Examples of using "Before" in a sentence and their turkish translations:
Bu geceye dek.
dana önce
Bu daha önce oldu.
Bu daha önce oldu.
Kahvaltıdan önce gül, akşam yemeğinden önce ağlayacaksın.
- Onu daha önce yaptı.
- O bunu daha önce yaptı.
bak galileo'dan önce galile denilen o torpilliden önce
Onu daha önce gördüm.
Bunu daha önce yaptık.
Hareket etmeden önce düşünün.
Bu daha önce yapıldı.
- İçeri girmeden kapıyı çal.
- Girmeden önce kapıyı tıklat.
Onu daha önce duydum.
Daha önce Boston'da bulundum.
O daha önce evlendi mi?
Fırlamadan önce,
geri çekildiğini görürsün.
daha önce yok muydu?
Kullanmadan önce çalkalayın.
Güzellikten önce yaş.
Gitmeden önce bilin.
- Biz daha önce tanıştık.
- Daha önce tanışmıştık.
- Daha önce görüştük.
- Daha önce tanışmıştık.
Daha önce oldu.
Girmeden önce kapıyı çal.
Harekete geçmeden önce düşünün!
Şerefsizlikten önce ölüm!
Zevkten önce iş.
Onu daha önce yaptım.
Onu daha önce yaptı.
Onu daha önce yaptı.
Onu daha önce gördüm.
Bu daha önce yapıldı.
Boston'u daha önce ziyaret ettim.
Daha önce hapsedilmiştim.
Bu daha önce olmadı mı?
O daha önce orada bulunmuştu.
Tom bunu daha önce yaptı.
Gurur bir düşüşten önce gider.
Bunu daha önce hiç yapmadım.
Altıdan önce eve gelmelisin.
Ben bu şarkıyı zaten dinledim.
O, sekizden önce geri geldi.
Bu resmi daha önce gördüm.
Lütfen girmeden önce kapıyı vurun.
Bira saat 4'ten önce yasaktır.
Onu daha önce hiç fark etmemiştim.
Bunu daha önce denedin mi?
O daha önce hiç oldu mu?
Onu daha önce hiç fark etmedim.
Ondan önce onu göreceğim.
Tom gündoğumundan önce buraya geldi.
Gurur bir düşmeden önce gelir.
Bu daha önce yapıldı mı?
Bunu daha önce bilmiyordum.
O yeni değil.
Lütfen gelmeden önce ara.
Daha önce bunu birine asla söylemedim.
Bundan önce iki şey:
menopozdan önceki ve sonraki dönemde.
Başkan olmadan önce,
17. yüzyıldan önce
aşağı yukarı milattan önce 2650 yıllarına tekabül ediyor
Asla görülmemiş birşey.
Daha önce meme iltihabım vardı.
- Daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanışmış mıydık?
Karanlık olmadan eve gel.
- Atlamadan önce bak.
- Hareket etmeden önce iyice düşün.
O, daha önce İtalya'yı ziyaret etti.
Onu daha önce duydum.
Giymeden önce yıka.
Daha önce tanışmadık mı?
Akşam yemeğinden önce çalıştım.
Biz güneş doğmadan önce başladık.
O, öncekinden farklıdır.
Dörtten önce bira yok.
Önceden orada bulunduk.
Daha önce burada bulunduk.
Bunu daha önce yaptılar.
Bunu daha önce yaptım.
Öncekinden daha iyi.
Daha önce orada bulundum.
Bunu daha önce gördüm.
Sonbahardan önce yaz geldi.
Sıfır birden önce gelir.
Bunu daha önce yaptık.
Bunu daha önce gördük.
Onu daha önce yaptık.
Bunu daha önce gördük.
Onu daha önce duyduk.
Biz bunu daha önce denedik.
Bunu daha önce denedim.
Daha önce şaka yapıyordum.
Tom cevap vermeden önce tereddüt etti.