Translation of "Monitor" in Turkish

2.636 sec.

Examples of using "Monitor" in a sentence and their turkish translations:

To monitor everyone's communication.

gelişmiş yeteneklerine ihtiyacınız yoktu.

Have you calibrated your monitor?

Monitörünüzü ayarladınız mı?

I forgot the baby monitor.

Bebek telsizini unuttum.

Parents should monitor their children's whereabouts.

Anne ve babalar, çocuklarının bulunduğu yerleri izlemelidir.

Parents should monitor their children's activities.

Anne babalar, çocuklarının etkinliklerini izlemelidirler.

Sami began to monitor Layla's activities.

Sami, Leyla'nın faaliyetlerini izlemeye başladı.

Now, class monitor was a big deal.

Sınıf başkanı olmak çok önemliydi.

Many companies monitor their employees' internet activity.

Birçok şirket çalışanlarının internet etkinliğini izlemektedir.

I'll monitor your progress from my computer.

Gelişimini bilgisayarımdan denetleyeceğim.

Tom sneezed all over Mary's monitor and keyboard.

Tom, Mary'nin monitörünün ve klavyesinin her yerine hapşurdu.

I very much wanted to be the class monitor.

Sınıf başkanı olmayı çok istiyordum.

To work together to monitor the health of the glaciers;

Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,

A satellite was launched into orbit to monitor melting glaciers.

Bir uydu eriyen buzulları izlemek için yörüngeye fırlatıldı.

So it could be like the monitor, my microphone, my tie.

Bir ekran, mikrofonum, kravatım olabilir.

And whoever got the highest score would be the class monitor.

ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.

This monitor has a much larger resolution than my old one.

Bu monitör, benim eski monitörümden çok daha büyük bir çözünürlüğe sahip.

Tom has to wear an ankle monitor bracelet while he's out on bail.

Tom, kefaletle çıktığı sırada ayak bileği monitör bileziği takmak zorundadır.

And what this does is that anyone can monitor the progress of their wound,

Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve

Sir Peter Blake was tragically killed by pirates on the Amazon river in 2001 as he was on a mission to monitor environment change.

Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.

- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, while in fact you are looking at the screen.
- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, while in fact you are looking at your monitor.

İşte bir optik illüzyon: aslında monitörünüze bakarken, bir küpe baktığınızı düşünürsünüz.