Examples of using "Intensity" in a sentence and their turkish translations:
Fırtına yoğunlaşıyor.
ve yoğunlaşman zamanla artar.
Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.
Şefkat ve duygu yoğunluğu ve bir acele vardır.
O, onun sevgisinin yoğunluğuyla bunalmıştı.
Annemizin öfkesinin şiddetiyle şok olduk.
Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,