Examples of using "Syrup" in a sentence and their turkish translations:
Biz akçaağaç şurubu ile krep yedik.
Bu öksürük şurubunu almalısın.
Tom, gözlemelerinde akçaağaç şerbetinden hoşlanır.
Biraz öksürük şurubu ve aspirine ihtiyacın var.
Öksürük şurubunun bir meyan kökü lezzeti var.
Bana akçaağaç şurubunu uzatır mısın?
- Bana akçaağaç şurubunu uzatır mısın?
- Akçaağaç şurubunu uzatır mısın?
Bir şişe öksürük şurubu istiyorum.
Krepime pekmez dökmem.
Tom'un önerdiği öksürük şurubu işe yaradı.
Tom öksürük şurubu almak için eczaneye gitti.
Krepler pudra şekeri ve tereyağı ve bazen şurup ile servis edilir.
Bugünlerde yediğiniz hemen her şey yüksek fruktozlu mısır şurubu içeriyor.
Eski çağlardan beri insanlar şurup yapmak için avokadonun taşını kullanılmışlar.
1984'te Kola şeker yerine yüksek fruktozlu mısır şurubu kullanmaya başladı.