Translation of "Jog" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Jog" in a sentence and their turkish translations:

I jog every morning.

Ben her sabah hafif koşu yaparım.

I jog every day.

Ben her gün koşarım.

I jog almost every day.

Neredeyse her gün koşarım.

I jog in the morning.

Sabahleyin koşarım.

I jog twice a week.

Ben haftada iki kez koşarım.

Tom and I jog together.

Tom ve ben birlikte jogging yaparız.

I've decided to jog every morning.

Her sabah koşmaya karar verdim.

We jog before breakfast every morning.

Her sabah kahvaltıdan önce koşarız.

Tom went for a morning jog.

Tom bir sabah koşusu için gitti.

I jog before breakfast every morning.

Her sabah kahvaltıdan önce koşarım.

- We jog together.
- We run together.

Birlikte koşarız.

Tom and I often jog together.

Tom ve ben sık sık birlikte koşarız.

I used to jog every morning.

Her sabah koşu yapardım.

I used to jog every day.

Ben eskiden her gün koşardım.

- I jog every morning.
- I run every morning.

Ben her sabah koşarım.

The fishermen think it isn't boring to jog.

Balıkçılar koşmanın sıkıcı olmadığını düşünüyor.

I go for a jog every morning before breakfast.

Her sabah kahvaltıdan önce hafif koşuya giderim.

I make it a rule to jog every morning.

Her sabah koşmayı bir kural yaparım.

I jog through Central Park every morning at 6 a.m.

Her sabah 6.00'da Central parkta koşarım.

I love to jog more than anything else in the world.

Koşmayı dünyada her şeyden daha çok seviyorum.

He made up his mind to jog in spite of his blindness.

Körlüğüne rağmen koşmaya karar verdi.

- I jog before breakfast every morning.
- I run before breakfast every morning.

Her sabah kahvaltıdan önce koşarım.

Tom takes a quick jog around the block every morning before breakfast.

Tom her sabah kahvaltıdan önce blok etrafında hızlı bir koşu yapar.

Tom used a page of dot points to jog his memory when he made his speech.

Tom konuşmasını yaptığı zaman, anımsamak için ana başlıkların olduğu bir yaprak kullanırdı.

- The man next door said he goes for a jog every morning.
- The man next door said he jogs every morning.

Bitişikteki adam her sabah bir koşuya gittiğini söyledi.