Translation of "Activities" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Activities" in a sentence and their turkish translations:

Children like outdoor activities.

Çocuklar açık hava aktivitelerinden hoşlanır.

Our brains control our activities.

Beynimiz faaliyetlerimizi kontrol eder.

Several new activities are scheduled.

Birkaç yeni etkinlik planlanıyor.

- I am fully aware of Tom's activities.
- I'm fully aware of Tom's activities.

Tom'un faaliyetlerinin tamamen farkındayım.

Production, economic activities for women there,

oradaki kadınlara üretimi, ekonomik faaliyetleri,

Parents should monitor their children's activities.

Anne babalar, çocuklarının etkinliklerini izlemelidirler.

I don't engage in illegal activities.

Yasa dışı faaliyetlere karışmam.

She participates in many school activities.

Birçok okul etkinliklerine katılır.

We have extracurricular activities after school.

Okuldan sonra müfredat dışı aktivitelerimiz var.

Sami began to monitor Layla's activities.

Sami, Leyla'nın faaliyetlerini izlemeye başladı.

From activities such as burning fossil fuels

toprağı kullanma biçimimiz

He devoted himself to many cultural activities.

Kendini birçok kültürel etkinliklere adadı.

And with other subjects and activities too.

diğer konular ve etkinliklerde de yaşadım.

There were all sorts of group activities.

Her türlü grup etkinlikleri vardı.

Layla prioritizes her own activities and interests.

Leyla kendi faaliyet ve menfaatlerine öncelik verir.

She takes part in many school activities.

Birçok okul etkinliklerine katılır.

There aren't many recreational activities in my town.

Pek çok rekreasyonel etkinlik kentimde yoktur.

Do you take part in any community activities?

Toplumsal etkinliklere katılır mısın?

Many children stay after school for club activities.

Birçok çocuk, okuldan sonra kulüp etkinlikleri için kalır.

And yet, those activities are mostly invisible to us.

Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.

So we also do video snippets of everyday activities,

o yüzden gündelik aktivitelerin kısa videolarını da yaptık,

Students usually like club activities better than their classes.

Genellikle öğrenciler kulüp faaliyetlerini derslerinden daha çok severler.

And with that we finish the activities for today.

Ve böylelikle bugünlük işleri bitirdik.

Fadil was engaged in a lot of criminal activities.

Fadıl birçok suç faaliyetine girdi.

Sixty percent comes from human sources in agricultural activities, especially

hayvancılık, atık işleme, kömür ve petrol endüstrileri, böylece WWF çalışmaları

So only those activities that had an explicit price were included.

Yani hesaplara sadece açık ve net bir fiyatı olan faaliyetler dahil ediliyordu.

Daily activities harmful to humans. It has made global warming by

için ölümcül silah olan gazların , özellikle de en çok sera

I have a lot of activities which take up my time.

Bir sürü zamanımı alan eylemlerim var.

More often than not, students prefer club activities to academic classes.

öğrenciler Sık sık kulüp etkinliklerini akademik derslere tercih edebilirler.

You want more information about our activities? Subscribe to our newsletter.

Bizim faaliyetleri hakkında daha fazla bilgi ister misiniz? Bültenimize abone olun.

Dan launders all of his money in legal activities in Canada.

Dan tüm parasını Kanada'daki yasal faaliyetlerde aklıyor.

After a while, she was just carrying on with her normal activities,

Bir süre sonra, normal hayatına devam etmeye başladı.

We need to reorganize it in order to strengthen our business activities.

İş faaliyetlerimizi güçlendirmemiz için bunu yeniden organize etmeliyiz.

It is hard to be successful at both study and club activities.

Hem ders hem de kulüp faaliyetlerinde başarılı olmak zordur.

(“The fast spread of off-balance activities and bank investment actually means risk of

( '' Bilanço dışı aktivitelerin hızlı yaygınlaşması ve banka yatırımlarının aslında anlamı,

Cultural activities were a good way to react to the conservative ideas of Britain.

Kültürel etkinlikler İngiltere'nin muhafazakar fikirlerine tepki için iyi bir yoldu.

I am rapidly losing the ability of immersing myself in activities that I love.

Ben sevdiğim faaliyetlerde kendimi daldırma yeteneğimi hızla kaybediyorum.

- What's your favorite thing to do?
- What kind of activities you enjoy the most?

Yapacak gözde şeyiniz nedir?

I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.

Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.

Students have to work hard, but they also have to leave time for social activities.

Öğrenciler sıkı çalışmak zorunda, ama onlar sosyal etkinlikler için de zaman ayırmak zorundalar.

Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities.

Tom deniz evinin yasa dışı eylemler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.

Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.

O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.

Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities.

Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.

A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.

Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.

To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.

Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.

A carbon footprint is the amount of carbon dioxide pollution that we produce as a result of our activities. Some people try to reduce their carbon footprint because they are concerned about climate change.

Bir karbon ayakizi bizim faaliyetlerimizin bir sonucu olarak ürettiğimiz karbondioksit kirlenmesinin miktarıdır. Bazı insanlar iklim değişikliğinden endişeli olduğu için karbon ayakizlerini azaltmaya çalışıyorlar.

Education shall be directed to the full development of the human personality and to the strengthening of respect for human rights and fundamental freedoms. It shall promote understanding, tolerance and friendship among all nations, racial or religious groups, and shall further the activities of the United Nations for the maintenance of peace.

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.