Translation of "Sami" in Turkish

- Sami disappeared.
- Sami vanished.

Sami ortadan kayboldu.

- Sami went outside.
- Sami went out.
- Sami walked out.
- Sami came outside.

Sami dışarı çıktı.

- Sami approached.
- Sami got closer.

- Sami yaklaştı.
- Sami yaklaşıyordu.

- Sami deceived Layla.
- Sami tricked Layla.
- Sami scammed Layla.

Sami, Leyla'yı aldattı.

- Sami was insane.
- Sami was mad.
- Sami was crazy.

Sami deliydi.

- Sami did it.
- Sami did that.
- Sami did this.

Sami onu yaptı.

- Sami was abducted.
- Sami has been abducted.
- Sami got kidnapped.

Sami kaçırıldı.

- Sami is insane.
- Sami is crazy.
- Sami is a psycho.

Sami çıldırmıştır.

- Sami did it.
- Sami did that.
- Sami has done it.

Sami onu yaptı.

- Layla hit Sami.
- Layla struck Sami.

Leyla, Sami'yi vurdu.

- Sami used drugs.
- Sami took drugs.

Sami uyuşturucu kullanıyordu.

- Sami went outside.
- Sami got out.

Sami dışarı çıktı.

- Sami is gone.
- Sami was gone.

Sami gitti.

- Sami didn't mind.
- Sami didn't flinch.

Sami aldırmadı.

- Sami left Layla.
- Sami dumped Layla.

Sami, Leyla'yı terk etti.

- Sami loved kids.
- Sami liked kids.

Sami çocukları severdi.

- Sami was lying.
- Sami is lying.

Sami yalan söylüyor.

- Sami went inside.
- Sami went in.

Sami içeri gitti.

- Sami was poisoned.
- Sami got poisoned.

Sami zehirlendi.

- Sami seemed upset.
- Sami sounded upset.

Sami altüst olmuş görünüyordu.

- Sami came in.
- Sami walked in.

Sami içeri girdi.

- Sami understood that.
- Sami understands that.

Sami onu anlamıştı.

- Sami went nuts.
- Sami went crazy.

Sami çıldırdı.

- Sami was asthmatic.
- Sami had asthma.

Sami astımlıydı.

- Sami was abducted.
- Sami was kidnapped.

Sami kaçırıldı.

- Sami is lonely.
- Sami is alone.

Sami yalnız.

- Sami came back.
- Sami was back.

Sami geri geldi.

- Sami accepted it.
- Sami acknowledged it.

Sami onu kabul etti.

- Sami started yelling.
- Sami started bawling.

- Sami bağırmaya başladı.
- Sami haykırmaya başladı.

- Sami seemed nice.
- Sami seemed cool.

Sami havalı görünüyordu.

- Sami kept walking.
- Sami continued walking.

Sami yürümeye devam etti.

- Sami didn't talk.
- Sami didn't speak.

Sami konuşmadı.

- Sami didn't work.
- Sami didn't study.

Sami çalışmadı.

- Sami performed wudu.
- Sami performed ablution.

Sami abdest aldı.

- Sami worshipped Allah.
- Sami worshiped God.

Sami Allah'a ibadet etti.

Sami knew.

Sami biliyordu.

Sami left.

Sami terk etti.

Sami complained.

Sami şikayette bulundu.

Sami survived.

Sami hayatta kaldı.

Sami disagreed.

Sami karşıt görüşteydi.

Sami remarried.

- Sami yeniden evlendi.
- Sami tekrar evlendi.

Sami retired.

Sami emekli oldu.

Sami agreed.

Sami kabul etti.

Sami returned.

Sami geri döndü.

Sami hid.

Sami saklandı.

Sami called.

Sami aradı.

Sami cooks.

Sami yemek yapıyor.

Sami arrived.

Sami vardı.

Sami cursed.

- Sami küfür etti.
- Sami lanet etti.

Sami waited.

Sami bekledi.

Sami retaliated.

Sami misilleme yaptı.

Sami urinated.

- Sami idrar yapıyordu.
- Sami çiş yapıyordu.

Sami escaped.

Sami kaçtı.

Sami replied.

