Translation of "Love" in Turkish

How can love love love?

Aşk aşka nasıl aşık olabilir ki?

I love love.

Aşka bayılıyorum.

Love loves love.

Aşk aşka aşıktır.

Love is love.

Aşk aşktır.

Love me, love my dog.

Gülü seven dikenine katlanır.

- What is love?
- What's love?

Aşk nedir?

- I love aubergine.
- I love eggplant.
- I love brinjal.

- Patlıcanı severim.
- Patlıcanı seviyorum.

- "I love you." "I love you, too."
- "I love you!" "I love you too!"

"Seni seviyorum." "Ben de seni seviyorum."

- I love you.
- I do love you.
- I love you!

Seni seviyorum.

Love me little, love me long.

Beni az ama uzun süre sev.

- I love it!
- I love it.

Onu seviyorum!

- I love you.
- I love you!

Seni seviyorum.

- Let's make love!
- Let's make love.

Hadi sevişelim!

- I love autumn.
- I love fall.

Sonbaharı severim.

- I love BBQ.
- I love barbecue.

Barbeküyü severim.

- Love your neighbour.
- Love your neighbor.

Komşunu sev.

We love those who love us.

Bizi sevenleri severiz.

Women love lies, men love lying.

Kadınlar yalanları, erkekler yalan söylemeyi sever.

Love kills happiness, happiness kills love.

Aşk mutluluğu öldürür, mutluluk aşkı öldürür.

Love others as you love yourself!

Başkalarını, kendini sevdiğin gibi sev!

- Is this love?
- Is that love?

Aşk bu mu?

- Kids love dogs.
- Children love dogs.

Çocuklar köpekleri severler.

- I love kittens.
- I love kitties.

Yavru kedileri severim.

The freedom to love means to love others; to love power is to love oneself.

Sevme özgürlüğü, başkalarını sevmek demektir; gücü sevmek kendini sevmektir.

- I love this stuff.
- I love this thing.
- I love this.

Bu şeyi seviyorum.

- I love you and I will always love you.
- I love you and always will love you.
- I love you and I'll always love you.

Seni seviyorum ve hep seveceğim.

Love lasts.

Aşk sürer.

Love hurts.

Aşk acı verir.

Love John.

John'u sev.

Love me!

Beni sev!

Love, Jon.

Sevgiler, Jon.

Love me.

Beni sev.

- Love does not forgive.
- Love doesn't forgive.

- Sevgi affetmez.
- Aşk affetmez.

- Love to party!
- I love to party!

Parti yapmayı seviyorum!

- I love to dance.
- I love dancing.

Dans etmeyi seviyorum.

- People love freedom.
- The people love freedom.

İnsanlar özgürlüğü sever.

I love you - I love you too.

Seni seviyorum- Ben de seni seviyorum.

- Love to party!
- I love to party.

- Parti vermeyi seviyorum.
- Parti yapmayı seviyorum!

- We love it.
- We do love it.

Biz onu seviyoruz.

To love life is to love God.

Hayatı sevmek, Tanrı'yı ​​sevmektir.

The boy I love doesn't love me.

Sevdiğim çocuk beni sevmiyor.

- I love rock.
- I love rock music.

Rock müziği seviyorum.

An unconditional love is love without coercion.

Şartsız bir aşk, zorlana olmayan aşkdır.

I love you like I love myself.

Kendimi sevdiğim gibi seni seviyorum.

- I love you guys.
- I love roads.

Yolları severim.

- You'd love it.
- You would love it.

Onu severdin.

- Love is not enough.
- Love isn't enough.

Aşk yeterli değildir.

- Love conquers hate.
- Love rules over hate.

Sevgi nefreti yener.

- This is love.
- That's what love is.

Aşk budur.

"I love you." "I love you too."

"Seni seviyorum." "Ben de seni seviyorum."

- I love translating.
- I love to translate.

Çevirmeyi seviyorum.

- I love your daughter.
- I love her daughter.
- I love his daughter.

- Onun kızını severim.
- Onun kızını seviyorum.

- I love Kabyle food.
- I love Kabyle dishes.
- I love Kabyle cooking.

Kabyle yemeğini seviyorum.

- I'll love you forever.
- I will always love you.
- I'll always love you.
- I'll love you always.

Seni her zaman seveceğim.

- I will love you always.
- I will love you forever.
- I'll love you forever.
- I will always love you.
- I'll always love you.
- I'll love you always.

Seni her zaman seveceğim.

- I love her to death.
- I really love him.
- I really love her.
- I love him to death.
- I love her a lot.
- I love him a lot.

- Onu gerçekten seviyorum.
- Onu ölümüne seviyorum.

- I will love you forever.
- I'll love you forever.
- I'll love you always.
- I will love you forever!

Seni sonsuza dek seveceğim!

- I'll love you forever.
- I'll love you always.
- I will love you forever!

Seni ebediyen seveceğim.

- I will always love you.
- I'll always love you.
- I'll love you always.

Seni her zaman seveceğim.

- I love you and I will always love you.
- I love you and I always will.
- I love you and I'll always love you.

Seni seviyorum ve hep seveceğim.

I love you more than you love me.

Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum.

- I love that chair.
- I love this chair.

O sandalyeyi seviyorum.

- He won her love.
- He earned her love.

Onun sevgisini kazandı.

- I love my job.
- I love my work.

İşimi seviyorum.

- Make love, not war.
- Make love, not war!

Savaşma seviş!

- I love French films.
- I love French movies.

Fransız filmlerini severim.

- I love my mother.
- I love my mom.

Annemi seviyorum.

- I love this song!
- I love this song.

Bu şarkıyı severim.

- Who do you love?
- Whom do you love?

Kimi seviyorsun?

To talk about love is to make love.

Aşk hakkında konuşmak sevişmektir.

- I don't love her.
- I don't love him.

Onu sevmiyorum.

- I love apple cider.
- I love apple juice.

Elma suyunu severim.

- You're going to love Boston.
- You'll love Boston.

Boston'u seveceksin.

- I love Christmas songs.
- I love Christmas carols.

Noel şarkılarını severim.

- They love this song.
- They love that song.

Onlar o şarkıyı seviyorlar.

- I love her son.
- I love his son.

Onun oğlunu seviyorum.