Translation of "Made" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Made" in a sentence and their turkish translations:

- I made supper.
- I made dinner.

- Ben akşam yemeği yaptım.
- Akşam yemeği yaptım.

- I made that.
- I made that!

Onu ben yaptım.

- I've made mistakes.
- I've made many mistakes.
- I made several mistakes.

Ben hatalar yaptım.

- He made me smile.
- She made me smile.
- It made me smile.
- That made me smile.

O beni güldürdü.

- What made you mad?
- What made her mad?
- What made you angry?
- What made her angry?

Onu ne kızdırdı?

- I made mistakes.
- I have made mistakes.

- Hatalar yaptım.
- Ben yanlışlar yaptım.
- Hatalarım oldu.
- Yanlışlarım oldu.

- You made it.
- You have made it.

Bunu sen yaptın.

God made time, but man made haste.

Allah zaman yarattı ama insan acele etti.

- She made him furious.
- That made him angry.
- That made her angry.

O onu kızdırdı.

- Somebody made a mistake.
- Somebody's made a mistake.
- Someone made a mistake.

Birisi hata yaptı.

- You made an error.
- You made a mistake.
- You've made a mistake.

Bir hata yaptın.

- I made my decision.
- I've made up my mind.
- I've decided.
- I've made a decision.
- I made a decision.
- My mind is made up.
- I made the decision.

Kararımı verdim.

- No arrests were made.
- No arrest was made.
- No arrests have been made.

Hiçbir tutuklama yapılmadı.

- She made him cry.
- She made them cry.

Onu ağlattı.

- That made me laugh.
- It made me laugh.

O beni güldürdü.

- He made me smile.
- She made me smile.

Beni güldürdü.

- We've made a mistake.
- We made a mistake.

Bir hata yaptık.

- He made her happy.
- It made her happy.

Bu onu mutlu etti.

- I made a mistake.
- I've made a mistake.

Bir hata yaptım.

- I made a mistake.
- I made a mistake!

Ben bir hata yaptım.

- She made her cry.
- She made them cry.

Onu ağlattı.

- Tom made me cry.
- Tom made me weep.

Tom beni ağlattı.

- What made Tom mad?
- What made Tom angry?

Tom'u ne kızdırdı?

- Tom made Mary angry.
- Tom made Mary furious.

Tom, Mary'yi kızdırdı.

- You made him blush.
- You made her blush.

Onu utandırdın.

- Tom made an omelet.
- Tom made an omelette.

Tom bir omlet yaptı.

- What made him mad?
- What made him angry?

Onu ne kızdırdı?

- You've made them angry.
- You made them angry.

Onları sinirlendirdin.

- What is it made of?
- What's it made of?
- What is that made of?

O neyden yapılmıştır?

- He's been made redundant.
- He has been made redundant.
- She has been made redundant.

İşten çıkarıldı.

I made friends.

Orada arkadaşlar edindim.

We made it.

Başardık.

She's made it.

...başarılı oldu.

made a revolution

bir devrim yaptı

made fun of

dalga geçti

They made love.

Onlar seviştiler.

We made waffles.

Gevezelik yaptık.

Made in Russia.

Rus malı.

I made supper.

Ben akşam yemeği yaptım.

Mistakes were made.

Hatalar yapıldı.

It's beautifully made.

O güzel biçimde yapılmış.

Who made it?

Bunu kim yaptı?

I made cookies.

Kurabiyeler yaptım.

We've made it.

Onu yaptık.

He made plans.

O, planlar yaptı.

Tom made plans.

Tom planlar yaptı.

She made plans.

O planlar yaptı.

Mary made plans.

Mary planlar yaptı.

We made plans.

Plan yaptık.

They made plans.

Onlar planlar yaptı.

He made breakfast.

O kahvaltı hazırladı.

She made breakfast.

O, kahvaltı hazırladı.

Mary made breakfast.

Mary kahvaltı hazırladı.

We made breakfast.

Biz kahvaltı hazırladık.

They made breakfast.

Onlar kahvaltı hazırladı.

He made spaghetti.

O spagetti yaptı.

Tom made spaghetti.

Tom spagetti yaptı.

She made spaghetti.

O spagetti yaptı.

Mary made spaghetti.

Mary spagetti yaptı.

We made spaghetti.

Biz spagetti yaptık.

They made spaghetti.

Onlar spagetti yaptı.

I made mistakes.

- Hatalar yaptım.
- Hatalarım oldu.
- Yanlışlarım oldu.

You made mistakes.

Hatalar yaptın.

He made mistakes.

O, hatalar yaptı.

Tom made mistakes.

Tom hatalar yaptı.

She made mistakes.

O, hatalar yaptı.

Mary made mistakes.

Mary hatalar yaptı.

They made mistakes.

Hatalar yaptılar.

She made noise.

O, gürültü yaptı.

She made pancakes.

O, krep yaptı.

She made rice.

O pilav yaptı.

Tom made rice.

Tom pilav yaptı.

We made sacrifices.

Biz fedakarlıklar yaptık.

Nothing made sense.

Hiçbir şey mantıklı gelmedi.

I made it.

Bunu ben yaptım.

I made photocopies.

- Fotokopi yaptım.
- Fotokopi çektim.

We made mistakes.

Hatalar yaptık.

We've made mistakes.

Hatalar yaptık.

Tom made breakfast.

- Tom kahvaltı yaptı.
- Tom kahvaltı etti.

Tom made everything.

Tom her şeyi yaptı.

Tom made partner.

Tom ortak oldu.

I made breakfast.

Kahvaltı hazırladım.

I made brownies.

Brovni yaptım.

I made coffee.

Kahve yaptım.

I made plans.

Planlar yaptım.

I made reservations.

Rezervasyonlar yaptırdım.

I made spaghetti.

Spagetti yaptım.

I made tea.

Çay yaptım.

Who made these?

Bunları kim yaptı?

You've made progress.

Gelişme kaydettin.

I made two.

İki tane yaptım.

I made these.

Bunları yaptım.

I've made stew.

Güveç yaptım.