Examples of using "Hand" in a sentence and their turkish translations:
El ele gittiler.
El ele yürüdüler.
hepsi birbiriyle bağlantılı.
göğüs göğüse çarpışmasından dolayı en kanlı çarpışmaydı.
Onu bana ver.
El ele yürüyor musunuz?
O, bir ipe tutunarak tırmandı.
O ikinci-el.
Aşk ve kıskançlık bir aradadır.
Çift el ele yürüyor.
Servet ve sağlık el ele gider.
Yeni evli çift el ele yürüdü.
Teori ve pratik el ele gitmeli.
Sanayileşme çoğu kez kirlilikle birlikte gider.
O, elimden yakaladı.
O onun elini yakaladı.
Silahlarınızı teslim edin.
John ve Mary, her zaman el ele yürürler.
Tom'un elini sıktım.
Kılıcımı bana uzat.
Bana o kılıcı verin.
Tom elimi tuttu.
Fotoğraf elden ele geçirildi.
Elini yaktı.
Tom elini Mary'ninkinin üzerine koydu.
Tom elini uzattı.
Elinizi kaldırın.
Birine evlenme teklif et.
Elimi tut.
Elim kaşınıyor.
Elini aç.
Elimi salla.
Elimi tut.
Elimi tut.
Şöhret her zaman başarı ile el ele gitmez.
Bana bıçağı ver.
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
Tom sol eliyle Mary'nin sağ elini yakaladı.
Tom, Mary'nin elini tuttu.
- Lütfen o kalemi bana uzat.
- Lütfen o kalemi bana ver.
Seninle tokalaşabilir miyim?
Öğrenci elini kaldırdı.
Bize yardım et.
- Sağ elin yaptığından sol elin haberi yok.
- Herkes ayrı alemde.
- Herkes kendi havasında.
ve geçen ay bir piyango bileti almayanlar
Sadece elinizi kaldırın.
Tanrı'nın eli,
Otur şöyle yamacıma.
Sağ elinizi kaldırın.
Hayır, o ikinci el.
- O benim elimi tuttu.
- O, elimi tuttu.
Tom, Mary'nin elini sıktı.
Tom elini kaldırdı.
Bana anahtarı uzat.
Raporlarınızı teslim edin.
Elinde ne var?
Bana uzaktan kumandayı uzat.
Tom Mary'nin elini öptü.
John'un eli temiz.
Elimi sıktı.
Bana yardım et.
Silahlarınızı teslim edin.
Bana havlumu uzat.
O, elime dokundu.
Elime dokundu.
Paranı ver!
O ikinci-el.
O onun elini tuttu.
O elini kaldırdı.
Elini ver bana.
O çantayı bana ver.
Bana bardağımı ver.
Bana bir kağıt mendil ver.
Bana şapkamı ver.
Bana terliklerimi verin.
Tom elimi öptü.
Bana elini göster.
Bana çantayı ver.
Elin titriyor.
Sol elinizi kaldırın.
Elini indir.
El losyonuna ihtiyacım var.
O elini kaldırdı.
Yardıma ihtiyacım var.
Bir yardıma ihtiyacımız var.
Onların bir yardıma ihtiyacı var.
Sadece elimi tut.
Bana bir havlu ver.
Bana o makası ver.
Bana o evrakları ver.