Translation of "Oud" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Oud" in a sentence and their turkish translations:

- Jij bent oud.
- U bent oud.
- Jullie zijn oud.
- Je bent oud.

Sen yaşlısın.

- Ze is oud.
- Zij is oud.

O yaşlı.

- Hoe oud bent u?
- Hoe oud ben je?
- Hoe oud zijn jullie?

- Kaç yaşındasın?
- Yaş kaç?

- Hoe oud bent u?
- Hoe oud ben je?

Yaşınız nedir?

- Tom is zeer oud.
- Tom is heel oud.

Tom gerçekten yaşlı.

Kijk, oud gereedschap.

Hey, bakın. Eski aletler var.

Een oud vat.

Baksanıza, eski bir fıçı!

Ze is oud.

Onlar yaşlı.

Ik ben oud.

Ben yaşlıyım.

Hij werd oud.

Yaşlanıyordu.

Zij is oud.

O yaşlı.

Hij is oud.

O yaşlı.

Tom is oud.

Tom yaşlı.

We worden oud.

Biz yaşlanıyoruz.

Een eer. OUD-MINISTER VAN DEFENSIE - OUD-LID MLN

Şeref duydum. ESKİ SAVUNMA BAKANI ESKİ ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİ ÜYESİ

"Hoe oud is ze?" "Ze is twaalf jaar oud."

“O kaç yaşında?” “On iki yaşında.”

- Dit is een oud boek.
- Dit boek is oud.

Bu eski bir kitap.

- Hoe oud is jouw oom?
- Hoe oud is uw oom?
- Hoe oud is jullie oom?

Amcan kaç yaşında?

- Hoe oud is je opa?
- Hoe oud is je grootvader?

Deden kaç yaşında?

- Hoe oud bent u momenteel?
- Hoe oud ben je momenteel?

Şimdi kaç yaşındasın?

- Het is een oud cliché.
- Het is een oud stereotiep.

Bu eski bir klişe.

- Hoe oud is uw zoon?
- Hoe oud is je zoon?

Oğlunuz kaç yaşında?

- Jullie zijn nu oud genoeg.
- Je bent nu oud genoeg.

Artık yeterince yaşlısın.

- Dat boek is echt oud.
- Dat boek is heel oud.

O kitap çok eski.

- Hoe oud is jouw koelkast?
- Hoe oud is jullie koelkast?

Buzdolabın kaç yaşında?

- Hij is tachtig jaar oud.
- Zij is tachtig jaar oud.

O seksen yaşında.

- Dit is een oud apparaat.
- Dit is een oud toestel.

Bu eski bir cihaz.

Kijk, een oud vat.

Baksanıza, eski bir fıçı!

Hij is heel oud.

Ama çok eski bir yer.

Hoe oud ben je?

- Kaç yaşındasın?
- Yaşın kaç?

Mijn bureau is oud.

Benim masam eski.

Mijn ouders zijn oud.

Annem ve babam yaşlı.

Hoe oud zijn jullie?

Kaç yaşındasınız arkadaşlar?

Het boek is oud.

Kitap eskidir.

Ik ben al oud.

Ben zaten yaşlıyım.

Hoe oud is hij?

Onun yaşı nedir?

Dat boek is oud.

Şu kitap eski.

Hij was heel oud.

O çok yaşlıydı.

Deze boeken zijn oud.

Bu kitaplar eski.

Ik ben te oud.

Çok yaşlıyım.

We zijn even oud.

Aynı yaştayız.

Ik ben even oud.

Aynı yaştayım.

Mijn tafel is oud.

Masam eski.

Hoe oud ben ik?

Ben kaç yaşındayım?

U bent niet oud.

Yaşlı değilsin

We zijn niet oud.

Yaşlı değiliz.

Ik ben niet oud.

Yaşlı değilim.

Hoe oud is Tom?

Tom kaç yaşında?

Tom is te oud.

- Tom çok yaşlı.
- Tom çok fazla yaşlı.

De man is oud.

- Adam yaşlıdır.
- Adam ihtiyar.

Dit boek is oud.

Bu kitap eski.

- Mijn zuster is drie jaar oud.
- Mijn zus is drie jaar oud.

Benim kız kardeşim üç yaşında.

- Met jou wil ik oud worden.
- Met jullie wil ik oud worden.

Seninle yaşlanmak istiyorum.

- "Hou oud ben je?" "Zestien."
- "Hoe oud ben je?" "Ik ben zestien."

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

- Dit is een oud Amerikaans gebruik.
- Dat is een oud Amerikaans gebruik.

Bu eski bir Amerikan âdeti.

- Tom is nu dertien jaar oud.
- Tom is nu 13 jaar oud.

Tom şimdi on üç yaşında.

Meer dan een eeuw oud,

Bir asırdan daha önce yapılmış,

Jong geleerd is oud gedaan.

Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.

Helen is zeventien jaar oud.

Helen on yedi yaşında .

Trouwens, hoe oud ben je?

Bu arada, kaç yaşındasınız?

Hij is ook oud geworden.

O da yaşlandı.

Misschien ben ik te oud.

Çok yaşlı olabilirim.

Hoe oud is het universum?

Evren kaç yaşında?

Hoe oud zie ik eruit?

Kaç yaşında görünüyorum?

Tom is niet oud genoeg.

Tom yeterince yaşlı değil.

Ze is veertig jaar oud.

O, kırk yaşında.

Ik ben vijfentachtig jaar oud.

Ben seksen beş yaşındayım.

Ik ben achttien jaar oud.

- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.
- Ben on sekiz yaşındayım.

Laurie is twintig jaar oud.

Laurie yirmi yaşındadır.

Ik ben dertig jaar oud.

- Ben otuz yaşındayım.
- Otuz yaşındayım.

Muiriel is twintig jaar oud.

Muiriel yirmi yaşındadır.

Hij is dertig jaar oud.

O otuz yaşında.

Hoe oud is dat schilderij?

O tablo kaç yıllık?

Hoe oud is deze dierentuin?

Bu hayvanat bahçesi kaç yaşında?

Ik ben vijfenveertig jaar oud.

Ben kırk beş yaşındayım.

De bruine hoed is oud.

Kahverengi şapka eski.

Hoe oud is jouw oom?

Amcan kaç yaşında?

Hoe oud is je oma?

- Anneannen kaç yaşında?
- Babaannen kaç yaşında?

Tom is 30 jaar oud.

Tom otuz yaşında.

Ik ben zestien jaar oud.

Ben on altı yaşındayım.

Hoe oud was Tom toen?

Tom o zaman kaç yaşındaydı?

Muriel is twintig jaar oud.

Muriel yirmi yaşında.

Ik ben twaalf jaar oud.

Ben on iki yaşındayım.