Examples of using "Oud" in a sentence and their turkish translations:
Sen yaşlısın.
O yaşlı.
- Kaç yaşındasın?
- Yaş kaç?
Yaşınız nedir?
Tom gerçekten yaşlı.
Hey, bakın. Eski aletler var.
Baksanıza, eski bir fıçı!
Onlar yaşlı.
Ben yaşlıyım.
Yaşlanıyordu.
O yaşlı.
O yaşlı.
Tom yaşlı.
Biz yaşlanıyoruz.
Şeref duydum. ESKİ SAVUNMA BAKANI ESKİ ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİ ÜYESİ
“O kaç yaşında?” “On iki yaşında.”
Bu eski bir kitap.
Amcan kaç yaşında?
Deden kaç yaşında?
Şimdi kaç yaşındasın?
Bu eski bir klişe.
Oğlunuz kaç yaşında?
Artık yeterince yaşlısın.
O kitap çok eski.
Buzdolabın kaç yaşında?
O seksen yaşında.
Bu eski bir cihaz.
Baksanıza, eski bir fıçı!
Ama çok eski bir yer.
- Kaç yaşındasın?
- Yaşın kaç?
Benim masam eski.
Annem ve babam yaşlı.
Kaç yaşındasınız arkadaşlar?
Kitap eskidir.
Ben zaten yaşlıyım.
Onun yaşı nedir?
Şu kitap eski.
O çok yaşlıydı.
Bu kitaplar eski.
Çok yaşlıyım.
Aynı yaştayız.
Aynı yaştayım.
Masam eski.
Ben kaç yaşındayım?
Yaşlı değilsin
Yaşlı değiliz.
Yaşlı değilim.
Tom kaç yaşında?
- Tom çok yaşlı.
- Tom çok fazla yaşlı.
- Adam yaşlıdır.
- Adam ihtiyar.
Bu kitap eski.
Benim kız kardeşim üç yaşında.
Seninle yaşlanmak istiyorum.
"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."
Bu eski bir Amerikan âdeti.
Tom şimdi on üç yaşında.
Bir asırdan daha önce yapılmış,
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
Helen on yedi yaşında .
Bu arada, kaç yaşındasınız?
O da yaşlandı.
Çok yaşlı olabilirim.
Evren kaç yaşında?
Kaç yaşında görünüyorum?
Tom yeterince yaşlı değil.
O, kırk yaşında.
Ben seksen beş yaşındayım.
- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.
- Ben on sekiz yaşındayım.
Laurie yirmi yaşındadır.
- Ben otuz yaşındayım.
- Otuz yaşındayım.
Muiriel yirmi yaşındadır.
O otuz yaşında.
O tablo kaç yıllık?
Bu hayvanat bahçesi kaç yaşında?
Ben kırk beş yaşındayım.
Kahverengi şapka eski.
Amcan kaç yaşında?
- Anneannen kaç yaşında?
- Babaannen kaç yaşında?
Tom otuz yaşında.
Ben on altı yaşındayım.
Tom o zaman kaç yaşındaydı?
Muriel yirmi yaşında.
Ben on iki yaşındayım.