Translation of "Everyone's" in Turkish

- Everyone's standing.
- Everyone's up.

Herkes ayakta.

Everyone's shocked.

Herkes şok oldu.

Everyone's asleep.

Herkes uyuyor.

Everyone's waiting.

Herkes bekliyor.

Everyone's sick.

Herkes hasta.

Everyone's quiet.

Herkes sakin.

Everyone's out.

Herkes dışarıda.

Everyone's dead.

Herkes öldü.

Everyone's reading.

Herkes okuyor.

Everyone's up.

Herkes ayakta.

Everyone's lying.

Herkes yalan söylüyor.

Everyone's laughing.

Herkes gülüyor.

Everyone's crying.

Herkes ağlıyor.

Everyone's eating.

Herkes yemek yiyor.

Everyone's relieved.

Herkes rahat.

Everyone's there.

Herkes orada.

Everyone's interested.

Herkes ilgileniyor.

Everyone's thirsty.

Herkes susamış.

Everyone's sleepy.

- Herkesin uykusu var.
- Herkes uykulu.

Everyone's tired.

Herkes yorgun.

Everyone's saying it.

Onu herkes söylüyor.

Good. Everyone's here.

İyi. Herkes burada.

Everyone's in trouble.

Herkesin başı dertte.

Everyone's been contacted.

Herkesle temas edildi.

Everyone's been evacuated.

Herkes tahliye edildi.

Everyone's gone home.

Herkes eve gitti.

Everyone's someplace else.

Herkes başka bir yerde.

Everyone's watching you.

Herkes seni izliyor.

Everyone's against me!

Herkes bana karşı değil!

Everyone's happy again.

Herkes yine mutlu.

Everyone's having fun.

Herkes eğleniyor.

Everyone's feeling good.

Herkes iyi hissediyor.

Now everyone's happy.

Şimdi herkes mutlu.

Everyone's really happy.

- Herkes çok mutlu.
- Herkes gerçekten mutlu.

To monitor everyone's communication.

gelişmiş yeteneklerine ihtiyacınız yoktu.

Everyone's idea is different.

Herkesin fikri farklıdır.

Everyone's a bit confused.

Herkesin kafası biraz karışıktı.

Everyone's life is complicated.

Herkesin hayatı karmaşık.

Everyone's been really nice.

Herkes gerçekten hoştu.

Everyone's looking at me.

Herkes bana bakıyor.

Everyone's pretty shaken up.

Herkes oldukça sarsılmış.

Everyone's asking for you.

Herkes seni arıyor.

Death is everyone's fate.

Ölüm herkesin kaderidir.

You ruined everyone's fun.

Herkesin eğlencesini mahvettin.

Not everyone's the same.

Herkes aynı değil.

Everyone's looking for Tom.

Herkes Tom'u arıyor.

Everyone's looking for her.

Herkes onu arıyor.

Everyone's looking at us.

Herkes bize bakıyor.

That's what everyone's saying.

Herkesin söylediği budur.

This is everyone's problem.

Bu herkesin sorunu.

Tom ignored everyone's warnings.

Tom herkesin uyarılarını görmezden geldi.

Everyone's holding their breath.

Herkes nefesini tutuyor.

I think everyone's overreacting.

Sanırım herkes aşırı tepki gösteriyor.

- Everybody's busy.
- Everyone's busy.

Herkes meşgul.

Esperanto is everyone's language.

Esperanto herkesin dilidir.

- Everybody's crying.
- Everyone's crying.

Herkes ağlıyor.

Everyone's looking for us.

Herkes bizi arıyor.

Everyone's looking for them.

Herkes onları arıyor.

Everyone's looking for me.

Herkes beni arıyor.

Everyone's looking at you.

Herkes sana bakıyor.

Everyone's looking at them.

Herkes onlara bakıyor.

Everyone's looking at him.

Herkes ona bakıyor.

Everyone's looking at her.

Herkes ona bakıyor.

- Everybody's worried.
- Everyone's worried.

Herkes endişeli.

Stop wasting everyone's time.

Herkesin zaman israf etmeyi kes.

Everyone's went there, no?

Herkes oraya gitti, değil mi?

Everyone's laughing at us.

Herkes bize gülüyor.

This is everyone's victory.

Bu herkesin zaferidir.

We need everyone's vote.

Herkesin oyuna ihtiyacımız var.

Tom knows everyone's name.

Tom herkesin adını biliyor.

Everyone's got a secret.

Herkesin bir sırrı vardır.

- Everybody is fine.
- Everyone's fine.
- Everyone's doing well.
- Everybody's doing well.

Herkes iyi.

Because everyone's respect is theirs

Çünkü herkesin saygısı kendinedir

So everyone's time works differently

Yani herkesin zamanı farklı işliyor

His story excited everyone's curiosity.

Onun hikayesi herkesin merakını uyandırdı.

Everyone's having a great time.

Herkes harika vakit geçiriyor.

- Everyone is here.
- Everyone's here.

Herkes burada.

- Everyone's standing.
- Everyone is standing.

Herkes ayakta dayanıyor.

- Everyone's going.
- Everyone is going.

Herkes gidiyor.

I need everyone's help tomorrow.

Yarın herkesin yardımına ihtiyacım var.

Everyone's dying to meet you.

Herkes seninle tanışmak için can atıyor.

Everyone's looking forward to it.

- Herkes onu dört gözle bekliyor.
- Herkes onu sabırsızlıkla bekliyor.

Everyone's been talking about it.

Herkes onun hakkında konuşuyor.

- Everyone's cheering.
- Everybody is cheering.

Herkes tezahürat yapıyor.

We really appreciated everyone's help.

Biz gerçekten herkesin yardımını takdir ettik.

- Everyone is different.
- Everyone's different.

Herkes farklıdır.

Mom, hurry up! Everyone's waiting.

Anne, acele et! Herkes bekliyor.

Everyone's against somebody in war.

Savaşta herkes birine karşıdır.

Everyone's going to be tired.

Herkes yorgun olacak.

- They all rose.
- Everyone's up.

Onların hepsi ayağa kalktılar.

- Everyone's there.
- Everybody is there.

Herkes orada.

- Everyone's watching.
- Everyone is watching.

Herkes izliyor.

So what is everyone's problem?

Öyleyse herkesin sorunu nedir?

Everyone's asking for you downstairs.

Herkes alt katta sizi istiyor.