Translation of "Endured" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Endured" in a sentence and their turkish translations:

Who's endured impossible trials

imkansız denemelere katlanmış

Tom endured the pain.

Tom ağrıya tahammül etti.

I endured the pain.

- Acıya katlandım.
- Ağrıya dayandım.

Tom has endured a lot.

- Tom çok şeye göğüs gerdi.
- Tom pek çok şeye katlandı.

We've endured for long enough.

Biz yeterince uzun katlandık.

She endured to the bitter end.

O, acı sona katlandı.

What can't be cured must be endured.

- Çaresi yoksa katlanmak gerekir.
- Başa gelen çekilir.

The emigrants have endured physical and mental pain.

Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.

Tom closed his eyes tightly and endured the pain.

Tom gözlerini sık biçimde kapattı ve acıya dayandı.

The refugees endured the 18-hour walk across the desert.

Mülteciler çölde 18 saatlik yürüyüşe dayandılar.

Michelle endured nearly two dozen surgeries and extensive therapy and convalescence.

- Michelle yaklaşık iki düzine ameliyata, kapsamlı terapi ve iyileşmeye katlandı.
- Michelle yaklaşık iki düzine ameliyat, kapsamlı tedavi ve iyileşme sürecinden geçmişti.

For all animals that have endured the frozen night, it's a welcome change.

Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.

- He has endured sacrifices for America that most of us cannot begin to imagine.
- He has endured sacrifices for the United States that most of us cannot begin to imagine.

O, Amerika için çoğumuzun hayal bile edemeyeceği fedakarlıklara katlandı.