Examples of using "Verwachtte" in a sentence and their turkish translations:
Daha kötüsünü bekliyordum.
Ben kimseyi beklemiyordum.
Avukat Ben'i bekliyordu.
Tom bunu beklemiyordu.
- Sizi sabah 11:00 bekliyordum.
- Sizi sabah 11'de bekliyordum.
Seni görmeyi ummuyordum.
- Seni 2.30'da bekliyordum.
- Seni saat 2.30'da bekliyordum.
Ödeme almayı beklemiyordum.
kimsenin öngöremediği bir şekilde.
Ama kendimden bana tanı konulmadan önceki halim olmayı
Tom Mary'yi burada görmeyi ummuyordu.
Ben sorun olacağını umuyordum.
Tom Mary'den böyle güzel bir hediye beklemiyordu.
Ben seni bekliyorum.
O, onun sorunu çözmesini umuyordu.
Avukat Ben'i bekliyordu.
Aynı zamanda daha az korku ve suçluluk hissedeceklerinden
Sen karşılaşmayı umduğum son kişisin.