Translation of "Dertig" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Dertig" in a sentence and their turkish translations:

Tel tot dertig.

Otuza kadar say.

Hij is ongeveer dertig.

O yaklaşık otuzdur.

Je hebt dertig dagen.

- Otuz gününüz var.
- Otuz günün var.

- Tom heeft mij dertig dollar gegeven.
- Tom gaf me dertig dollar.

Tom bana otuz dolar verdi.

- We bellen over dertig minuten weer.
- We bellen over dertig minuten terug

Otuz dakika içinde geri arayacağız.

Het kost ongeveer dertig euro.

Yaklaşık otuz avroya mal olur.

Tom is in de dertig.

- Tom yaklaşık otuz yaşında.
- Tom otuz yaşına yakın.

Ik ben dertig jaar oud.

- Ben otuz yaşındayım.
- Otuz yaşındayım.

Hij is dertig jaar oud.

O otuz yaşında.

Tom had dertig hechtingen nodig.

Tom'un otuz dikişe ihtiyacı vardı.

Het kostte dertig miljoen dollar.

Bu otuz milyon dolara mal oldu.

De vereniging heeft dertig leden.

Derneğin otuz tane üyesi vardır.

De club heeft dertig leden.

Kulübün otuz üyesi vardır.

Tom is dertig jaar oud.

Tom, otuz yaşındadır.

Ik word dertig in oktober.

Ekim ayında otuz yaşında olacağım.

- Tom is zeker ouder dan dertig jaar.
- Tom is zeker ouder dan dertig.

Tom kesinlikle otuzun üzerindedir.

Dertig jaar na haar geboorte hier...

Burada yumurtadan çıktıktan 30 yıl sonra...

De trein gaat iedere dertig minuten.

Tren her otuz dakikada bir çalışır.

Gelieve alstublieft dertig minuten te wachten.

- Lütfen yarım saat bekle.
- Lütfen otuz dakika bekleyin.

Hij verscheen dertig minuten te laat.

- Otuz dakika geç döndü.
- 30 dakika geç geldi.

Ik ben geen dertig jaar oud.

Ben otuz yaşında değilim.

De film begint over dertig minuten.

Film otuz dakika içinde başlıyor.

Ik denk dat Tom dertig is.

Sanırım Tom otuz yaşında.

Tom verdient dertig dollar per uur.

Tom saatte otuz dolar kazanmaktadır.

Tom is ongeveer dertig jaar oud.

Tom yaklaşık otuz yaşında.

Tom is nu dertig jaar oud.

Tom şimdi otuz yaşında.

Ik heb er ongeveer dertig van.

Yaklaşık olarak onlardan otuzuna sahibim.

Ik heb hier dertig jaar gewoond.

Otuz yıldır burada yaşıyorum.

Tom moet over de dertig zijn.

Tom otuzun üstünde olmalıdır.

Tom is iets ouder dan dertig.

Tom otuzun biraz üzerindedir.

Het zal ongeveer dertig dollar kosten.

Bu yaklaşık otuz dolara mal olacak.

Volgende week word ik dertig jaar.

Gelecek hafta otuz yaşında olacağım.

We bellen terug binnen dertig minuten.

Otuz dakika içinde geri arayacağız.

- Tom was bijna dertig jaar lang leraar.
- Tom heeft bijna dertig jaar als leerkracht gewerkt.

Tom yaklaşık otuz yıldır öğretmendi.

- Er waren dertig mensen aanwezig bij de bijeenkomst.
- Er waren dertig mensen aanwezig bij de vergadering.

Toplantıda hazır otuz kişi vardı.

- Er waren ongeveer dertig mensen aanwezig bij Toms begrafenis.
- Ongeveer dertig mensen hebben Toms begrafenis bijgewoond.

Yaklaşık otuz kişi Tom'un cenaze törenine katıldı.

Hij pleegde zelfmoord toen hij dertig was.

- Otuz yaşında kendini öldürdü.
- O otuz yaşında intihar etti.

Onze vlucht was vertraagd met dertig minuten.

Uçağımız otuz dakika gecikti.

Onze school begint om acht uur dertig.

Okulumuz saat sekiz buçukta başlar.

