Translation of "Ongeveer" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Ongeveer" in a sentence and their turkish translations:

Hoe laat ongeveer?

Yaklaşık saat kaçta?

- Het kostte ongeveer twintig dollar.
- Het was ongeveer twintig dollar.

O yaklaşık yirmi dolardı.

Met ongeveer 80.000 monsters.

Yaklaşık 80.000 örneği vardı.

Ongeveer 200 jaar geleden

Yaklaşık 200 yıl önce,

Die ongeveer hetzelfde doen.

hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.

Ze is ongeveer veertig.

O yaklaşık olarak 40 yaşında.

Hij is ongeveer dertig.

O yaklaşık otuzdur.

- Ze is ongeveer even oud als ik.
- Ze is ongeveer mijn leeftijd.

- O yaklaşık benim yaşımda.
- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

Elk ongeveer 600 km breed,

her biri 643 km uzunluğunda olan

Het gaat ongeveer als volgt.

Böyle bir şey oluyor.

Ze heeft ongeveer 2000 boeken.

O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.

Het kost ongeveer dertig euro.

Yaklaşık otuz avroya mal olur.

Ben je zo ongeveer klaar?

- İşin bitti mi?
- İşin bitmek üzere mi?

Hij moet ongeveer veertig zijn.

O yaklaşık kırk olmalı.

Het is ongeveer vijf mijl.

Yaklaşık beş mil.

Het is ongeveer elf uur.

Saat 11 civarı.

Is het ongeveer tien uur?

Saat yaklaşık on mudur.

We wandelden ongeveer vijf mijl.

Biz yaklaşık beş mil yürüdük.

- De bevolking van Japan is ongeveer 120 miljoen.
- Japan telt ongeveer 120 miljoen inwoners.

Japonya'nın nüfusu yaklaşık 120 milyondur.

ongeveer zo groot als een kinderhand.

küçük, olağandışı bir kaya vardı.

Ongeveer een jaar voordat oma overleed,

Büyükannem ölmeden bir yıl kadar önce,

Dan zijn dat er ongeveer 1.000.

böyle 1.000 kareniz olur.

En het ging ongeveer als volgt.

Şöyle bir şeydi:

Bevatte ongeveer 400.000 van dezelfde argonatomen

Gandhi'nin ömrü boyunca soluduğu

Jullie avontuur begint zo ongeveer nu.

Sizin yolculuğunuz şimdi başlıyor.

Het zal ongeveer tienduizend yen kosten.

O, yaklaşık 10,000 yene mal olacak.

Onze school heeft ongeveer duizend studenten.

Okulumuzun yaklaşık bin öğrencisi vardır.

Een mijl is ongeveer 1600 meter.

Bir mil yaklaşık 1600 metreye eşittir.

Ik heb ongeveer vijftig dollar betaald.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

Ik heb ongeveer een minuut nodig.

Yaklaşık bir dakikaya ihtiyacım var.

Hij vertrok ongeveer tien minuten geleden.

Yaklaşık 10 dakika önce ayrıldı.

De oorlog duurde ongeveer twee jaar.

Savaş yaklaşık iki yıl boyunca sürdü.

Hij is ongeveer zestig jaar oud.

O, altmış yaşlarında.

Tom is ongeveer dertig jaar oud.

Tom yaklaşık otuz yaşında.

Ik heb er ongeveer dertig van.

Yaklaşık olarak onlardan otuzuna sahibim.

Hij is ongeveer 40 jaar oud.

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

Het zal ongeveer vijftien dollar kosten.

O, yaklaşık on beş dolara mal olacak.

Het zal ongeveer dertig dollar kosten.

Bu yaklaşık otuz dolara mal olacak.

- Er waren ongeveer dertig mensen aanwezig bij Toms begrafenis.
- Ongeveer dertig mensen hebben Toms begrafenis bijgewoond.

Yaklaşık otuz kişi Tom'un cenaze törenine katıldı.

En ongeveer zes maanden voor ze stierf,

Ölümüne altı ay kala, hiç yoktan,

Meneer White is ongeveer van mijn leeftijd.

Bay White yaklaşık benim yaşımda.

De plank is ongeveer twee meter lang.

- Tahta yaklaşık iki metre uzunluğundadır.
- Pano yaklaşık iki metre uzunluğundadır.

Hij is ongeveer even oud als jij.

- O, yaklaşık olarak seninle aynı yaştadır.
- O, takriben seninle aynı yaştadır.

Hij is ongeveer even oud als ik.

O yaklaşık benim yaşımda.

Ze is ongeveer even oud als ik.

O, yaklaşık benimle aynı yaştadır.

Ik kocht het voor ongeveer twaalf dollar.

Onu yaklaşık 12 dolara satın aldım.

Vader is ongeveer tien minuten geleden thuisgekomen.

Yaklaşık on dakika önce babam eve geldi.

Ze is ongeveer even groot als jij.

O, yaklaşık olarak seninle aynı boydadır.

Bossen bedekken ongeveer 9,4% van het aardoppervlak.

Ormanlar dünya yüzünün %9.4'ünü kaplar.

Toms vrouw is ongeveer van mijn leeftijd.

Tom'un karısı yaklaşık benim yaşımdadır.

We werken ongeveer acht uur per dag.

Günde yaklaşık sekiz saat çalışırız.

- Het is ongeveer even groot als een ei.
- Het is ongeveer net zo groot als een ei.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

Aan ongeveer 50 cent per kilo komen we

kilosu 50 cent üzerinden hesaplansa

Bevatten ongeveer een derde van de wereldwijde bodemkoolstofreserves.

küresel toprak karbon rezervlerinin üçte birini depolar.

