Translation of "We've" in Turkish

- We've already started.
- We've already begun.

Biz zaten başladık.

We've won!

Biz kazandık!

We've left.

Biz kaçtık.

- We've got a problem.
- We've got trouble.

Bir sorunumuz var.

- We've seen him.
- We've seen it.
- We've seen her.
- We saw it.

Onu gördük.

- We've learned our lesson.
- We've learnt our lesson.

Biz dersimizi öğrendik.

- We've only just started.
- We've only just begun.

Biz sadece başladık.

- We've done that before.
- We've done this before.

Bunu daha önce yaptık.

- We've already done that.
- We've done that already.

Biz onu daha önce yaptık.

- We've already discussed that.
- We've already discussed this.

Bunu zaten tartıştık.

We've gamified recycling.

Geri dönüşümü oyuna benzettik.

We've seen her.

Onu gördük.

We've got company.

Bizim şirketimiz var.

We've been busy.

Biz meşguldük.

We've been disqualified.

Biz diskalifiye olduk.

We've been robbed.

Biz soyulduk.

We've looked everywhere.

Her yere baktık.

We've had meetings.

Toplantılarımız vardı.

We've done well.

Biz iyi yaptık.

We've made it.

Onu yaptık.

We've seen them.

Onları gördük.

We've seen him.

Onu gördük.

We've never met.

Hiç karşılaşmadık.

We've missed you.

Sizi özledik.

We've got trouble.

Sorunumuz var.

We've already begun.

Biz zaten başladık.

We've found her.

Biz onu bulduk.

We've been trying.

Deniyoruz.

We've seen nothing.

Bir şey görmedik.

We've already started.

Biz zaten başladık.

We've almost finished.

Biz neredeyse bitirdik.

We've already decided.

Biz zaten karar verdik.

We've just met.

Biz az önce tanıştık.

We've seen enough.

Yeterince gördük.

We've worked hard.

Biz çok çalıştık.

We've got enough.

Bizim yeterince var.

We've just started.

Biz henüz başladık.

We've been abandoned.

Biz terk edildik.

We've met before.

- Biz daha önce tanıştık.
- Daha önce tanışmıştık.

We've found Tom.

Tom'u bulduk.

We've humiliated Tom.

- Biz Tom'u küçük düşürdük.
- Biz Tom'u aşağıladık.

We've already chosen.

Zaten seçtik.

We've already met.

Zaten tanıştık.

We've already tried.

Zaten denedik.

We've altered course.

Rotayı değiştirdik.

We've barely begun.

Zar zor başladık.

We've been ambushed.

Pusuya düşürüldük.

We've been away.

Uzaktaydık.

We've been better.

Daha iyiydik.

We've been discovered.

Biz keşfedildik.

We've been had.

Kabul edildik.

We've been hit.

Vurulduk.

We've been looking.

Bakıyoruz.

We've been lucky.

Şanslıydık.

We've been outmaneuvered.

Biz köşeye sıkıştırıldık.

We've been sabotaged.

Sabote edildik.

We've been spotted.

Fark edildik.

We've been there.

Oradaydık.

We've been tricked.

Kandırıldık.

We've been unsuccessful.

Biz başarısızdık.

We've been waiting.

Bekliyoruz.

We've been worried.

Endişeliydik.

We've come home.

Eve geldik.

We've discussed this.

Bunu tartıştık.

We've done it.

Bunu yaptık.

We've done worse.

Daha kötüsünü yaptık.

We've forgotten something.

Biz bir şey unuttuk.

We've found something.

Biz bir şey bulduk.

We've got it.

Ona sahibiz.

We've got plenty.

- Çok şeye sahibiz.
- Bizde çok var.

We've got something.

Bir şeye sahibiz.

We've got them.

Onlara sahibiz.

We've got these.

Bunlara sahibiz.

We've got this.

Buna sahibiz.

We've hit something.

Bir şeye vurduk.

We've just arrived.

Az önce geldik.

We've lost contact.

Teması kaybettik.

We've lost power.

Güç kaybettik.

We've made mistakes.

Hatalar yaptık.

We've outrun them.

Onlardan daha hızlı koştuk.

We've seen worse.

Daha kötüsünü gördük.

We've stopped it.

Biz onu durdurduk.

We've taken precautions.

Biz önlemler aldık.

We've tried that.

Biz onu denedik.

We've upset Tom.

- Tom'u üzdük.
- Biz Tom'u üzdük.

We've seen aliens.

Uzaylılar gördük.

Tom, we've arrived!

Tom, biz geldik!

We've arrived safely.

Güvenli bir şekilde geldik.

We've found him.

- Onu bulduk.
- Biz onu bulduk.

We've made progress.

- Biz ilerleme yaptık.
- İlerleme kaydettik.

We've already finished.

Biz zaten bitirdik.

We've arranged everything.

Her şeyi düzenledik.

We've located them.

Onların yerini belirledik.

We've located him.

Onun yerini belirledik.

We've located her.

Onun yerini tespit ettik.