Translation of "Began" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Began" in a sentence and their turkish translations:

began.

başladı.

Contractions began.

Kasılmalar başladı.

Mary began.

Mary başladı.

- He began to sing.
- He began singing.

O, şarkı söylemeye başladı.

- I began to sweat.
- I began to perspire.

Terlemeye başladım.

He began running.

O koşmaya başladı.

Tom began talking.

Tom konuşmaya başladı.

Tom began praying.

Tom dua etmeye başladı.

Tom began singing.

Tom şarkı söylemeye başladı.

Tom began coughing.

Tom öksürmeye başladı.

Trouble began immediately.

Sorun hemen başladı.

Tom began confessing.

Tom itiraf etmeye başladı.

Tom began gasping.

Tom soluyarak konuşmaya başladı.

Tom began hesitantly.

Tom tereddütle başladı.

Tom began pacing.

Tom volta atmaya başladı.

Tom began running.

Tom koşmaya başladı.

Tom began screaming.

Tom bağırmaya başladı.

Tom began working.

Tom çalışmaya başladı.

Tom began crying.

Tom ağlamaya başladı.

They began chanting.

Onlar ilahi söylemeye başladı.

I began coughing.

Ben öksürmeye başladım.

Tom began laughing.

Tom gülmeye başladı.

- A heavy rain began to fall.
- It began raining hard.

Şiddetli yağmur yağmaya başladı.

- They began walking toward him.
- They began walking toward her.

Onlar ona doğru yürümeye başladı.

We began to fight,

savaşmaya başladık

I began with pictures.

resimlerle başladım.

It began to sprinkle.

Yağmur çiselemeye başladı.

The thief's pursuit began.

Hırsızın takibi başladı.

You began to cry.

Sen ağlamaya başladın.

It began to rain.

Yağmur yağmaya başladı.

He began to sweat.

O terlemeye başladı?

She began to sweat.

O terlemeye başladı.

I began to speak.

Konuşmaya başladım.

They began this year.

- Bu yıl başladılar.
- Bu sene başladılar.

Tom began to investigate.

Tom araştırmaya başladı.

Tom began to perspire.

Tom ter dökmeye başladı.

The music began again.

Müzik tekrar başladı.

Tom began to undress.

Tom soyunmaya başladı.

Tom began to pray.

Tom dua etmeye başladı.

They began to move.

Onlar hareket etmeye başladı.

I began the book.

Kitaba başladım.

He began to cry.

O ağlamaya başladı.

He began to shout.

O bağırmaya başladı.

Tom began fixing dinner.

Tom akşam yemeği hazırlamaya başladı.

Tom began to sing.

Tom şarkı söylemeye başladı.

I began to cry.

Ağlamaya başladım.

Tom began to run.

Tom koşmaya başladı.

They began to argue.

- Onlar tartışmaya başladı.
- Tartışmaya başladılar.

Tom began to dance.

Tom dans etmeye başladı.

Police immediately began investigating.

Polis hemen araştırmaya başladı.

Registration began October 20th.

Kayıt 20 Ekim'de başladı.

My parents began worrying.

Annem ve babam endişelenmeye başladılar.

She began dressing conservatively.

O, muhafazakar bir şekilde giyinmeye başladı.

She began to blush.

O kızarmaya başladı.

He began to blush.

O kızarmaya başladı.

Tom began to worry.

Tom endişelenmeye başladı.

Tom began to panic.

- Tom panik yapmaya başladı.
- Tom paniklemeye başladı.

Tom began to blush.

Tom kızarmaya başladı.

I began to panic.

Panik yapmaya başladım.

Tom began looking around.

Tom etrafa bakmaya başladı.

Tom began to understand.

Tom anlamaya başladı.

Tom began to snore.

Tom horlamaya başladı.

Tom began to relax.

Tom rahatlamaya başladı.

Tom began to work.

Tom çalışmaya başladı.

Tom began to move.

Tom hareket etmeye başladı.

Tom began to sob.

Tom hıçkırmaya başladı.

Construction began in 2013.

İnşaat 2013'te başladı.

We began to kiss.

Biz öpüşmeye başladık.

They began to kiss.

Onlar öpüşmeye başladı.

Tom began to sweat.

Tom terlemeye başladı.

Tom began to apologize.

Tom özür dilemeye başladı.

John began trade personally.

John kişisel olarak ticarete başladı.

He began to run.

O koşmaya başladı.

Work began almost immediately.

İş neredeyse hemen başladı.

She began to sing.

O şarkı söylemeye başladı.

Tom immediately began talking.

Tom hemen konuşmaya başladı.

Tom began to cry.

Tom ağlamaya başladı.

Tom began talking immediately.

Tom hemen konuşmaya başladı.

That's how it began.

Bu şekilde başladı.

I began to protest.

Protesto etmeye başladım.

Tom's heart began pounding.

Tom'un kalbi küt küt atmaya başladı.

Tom began binge drinking.

Tom aşırı içki içmeye başladı.

We began to talk.

Konuşmaya başladık.

I began to run.

Koşmaya başladım.

I began to eat.

Ben yemeye başladım.

I began to dance.

Dans etmeye başladım.

I began to blush.

Utanmaya başladım.

Mary began to panic.

Mary panik yapmaya başladı.

It began to snow.

Kar yağışı başladı.

Tom began laughing too.

Tom da gülmeye başladı.

Sami began shooting everybody.

Sami herkese ateş etmeye başladı.

Sami began drinking heavily.

Sami çok içmeye başladı.

Tom began to read.

Tom okumaya başladı.

I began drinking beer.

Bira içmeye başladım.

- The jury began deliberating Monday.
- The jury began deliberating on Monday.

Jüri pazartesi günü görüşmeye başlayacak.

- Tom and Mary began to argue.
- Tom and Mary began arguing.

Tom ve Mary münakaşa etmeye başladılar.

- All of a sudden, it began raining.
- Suddenly it began to rain.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

- Everyone formed couples and began dancing.
- Everyone paired off and began dancing.

Herkes çiftler oluşturdu ve dans etmeye başladı.

So I began to think,

Böylece düşünmeye başladım: