Examples of using "Anger" in a sentence and their turkish translations:
Senin öfken anlaşılabilir.
Sen bizi kızdırıyorsun.
Ben kolayca sinirlenirim.
Tom'un öfkesi düştü.
Tom'un öfkesi yatıştı.
Haklı bir öfke var.
Mary öfkesini tutamadı.
Tom öfkesini dizginleyemedi.
- O çileden çıktı.
- O küplere bindi.
- O, öfkeye kapıldı.
Öfkeni anlıyorum.
Onun öfkesi gerçekti.
Öfke bir enerjidir.
Tom öfkesini bastırdı.
Onun öfkesi anlaşılabilirdir.
Ben onun öfkesini anlıyorum.
Sinirden köpürüyorum.
Öfkesini bastırdı.
Biz öfkeni anlıyoruz.
Tom'un öfke sorunları var.
Onun kızgınlığı anlaşılabilirdir.
Ben öfkemi kontrol edemedim.
Sözlerin onun kızgınlığını tetikledi.
Öfkemiz büyük bir rahatsızlık getiriyor
Tom'un öfkesi aniden alevlendi.
İhtiyar adamın öfkesi yatıştı.
O öfke ile parladı.
O öfkeye eğilimliydi.
O sık sık öfkesini gösterir.
O öfke ile yanıyor.
Tom öfkesini zaptedemedi.
O, öfkeden yanıyordu.
Tom'u kızdırmayı severim.
Ebeveynlerini kızdırır mısın?
Öfkeyle dışarı çıktı.
Tom öfke dışında hiçbir şey hissetmedi.
Sinirden kıpkırmızı olmuştu.
Öfkesini kontrol edemedi.
Tom'un öfkesi onların evliliğini yaraladı.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
O öfkelendi.
Onu kızdırmamaya çalış.
Öfkemi frenleyemedim.
Öfken tamamen haklı.
Onun öfkesi tamamen haklıdır.
Öfkeni anlayabiliyorum.
Tom öfkesini gizleyemedi.
O öfkesini kontrol edemiyordu.
Tom öfkesini kontrol edemedi.
Tom öfkesini bastıramadı.
- Karar yaygın öfkeye neden oldu.
- Karar geniş çapta öfkeye neden oldu.
Korku hızla öfkeye dönüştü.
Öfke bir savunma mekanizmasıdır.
Tom'un gözleri öfke ile parlıyordu.
Tom hiçbir öfke göstermedi.
Sami öfkesini kontrol edebilir.
Tom'un gözleri öfkeyle parladı.
Öfkesi evliliklerine zarar verdi.
Tom öfkesini gizleyemedi.
Tom öfkesini kontrol edemedi.
Jim öfkesine hâkim olabildi.
Tom öfkesini Mary'den çıkardı.
tabii ki derinden hissetmişti.
Öfke, hürmetle bağdaşmıyor.
Öfke kolay bir kurtarıcı
Kızmak için nedenin yok.
Sesi öfkeden titriyordu.
O öfkeden köpürüyordu.
O, öfkeyle kapıyı çarptı.
Vücudu öfkeyle sarsıldı.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
Onun sürekli hakaretleri onun öfkesini uyandırdı.
Öfkesini dindirmek istiyorum.
Onlar bizi davranışlarıyla sinirlendiriyor.
Onun yüzü sinirden maviye döndü.
Tom öfkesini dizginlemeye çalıştı.
Seni kızdırmak istemiyorum.
Tom her zaman öfkesini açıkça gösterir.
Tom öfkesini güçlükle kontrol altına alabildi.
Tom öfkesini gizlemeye çalıştı.
Tom öfkesini Mary'den gizledi.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
Tom öfkesini kontrol etmeyi başardı.
Kızgınlık, gerekçesinin görülmesini engelledi.
Öfkesini gizlemeye çalıştı.
Tom öfkesini kontrol etmeye çalıştı.
Tom öfkesini saklamaya çalıştı.
Öfkeli olmak bir filozofa yakışmaz.
Kısa sürede, açlıkları öfkeye dönüştü.
O, öfkesini kontrol edemedi.
Tom öfkesini tutamadı.
Tom öfkeyle bir sandalyeyi tekmeledi.
Tom'un yüzü öfkeden kızardı.
Tom bir öfke yönetimi dersi aldı.
Tom'un öfkesinden gözü karardı.
Sadece öfkemi boşaltıyordum.
Fadıl kendinde biraz suç ve öfke hissetti.