Sami yanıtladı.

Sami appeared.

Sami ortaya çıktı.

Sami testified.

Sami tanıklık etti.

Sami died.

Sami öldü.

Sami changed.

Sami değişti.

Sami danced.

Sami dans etti.

Sami pooped.

- Sami kaka yaptı.
- Sami kakasını yaptı.

- Sami was feeling unwell.
- Sami felt bad.

Sami kendini kötü hissediyordu.

- Sami was wearing glasses.
- Sami wore glasses.

Sami gözlük takıyordu.

- Sami realized that.
- Sami has realized that.

Sami onu fark etti.

- Sami is fired.
- Sami was kicked out.

Sami kovuldu.

- Sami was looking good.
- Sami seemed OK.

Sami iyi görünüyordu.

- Sami is gonna win.
- Sami will win.

Sami kazanacak.

- Sami was found guilty.
- Sami got convicted.

Sami suçlu bulundu.

- Sami went nuts.
- Sami was freaked out.

Sami çıldırdı.

- Sami used drugs.
- Sami was on drugs.

Sami uyuşturucu kullanıyordu.

- Sami didn't say anything.
- Sami said nothing.

Sami hiçbir şey demedi.

- Sami phoned the police.
- Sami called the cops.
- Sami called the police.

Sami polisi aradı.

- Sami attempted suicide.
- Sami tried to commit suicide.
- Sami tried to kill himself.

- Sami intihar etmeye çalıştı.
- Sami kendini öldürmeye çalıştı.

- Sami bought a gun.
- Sami purchased a gun.

Sami bir silah satın aldı.

- Layla really liked Sami.
- Layla did love Sami.

- Leyla gerçekten Sami'den hoşlanıyordu.
- Leyla, Sami'den çok hoşlanıyordu.

- Sami got really worried.
- Sami was really worried.

Sami gerçekten endişeliydi.

- Sami heard Layla scream.
- Sami heard Layla screaming.

Sami, Leyla'nın çığlık attığını duydu.

- Sami started to cry.
- Sami began to cry.

- Sami ağlamaya başladı.
- Sami bağırmaya başladı.

- Sami moved to Cairo.
- Sami relocated to Cairo.

Sami, Kahire'ye taşındı.

- Sami wants to quit.
- Sami wants to leave.

Sami ayrılmak istiyor.

- Sami had six children.
- Sami had six kids.

Sami'nin altı çocuğu vardı.

- Sami doesn't deserve that.
- Sami doesn't deserve this.

Sami onu hak etmiyor.

- Sami helped Layla up.
- Sami helped Layla out.

Sami, Leyla'ya yardım sağladı.

- Sami couldn't handle it.
- Sami couldn't handle that.

Sami onu halledemedi.

- Sami fixed the problem.
- Sami solved the problem.

Sami sorunu çözdü.

- Sami purchased a mansion.
- Sami bought a mansion.

Sami bir konak satın aldı.

- Sami was doing it.
- Sami was doing that.

Sami onu yapıyordu.

- Sami can't explain it.
- Sami can't explain that.

Sami onu açıklayamaz.

- Sami found that odd.
- Sami found that weird.

Sami onu tuhaf buldu.

- Sami doesn't do this.
- Sami doesn't do it.

Sami bunu yapmaz.

- Sami was chasing Layla.
- Sami was following Layla.

Sami, Leyla'yı takip ediyordu.

- Sami texted Layla back.
- Sami messaged Layla back.

Sami, Leyla'ya geri mesaj attı.

- Sami was very afraid.
- Sami was so terrified.

Sami çok korkmuştu.

- Sami was so sorry.
- Sami was very upset.

Sami çok üzgündü.

- Sami quit smoking weed.
- Sami quit smoking pot.

Sami esrar içmeyi bıraktı.

- Sami converted to Islam.
- Sami came to Islam.

- Sami İslam'a geçti.
- Sami İslam'a girdi.

- Sami Googled his symptoms.
- Sami googled his symptoms.

Sami semptomlarını Google'da araştırdı.

- Sami admitted doing that.
- Sami admitted doing this.

Sami bunu yaptığını kabul etti.