Zij en ik hebben ongeveer hetzelfde aantal postzegels.

O ve ben yaklaşık aynı sayıda pula sahibiz.

Dat is op ongeveer 133 kilometer van Londen.

Londra'dan yaklaşık 133 kilometredir.

Het woordenboek bevat ongeveer een half miljoen woorden.

- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon sözcük içeriyor.

Ongeveer twee miljoen pond bloem wordt jaarlijks uitgevoerd.

Yılda yaklaşık iki milyon poundluk un ihraç ediliyor.

Het universum is ongeveer 13,75 miljard jaar oud.

Evren yaklaşık 13.75 milyar yaşındadır.

Het is ongeveer even groot als een ei.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

De kinderen worden om ongeveer acht uur gebracht.

Çocuklar saat sekiz gibi getirilir.

Ik bel over ongeveer een half uur terug.

Yaklaşık otuz dakika içinde seni geri arayacağım.

Noorwegen heeft een bevolking van ongeveer 5 miljoen.

Norveç'in nüfusu yaklaşık beş milyon.

Hoe laat denk je dat je ongeveer aankomt?

Muhtemelen ne zaman varacağını düşünüyorsun?

Tom werkt al ongeveer drie jaar voor ons.

Tom, yaklaşık üç yıldır bizim için çalışıyor.

Er zitten ongeveer veertig studenten in haar klas.

Sınıfında kırk civarında öğrenci var.

Ik heb ongeveer drie jaar in Boston gewoond.

Yaklaşık üç yıl Boston'da yaşadım.

Wereldwijd lijden er slechts ongeveer 350 kinderen aan.

Şu an tüm dünyada sadece yaklaşık 350 çocukta var.

Ik zie je daar om ongeveer 2:30.

Yaklaşık 2.30'da seni orada karşılayacağım.

Ongeveer zeven miljard mensen wonen op onze planeet.

Gezegenimizde yaklaşık 7 milyar insan yaşıyor.

In twee maanden verloor ik ongeveer 10 kilo lichaamsgewicht.

İki ayda yaklaşık 10 kilo kaybettim.

We vangen ongeveer 1,4 miljard kilo vis per jaar.

her yıl 1,4 milyar kg balık yakalanır.

China is ongeveer vijfentwintig keer zo groot als Japan.

Çin, Japonya'dan yaklaşık yirmi beş kat daha büyüktür.

Azië is ongeveer vier keer zo groot als Europa.

Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir.

Ongeveer een miljard mensen lijdt aan honger en ellende.

Yaklaşık bir milyar insan, açlık ve yoksulluktan muzdariptir.

Op de mercator kaart lijken ze ongeveer even groot.

Merkatör haritasında aynı büyüklükte görünüyorlar.

Dat is ongeveer alles wat we vandaag kunnen afwerken.

Bugünlük halledebileceklerimizin hemen hemen hepsi bu.

Jupiter is ongeveer tien keer groter dan de aarde.

- Jüpiter Dünya'dan yaklaşık on kez daha büyüktür.
- Jüpiter Dünya'nın yaklaşık on katı büyüklüğündedir.

Het kost een lichtpuls ongeveer 3,3 miljardste van een seconde,

Bir ışık atımının, bir metrelik mesafeyi katetmesi saniyenin 3,3 milyarda biri

Ongeveer zeven procent van de bevolking van Guyana is moslim.

Guyana nüfusunun yaklaşık yüzde yedisi Müslümandır.

Ze bouwden hun rijk ongeveer vijfhonderd jaar geleden in Peru.

Onlar yaklaşık beş yüz yıl önce Peru'da imparatorluklarını kurdular.

Vanaf hier is het ongeveer drie kilometer naar de kust.

Buradan sahile yaklaşık üç kilometre.

Tom en Mary hebben ongeveer één keer per week seks.

Tom ve Mary haftada bir kez sevişirler.

De bevolking van Estland bestaat uit ongeveer 1,3 miljoen mensen.

Estonya'nın nüfusu yaklaşık 1,3 milyon kişidir.

Vertel Tom alsjeblieft dat hij ongeveer dertig minuutjes moet wachten.

Lütfen Tom'a yaklaşık otuz dakika beklemesini söyle.

De temperatuur van het menselijk lichaam is ongeveer 37°C.

İnsan vücudunun ısısı 37°C civarında gezinir.

We hebben ongeveer $300.000 nodig om dit project te voltooien.

Bizim bu projeyi tamamlamak için yaklaşık 300.000 dolara ihtiyacımız var.

Het percentage lipiden in een dierlijke cel is ongeveer 8%.

Bir hayvan hücresinde lipidlerin yüzdesi yaklaşık%8'dir.

In de jaren 1950 telde die kolonie ongeveer twee miljoen dieren.

1950'lerde bu kolonide iki milyon birey vardı.

Volgens de Wereldgezondheidsorganisatie sterven jaarlijks ongeveer 1,25 miljoen mensen aan verkeersongelukken.

Dünya Sağlık Örgütüne göre, trafik kazaları nedeniyle her yıl yaklaşık 1,25 milyon insan ölmektedir.

Elk jaar eist de normale griep ongeveer 60,000 levens in Amerika

Mevsimsel grip her yıl 60 bin Amerikalıyı öldürüyor.

Mijn school ligt op ongeveer tien minuten lopen van het station.

Okulum istasyondan yürüyerek yaklaşık on dakikadır.