Examples of using "Half" in a sentence and their turkish translations:
2.30'da görüşürüz çocuklar.
Saat yedi otuzdu.
Saat sekiz buçuk.
Saat üç buçuk.
Saat bir buçuk.
Saat tam yedi buçuk.
6:30'a kadar eve gel.
İşleri yarım bırakma.
Saat neredeyse yedi buçuktur.
Saat tam olarak sekiz buçuk.
Tom 2.30'a kadar bekledi.
Saat yaklaşık 2.30.
Saat 12 buçuğu vurdu.
Bu iş yarım.
İnsanın adı çıkacağına canı çıksın.
Tom hiç kolaya kaçmıyor.
Tom 2.30'da eve vardı.
İşleri yarım bırakmamalısın.
yaklaşık iki katı artış gösteriyor,
Uçak saat 2:30'da kalktı.
7: 30'da Kahvaltı ettim.
Ben 10:30'da yatarım.
Yarım düzine yumurtamız var.
Bu yarı yıl çok başarılıydı.
2.30'da buluşalım.
- Kahvaltı saat dokuz buçuktadır.
- Kahvaltı dokuz buçukta.
Sekiz buçuktan önce başlamaz.
Saat biri yirmi geçiyor.
Saat bir buçuğa beş var.
Saat bir buçuğu beş geçiyor.
Saat ikiye yirmi var.
Trenimiz sekiz buçukta kalkar.
- Okul 8:30'da başlar.
- Okul sekiz buçukta başlar.
- Tom 2.30'da eve geldi.
- Tom 2:30'da eve geldi.
- Seni 2.30'da bekliyordum.
- Seni saat 2.30'da bekliyordum.
Altı-otuz için bir rezervasyonumuz var.
Onu yarım saat bekletti.
Biz saat 2.30'da orada olacağız.
Onu saat 2.30'dan önce yapmak zorundaydım.
- Ben bu sabah altı buçukta uyandım.
- Bu sabah saat 6.30'da uyandım.
30 dakika içinde döneceğim.
Yarım düzine yumurta aldım.
12.30'da birlikte öğle yemeği yiyeceğiz.
Ben saat yedi buçukta orada olacağım.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
ve ayı tarafından sadece yarısı sindirilmiş.
Meksika Japonya'nın yarısı kadar çok insana sahiptir.
Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon sözcük içeriyor.
"Saat kaç?" "On otuz."
Yaklaşık iki otuzda Kobe'ye vardım.
O yarım saat içinde burada olacak.
Sekiz buçuk.
Yaklaşık otuz dakika içinde seni geri arayacağım.
Yarım saat içinde geri geleceğim.
2.30'dan önce dönmeyi umuyorum.
Yemek yarım saat sonra hazır.
Tom muhtemelen 2.30'a kadar evde olacak.
Saat iki buçukta geri döneceğim.
Okul sabah sekiz otuzda başlar.
Saat yedi otuzdu.
Saat bir buçuk.
Lütfen biri beni 2.30'da uyandırabilir mi?
Uçağımın 14.30'da gelmesi gerekiyordu.
Tom'un 2.30'da dişçi randevusu var.
Tom 2.30'da vardı, Mary kısa bir süre sonra vardı.
Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.
Koltuktan çıkmak için biraz ayağa kalktım.
Saat onu yirmi geçiyor.
Saat 6.20.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
İş yarım yapıldı.
Tom 2.30 civarında geldi.
Onlar genellikle yedi buçukta kahvaltı yaparlar ve on ikide öğle yemeği yerler.
Ders 8:30 da başlar.
Yarım saat geç geldi, bu yüzden herkes ona kızgındı.
2.30'da randevun olduğunu sana hatırlatmak istiyorum.
Bir şey hiçbir şeyden daha iyidir.
Bu sekiz otuzdan önce başlamayacak.
Bütün bildiğimiz Tom'un 2.30'da ofisimize geliyor olmasıdır.
Bugün Kolombiya, Kolombiya yerel saatine göre, akşam 9.30'da Paraguay'a karşı oynayacak.
Anlayan arif gerek.
2.30'a kadar hiçbir şey olmayacak.
Tom bu sabah saat 2.30'da öldü.