.
Fırtına birçok pencereye zarar verdi.
Kırağı çiçeklere zarar verdi.
- Tom evinin hasar görmediğini söyledi.
- Tom evinde bir hasar olmadığını söyledi.
Tom, evinin hasar gördüğünü söyledi.
Erkek kardeşim yeni bilgisayarıma zarar verdi.
Kasırga küçük eve hasar verdi.
Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
- Elektrik kesintileri bilgisayara hasar verdi.
- Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.
Siparişiniz zarar gördüğü için çok üzgünüz.
bazı ülkeler yarasaların doğal ortamlarına zarar verildiğinde
Mermilerden biri onun omurgasına zarar verdi.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
Ürünler selden hasar gördü.
Gemimiz savaşta hasar almadı.
Rock grubu otel odasına hasar verdi.
O, hatalı kullanımla makineyi bozdu.
Tom'un evi selden hasar gördü.
- Hasarlı saygınlığını onarmayı denedim.
- Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
Şehir savaş sırasında hasar gördü.
Kargo yağmur tarafından hasara uğratıldı.
Bu plastik, yangından zarar görmez.
Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
Kaza, arabasının ön tekerlerine zarar verdi.
Eğer makine bozulursa, sen sorumlusun.
Ürünler fırtınadan kötü şekilde zarar gördü.
Bu arkeolojik site savaş sırasında hasar gördü.
Arabam kazada ağır hasar gördü.
Eksfoliye kremler ölü ya da hasarlı cilt hücrelerini temizler.
ve bu yapılara zarar verdi ve 1.500'den fazla insanı yaraladı.
Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
Hasarlı borudan su akıyordu.
Antik el yazması yangında zarar gördü.
Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.
- Ofis binamız saldırıda hasar aldı.
- Ofis binamız saldırıda zarar gördü.
Hasarlı çatılı ev tamir edildi.
Kanadı ciddi biçimde hasar görmüş bir kuş buldum.
Elektrikli cihaz, taşınma sırasında hasar görmüş olmalıdır.
Buna zarar verilmesini istemiyoruz, değil mi?
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
Çok sayıda ev selde onarılamayacak şekilde hasar gördü.
Binalar dün gece fırtınadan zarar gördü.
Çok sayıda ev depremde zarar gördü.
Geçen haftanın fırtınası mahallede birçok ağaca zarar verdi.
Tom'un evinin çatısı fırtınada hasar gördü.
Selde yüzden fazla ev hasar gördü.
Futbol beyin hasarlı insanlar için beyin hasarlı bir spordur.
Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
Kahve fincanlarından ikisinin varışta hasarlı olduğu keşfedildi.
Chris'in yüreği öylesine örselenmiş ve boşluktaydı ki düzelebilmesi mümkün olmadı.
Bir karton kutu gördüm, ıslanmıştı, içini açtım
Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
Yangının nasıl başladığı kesin olarak belirlenemedi: ama büyük olasılıkla