Examples of using "Ontmoeten" in a sentence and their turkish translations:
Onu görüşebilir misin?
Onunla tanışmak istiyor musun?
Herkesi karşılamaya gel.
- Tom'la tanışmak istiyorum.
- Tom'la buluşmak istiyorum.
- Tom ile tanışmak istiyorum.
Mary ile tanışmak istiyorum.
Onu karşılamalısın.
O seninle tanışmak istiyor.
Tom'la buluşmalıyım.
Seninle buluşmak istedim.
Seninle karşılaşmak hoş.
Onlar seninle tanışmak istiyor.
Sami Müslümanlarla tanışmak istedi.
Tom'la tanışmak istiyorum.
- Tom seninle tanışmak istedi.
- Tom sizinle tanışmak istedi.
Hepinizle tanıştığıma memnun oldum!
Tom'un anne ve babasıyla tanışmak istiyorum.
Sami gerçek Müslümanlarla tanışmak istiyordu.
Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!
Seninle her zaman tanışmak istedim.
Ah, onlar ne zaman tekrar buluşacak?
Tekrar buluşabilir miyiz?
Bay Itoh diye biri seni görmek istiyor.
Saat kaçta ve nerede buluşabiliriz?
Tom seninle tanışmayı dört gözle bekliyor.
Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
Seninle tanıştığıma pişman değilim.
Seninle görüşmeye can atıyorum.
Tiyatronun önünde buluşalım.
5 yaşında Fransız bir çocukla karşılaştık
-Brezilyalıyız. -Pekâlâ. Tanıştığımıza çok memnun oldum.
Her karşılaştıklarında, tartışırlar.
O, seninle tanışmak için istekli.
Onunla karşılaşabilirsin.
Bay Itoh adında bir adam sizinle görüşmek istiyor.
Beni karşıladığın için teşekkürler.
Onunla tanışmak üzereyiz.
Seninle tanışmaya can atıyorum.
Beni istasyonda karşılamayı unutma.
Tom'un 2.30'da Mary'yi karşılaması bekleniyor.
Seninle tanışmak için sabırsızlanıyorum.
asla tanışmayı beklemediğimiz insanlarla bizi tanıştırdığını
Ken Yumi'yi karşılamak için parka gitti.
Onunla tanışmak şerefine nail olmadım.
Burada karşılaşmamız beni sevindiriyor.
- Ama buluşmak kaderlerinde yokmuş.
- Ama kavuşmak kaderlerinde yokmuş.
Tom, Mary'yle buluşmak için parka gitti.
Keşke Tom'la tanışabilseydim.
Ben karanlık bir yerde onunla karşılaşmak istemiyorum.
En büyük arzum biyolojik babamla tanışmaktı.
Bu akşam seninle buluşamayacağım için üzgünüm.
Sen karşılaşmayı umduğum son kişisin.
Sonunda seninle şahsen tanıştığım için çok mutluyum.
Sana rastlamak ne güzel. Ben bir karıncayiyenim.
Napolyon sürgünden döndüğünde, Suchet onunla Paris'te buluşmaya gitti.
öğrencilerimle tanıştı ve daha sonra birlikte öğle yemeği yedik.
O, onun geleceğini düşünmede yanılıyordu.
Doğunun ve batının kültürü bu ülkede buluşur.
Onunla tanışma fırsatını kaçırdığım için üzgünüm.
Yüz yüze konuşalım.
İkisi bir daha asla bir araya gelmediler.
Bu şehirde güzel bir Müslüman çiftle tanışmak çok hoş oldu.
Aşıları almak için benimle buluşacak olan kabile üyesini arıyoruz.
Alışveriş merkezinde Tom'la buluşmaya gitmeliyim.
Ama Kral Harold Godwinson onunla buluşmak için kuzeye yürüdü, o kadar hızlı hareket etti ki
Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
Üç saat sonra tekrar görüşeceğiz.
Burada sizi görmek isteyen bir beyefendi var.