Examples of using "Compulsory" in a sentence and their turkish translations:
Zorunlu değildir
İngilizce zorunlu bir konu.
Bazı ülkeler oy vermeyi zorunlu kılar.
Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
Katılmak bütün üyeler için zorunludur.
Japonya'da ilk ve ortaokula gitmek zorunludur.
Kızların eğitimini zorunlu hale getirdi, okuma yazma oranlarını yükseltti, okullar açtı,
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.