Ze heeft dertig jaar lang muziekles gegeven.

- O, otuz yıl boyunca müzik öğretti.
- Otuz yıldır müzik öğretiyor.

Ik kocht een fototoestel voor dertig dollar.

30 dolara bir kamera satın aldım.

Tom las dertig boeken het laatste jaar.

Tom geçen yıl otuz kitap okudu.

Ik heb dertig jaar in Boston gewoond.

Otuz yıl Boston'da yaşadım.

Is het nog maar acht uur dertig?

Saat daha sekiz buçuk mu?

- Dat waren de droogste zes maanden in dertig jaar.
- Dit waren de droogste zes maanden in dertig jaar.

Bu, otuz yıl içinde en kuru altı ay oldu.

Tom kwam er dertig minuten te vroeg aan.

Tom buraya otuz dakika erken geldi.

Ik schat dat ze ouder dan dertig is.

- Sanırım o otuzun üzerindedir.
- Ben onun otuz yaşın üzerinde olduğunu tahmin ediyorum.

Ik was pas thuis om twee uur dertig.

2.30'a kadar eve gelmedim.

De trein heeft een vertraging van dertig minuten.

Tren 30 dakika gecikiyor.

Het aantal jongens in onze klas is dertig.

Sınıfımızdaki oğlan sayısı otuzdur.

Tom moet nu al over de dertig zijn.

Tom şu ana kadar otuzun üzerinde olmalı.

Tom zal waarschijnlijk voor twee uur dertig aankomen.

Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.

- Het was zeven uur dertig.
- Het was half acht.

Saat yedi otuzdu.

- Het is een uur dertig.
- Het is half twee.

Saat bir buçuk.

Dit is de droogste juni sinds de jaren dertig.

Otuzlu yıllardan beri bu, haziranın en kurak ayı.

Ik voel me alsof ik dertig jaar oud ben.

Otuz yaşındaymışım gibi hissediyorum.

- Tom leek vroeg in de dertig te zijn.
- Tom bleek een vroege dertiger te zijn.
- Tom leek begin dertig te zijn.

Tom otuzlu yaşların başlarında gibi görünüyordu.

Dat is de zwaarste sneeuwval van de laatste dertig jaar.

Bu son 30 yıl içerisinde en şiddetli kar yağışıdır.

- Dat wordt dan 30 euro.
- Dat wordt dan dertig euro.

Bu, otuz avroya mal olacak.

Tien, twintig, dertig, veertig, vijftig, zestig, zeventig, tachtig, negentig, honderd.

On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.

Tom kan in dertig talen "Ik spreek alleen Frans" zeggen.

Tom otuz dilde "Ben yalnızca Fransızca konuşabilirim." diyebilir.

Vertel Tom alsjeblieft dat hij ongeveer dertig minuutjes moet wachten.

Lütfen Tom'a yaklaşık otuz dakika beklemesini söyle.

We hebben de afgelopen dertig jaar elke Kerstmis samen doorgebracht.

Son otuz yıldır her Noel'i birlikte geçirdik.

Ik ben tamelijk zeker dat die toren driehonderd dertig meter hoog is.

O kulenin 330 metre uzunluğunda olduğundan çok eminim.

De patiënten in deze studie bestonden uit dertig mannen en 25 vrouwen.

Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.

- De les begint om acht uur dertig.
- De les begint om half negen.

Ders 8:30 da başlar.

- Het begint niet voor half negen.
- Het zal niet beginnen voor acht uur dertig.

Bu sekiz otuzdan önce başlamayacak.

Een vrouw schreef dertig boeken over hoe men gelukkig wordt, en pleegde toen zelfmoord.

Bir kadın nasıl mutlu olunacağı hakkında bir kitap yazdı ve sonra intihar etti.

Het kost ongeveer dertig minuten om naar het station te komen met de taxi.

Taksiyle istasyona gelmek yaklaşık otuz dakika alır.

- Tot twee uur dertig zal er niets gebeuren.
- Tot half drie zal er niets gebeuren.

2.30'a kadar hiçbir şey olmayacak.

- Tom is deze morgen om twee uur dertig overleden.
- Tom is vanmorgen om half drie overleden.

Tom bu sabah saat 2.30'da öldü.