Examples of using "Ruzie" in a sentence and their turkish translations:
Tartışma.
Onlar tartıştılar.
Onlar her zaman tartışıyorlar.
Onlar niçin tartıştılar?
Neden onlar hep kavga ediyor?
Para hakkında bir tartışma yaşıyorlar.
Tartışma kavga ile sona erdi.
Her karşılaştıklarında, tartışırlar.
Tom ve Mary sık sık para konusunda tartışırlar.
Herkesin önünde olay çıkartma.
Onunla tartışmaya hiç gerek yok.
Tom ve Mary dövüştüklerinde bundan nefret ediyorum.
Mirasçılar, paranın paylaşımı konusunda kayga etmeye başladılar.
- Eğer yorgunsa, bir kadınla asla kavga etme.
- Şayet yorgunsa, bir kadınla zinhar kavga etme.
- Şayet yorgunsa, bir kadınla katiyen kavga etme.
Tom ve Mary gençken her zaman dövüşüyordu.
Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.
Onlar çok tartışır ama genelde birlikte oldukça iyi geçinirler.
- Bir aile tartışmamız olduğunda, kocam her zaman benim yerime annesiyle taraftır.
- Aile tartışmamız olduğunda,eşim genellikle benim değil ailesinin tarafında yer alır.
- Ne zaman bir aile tartışmamız olsa kocam benim yerime her zaman annesinin tarafını tutar.
Onlar her zaman birbirlerinin boğazına sarılırlar.
O, onların kavgasına bir son vermeye çalıştı.