Translation of "Military" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Military" in a sentence and their turkish translations:

military history.

efsaneleri arasındaki yerini sağlamıştır

He studied military history.

Askeri tarih okudu.

It's a military club.

Burası askeri bir kulüp.

Tom avoided military service.

- Tom askerlik hizmetinden kaçtı.
- Tom askerlikten kaçtı.

Crows. Let me see, military.

Kargalar. Efendime söyleyeyim, askerlik.

And a real military genius.

ve gerçek bir askerî deha.

And not our military might.

ahlakın merkezde olduğu bir yere.

Even after the Israeli military --

hatta İsrailli askerler

...foreign companies and military organizations.

...yabancı şirketleri ve askerî kuruluşları soyuyorlardı.

After the 1980 military coup

1980 askeri darbesinden sonra ise

Whose military is in Crimea?

Kimin ordusu Kırım'da?

Pinochet applied a military dictatorship.

Pinochet askeri bir diktatörlük uyguladı.

Were you in the military?

Askerde miydin?

The military is always hiring.

Ordu her zaman işe alır.

Sami was in the military.

Sami askerdeydi.

He was a military prodigy.

O bir askerî dehaydı.

With over 800 military bases and 37% of global military spending, the United States

Dünya çevresindeki 800'den fazla askeri üssü ve dünyadaki askeri harcamanın %37'sini gerçekleştirerek

I mean, such a military genius.

Yani böyle bir askerî deha.

For military and defense-related spending,

bir trilyon dolar bütçeyi bulduğunu söylüyor.

Did Argentina have a military dictatorship?

Arjantin'de askeri diktatörlük mü var?

Compulsory military service exists in Turkey.

Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.

The military police came for him.

Askeri polis onun için geldi.

He has completed his military service.

Askerliğini bitirdi.

Did you serve in the military?

Orduda görev yaptın mı?

Do you have a military background?

Asker kökenli misin?

They have a powerful military arsenal.

Onların güçlü bir askeri cephanelikleri var.

Tom liked to watch military documentaries.

Tom, askeri belgeselleri izlemekten hoşlandı.

Was your dad in the military?

Baban orduda mıydı?

Have you served in the military?

Askerlik yaptın mı?

Large plunder is taken, especially military equipment.

Yüksek oranda ganimet ele geçiriliyor, özellikle askeri ekipman.

During post-harvest months for military service.

edecek olan köyülere verir.

I spent years living in military quarters.

Yıllarca askerî karargâhlarda kaldım.

Their military role replaced by artillery forts.

Kalelerin askeri rolleri topçu hisarları tarafından alındı.

The site is used for military purposes.

Alan askeri amaç için kullanılır.

They intended to increase the military budget.

Askeri bütçeyi artırmayı amaçladılar.

I had my military service in Ankara.

Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.

I did my military service in Ankara.

Askerliğimi Ankara'da yaptım.

Military toys are abundant in the shops.

Asker oyuncakları dükkanlarca bolca bulunur.

Are there any military hospitals in Boston?

Boston'da herhangi bir askeri hastane var mı?

Myanmar is ruled by a military dictatorship.

Myanmar askeri bir diktatörlük tarafından yönetiliyor.

Where did you serve in the military?

Askerliğini nerede yaptın?

Tom grew up in a military family.

Tom askeri bir ailede büyüdü.

He grew up in a military family.

O, askeri bir ailede büyüdü.

There is a military base near here.

Buraya yakın bir askeri üs var.

Military law was declared in some areas.

Askeri yasa bazı bölgelerde ilan edildi.

The Communists launched a major military campaign.

- Komünistler büyük bir askeri harekat başlattı.
- Komünistler büyük bir askeri savaş başlattı.

He took power in a military coup.

Darbeyle iktidara geldi.

After graduating from military academy, Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk, harp akademisinden mezun olduğunda

A young pilot in a military training flight

askeri uçuş eğitimindeki genç bir pilot

Diverse and colourful collection  of military commanders again.

diverse and colourful collection of military commanders again.

A general is a high-ranking military officer.

General yüksek rütbeli bir subaydır.

Great Britain has two military bases in Cyprus.

Büyük Britanya'nın Kıbrıs'ta iki tane askeri üssü var.

The dictator seized power in a military coup.

Diktatör bir askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi.

Soldiers go on patrol in a military vehicle.

Askerler askeri bir araçta devriye giderler.

He wanted to be a great military leader.

Büyük bir askeri lider olmak istiyordu.

He said military force would not be needed.

O, askeri gücün gerekli olmayacağını söyledi.

Reagan asked for military aid for the Contras.

