Examples of using "Mental" in a sentence and their turkish translations:
zihinsel bir aktivite olduğunu söyleyebiliriz.
zihinsel sağlık teşhisleri,
Tom'un zihinsel problemleri var.
- Onların hepsi kahrolası kaçık.
- Onların hepsi kahrolası akıl hastası.
ama zihinsel bir mücadeleye neden olur.
Zihinsel bir uyarıma ihtiyacım var.
Ruhsal sinir bozuntum vardı.
Akıl hastalığı herkesi etkileyebilir.
Tom'un ruhsal sorunları var mı?
Tom'un sinirsel çöküntüsü vardı.
Akıl hastalığı bir hastalıktır.
Bu zihinsel hastalığa sahip kişiler, kaygı bozukluğu, yeme bozukluğu
Tom mantıksal aritmetikte çok iyidir.
42 milyar doların üzerinde para harcanıyor.
böylece akıl sağlığımızı geliştirecek.
Tom'un önemli akıl sağlığı problemleri vardır.
Tom'un önemli ruh sağlığı sorunları vardır.
- Senin zihinsel bir problemin var mı?
- Senin bir ruh sağlığı sorunun var mı?
Tom bir akıl hastanesinde.
Tom'un açıkçası ciddi ruhsal problemleri var.
Ruh yaşın çok küçük.
ama aslında zihinsel bir hastalığın başlangıcıymış
böylece zihnimiz zihinsel uyum içinde hissedebilir
ve zihinsel mahremiyetimiz tehlikeye girecek.
akıl sağlığımızla oynamayalım
O bir akıl hastanesine gönderildi.
Akıl hastanesine gönderildi.
Tom bir akıl hastanesine gönderildi.
Çocuğun problemleri fiziksel, ruhsal değil.
Bazı akıl hastalıklarının zaten tedavisi var.
- Leyla'nın zihinsel durumu kontrolden çıktı.
- Leyla'nın zihinsel durumu kontrol dışına çıktı.
Sami'nin tanısal bir akıl hastalığı yoktu.
çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.
Bu tuzağa zihinsel uyum yapbozu diyorum
aklımız uyumu, zihinsel uyumu hisseder.
akıl hastalığına yakalanma, bağlanma sorunu yaşama,
Ruh sağlığı, vücut sağlığı kadar önemlidir.
Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.
Tom'un herhangi bir ruhsal bozukluk öyküsü yoktur.
Tom, ruhsal sinir bozukluğundan hiç tedavi gördü mü?
Zihin egzersizleri özellikle genç çocuklar için önemlidir.
Onun ruhsal yapısını hesaba katman lazım.
Hava trafik kontrolörleri ağır zihinsel yük altındadırlar.
O, zihinsel aritmetik yapmak için yeterince zeki değil.
Başkan zihinsel hastalık belirtileri gösteriyor.
Fadıl ciddi bir zihinsel rahatsızlıktan muzdaripti.
Sami'ye bir akıl hastalığı teşhisi konuldu.
Sami'nin akıl hastalığı onun mankenlik kariyerini kısa kesmiştir.
ve zihinsel bozukluklar gibi başka ruhsal rahatsızlıklara da sahip oluyor.
hem de bilişsellik için bir araya getirmeye başladım.
Bunlar arasında; okulu bırakma ve akıl hastalıklarında daha yüksek oran,
ve akıl hastalığı açısında yüksek risk altındaydık.
Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken
Tom akıl hastasıydı.
Zihinsel güç herhangi bir sporda başarı için çok önemlidir.
Ruh sağlığımla ilgilendiğiniz için size teşekkür ederim.
Onun zihinsel seviyesi normal çocuğunkinden daha yüksektir.
Zihinsel sağlığınız notlarınızdan daha önemlidir.
- Bir akli dengesizlik için tedavi gördünüz mü hiç?
- Hiç psikolojik tedavi gördünüz mü?
Ruh sağlıklarını, fiziksel sağlıklarını geliştiriyorlar,
kötü bir ruh sağlığına sahip olma riskimiz çok daha yüksek olur.
ve devam eden bu hastalıkla birlikte
ve zihin sağlığı hizmetlerinin çok bozuk olmasına kızgınım.
ve bunun zihinsel uyum yapbozunun bir tuzağı olduğunu bile fark etmezdik.
Dan Linda'yı akıl hastanesine geri göndermekle tehdit etti.
Bir ruh sağlığı uzmanıyla konuşmak ister misiniz?
Tom'un ailesinde akıl sağlığı sorunları olan birkaç kişi vardır.
- Sami ciddi zihinsel hastalık belirtileri göstermiyordu.
- Sami ciddi akıl hastalığı belirtileri göstermiyordu.
herkes akıl sağlığı durumlarını tedavi etmek için ilaç almak istemeyebilir.
Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı.
ve performansın zihinsel yönü hakkındaki düşüncelerimi sonsuza kadar değiştirdi.
Tom hayatının çoğunda akıl hastanelerine girip çıkmıştı.
Sami'nin akıl hastalığı onun cezasını hafifletmedi. Art arda iki ömür boyu hapis cezası aldı.
Jane'e on sekiz buçuk yaşında, adına borderline denilen
Senin pek çok ama pek çok, bitmeyen zihinsel sorunlarına rağmen seni seviyorum.
Tom ve Mary zihinsel sağlık sorunları olan oğullarıyla ilgili çok endişeli.
Sami'nin birçok zihinsel ve duygusal sorunu vardı ve onları alkolle tedavi ediyordu.
O duyguyu düşün, zihninde sıraya soktuğum o duygu.
Fadıl'ın çocukları, annelerinin zihinsel durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte yaşamaya başladılar.
tamam yeter biraz daha devam edersek sanırım akıl hastanesine gideceğiz
Zihinsel sağlık sorunun mu var? Her zaman beni izliyorsun. Sen bir yetişkinsin o yüzden daha bağımsız ol.
Videoyu on saniye izleyince kendimi akıl hastanesinden kaçan adamı dinliyormuş gibi hissettim
Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.
"Ev" kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.
O, o bilgi parçasını daha sonra faydalı olabileceğini düşünerek sessizce dosyaladı.
Kafasından toplama yapabilecek kadar zeki değildir.
Yaşama gücü yorulmadan zamanın geniş bir süreci için bir fiziksel veya zihinsel aktivite taşıma kapasitesidir. Sen sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek sağlıklı ve dengeli bir diyet tüketerek, eğitim tarafından yaşama gücünü artırabilirsin.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.