Reagan Kontralar için askeri yardım istedi.

He is a military policeman stationed in Texas.

O Teksas'da konuşlandırılmış bir askeri polistir.

Sami finished his two years of military service.

Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.

There is no US military presence in Algeria.

Cezayir'de Amerika'nın askerî varlığı yok.

He went in and told the "military necessity" story.

Mahkemeye gitti ve "askeri gereklilikler" hikayesini anlattı

The US budget for the military marching bands alone

ABD'nin askeri birlikler için bütçesi

This is without doubt quite an astonishing military feat.

Bu şüphesiz tam anlamıyla ustalık içeren hayret verici bir hareket.

A coordinated plan of military governments in Latin America

Latin Amerika'daki askerî rejimlerin Birleşik Devletler'in desteğiyle

Went to the city and met his military friend

şehre giderek askerlik arkadaşıyla karşılaştı

Of military authority – authority  symbolised by a marshal’s baton.

temsil eder - bir mareşalin sopasıyla sembolize edilen otorite.

Putting him in charge of all  French military administration.

onu tüm Fransız askeri yönetiminden sorumlu yaptı.

Tom is wearing what looks like a military uniform.

Tom bir askeri üniformaya benzeyen bir şey giyiyor.

This air corridor is largely run by military aircraft.

Bu hava koridoru büyük ölçüde askeri uçak tarafından işletilir.

The two men were tried by a military court.

İki adam askeri mahkeme tarafından yargılandı.

The military power of this country is very advanced.

Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.

He was the military hero of the Civil War.

İç savaşın askeri kahramanıydı.

The Japanese military forces seemed too strong to stop.

Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.

In Japan, military leaders gained control of the government.

Japonya'da, askeri liderler, hükümetin kontrolünü ele geçirdiler.

Not far from the house was a military hospital.

Evden pek uzak olmayan bir askeri hastane vardı.

Sami is using his military skills for burglarizing homes.

Sami evleri soymak için askeri becerilerini kullanıyor.

Widespread obesity makes Trump's military recruitment goals a challenge.

Yaygın obezite, Trump’ın askere alım hedeflerini zorlaştırıyor.

[Bear] I learned how to commando crawl in the military.

Komando sürünmesini orduda öğrenmiştim.

He went to the military at the age of 35

35 yaşında askere gitti

military policing, prisoners-of-war  and security of supply lines.

gibi yardımcı hizmetler ile ilgiliydi .

Were the foundation for so much  of Napoleon’s military success.

'vazgeçilmez Mareşal'di .

Products of a military meritocracy,  forged in the French Revolution…

Products of a military meritocracy, forged in the French Revolution…

The President says we must beef up our military forces.

Başkan silahlı güçlerimizi güçlendirmemiz gerektiğini söylüyor.

The military quashed the revolt within a matter of hours.

Ordu birkaç saat içinde başkaldırıyı çökertti.

Our diplomacy and our military strategy were clearly in contradiction.

Diplomatik ve askeri stratejimiz açıkça çelişki içindeydi.

He took over a new post at the military base.

O, üstte yeni bir makam devraldı.

Under no circumstances will we take part in military actions.

Hiçbir koşulda askeri eylemlere katılmayacağız.

They kept the information about the military operations a secret.

Onlar askeri operasyonlar hakkındaki bilgiyi gizli tuttular.

The British had military bases along New York's Hudson River.

İngilizlerin New York'un Hudson Nehri boyunca askeri üsleri vardı.

He says this kind of leader, this kind of military genius.

Şöyle bir lider, şöyle bir askerî deha der.

At 15 he was sent to the Military School in Paris,  

birkaç hafta önce mezun olan genç bir Napolyon Bonapart'ı kaçırarak

It represents the highest possible position of military authority – authority symbolised

Mümkün olan en yüksek askeri otoriteyi temsil eder - bir mareşalin sopasıyla

His father sent him to the military academy to discipline him

babası onu disipline edebilmek için askeri akademiye gönderdi

When the military pulled out, many injured people were left behind.

Ordu çıkınca birçok yaralı insan geride kaldı.

Ataturk had given the military the responsibility of keeping Turkey secular.

Atatürk, orduya Türkiye'yi laik tutmanın sorumluluğunu vermişti.

He is in charge of the logistics of the military operation.

O askeri operasyonun lojistik sorumlusudur.

Military pilots are trained to take more risks than civilian pilots.

Askeri pilotlar sivil pilotlardan daha fazla risk almak için eğitilmiştir.

The military engaged the enemy five kilometers south of the capital.

Ordu başkentin beş kilometre güneyindeki düşmanla meşguldü.

Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.

Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu.