Translation of "Doen" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Doen" in a sentence and their turkish translations:

Niet doen!

Yapma!

- Hij bleef het doen.
- Zij bleef het doen.
- Hij bleef maar doen.
- Zij bleef maar doen.

O, onu yapmaya devam etti.

Tom gaat doen wat hij moet doen.

Tom yapmak zorunda olduğu şeyi yapacak.

- Mijn longen doen pijn.
- Mijn longen doen zeer.

Ciğerlerim ağrıyor.

- Wat gaan wij doen?
- Wat zullen we doen?

Ne yapacağız?

- Wat gaan ze doen?
- Wat zullen ze doen?

Onlar ne yapacak?

We doen het.

Bunu yapalım!

Wat doen we?

Ne yapacağız?

Anderen doen mee.

Başkaları da katılır.

Wat doen omroepers?

Sunucular ne yapar?

Ga iets doen.

Bir şey yapmaya git.

Niet doen, Sam!

Sam, yapma!

- Wat doen we?
- Wat zijn we aan het doen?

Ne yapıyoruz?

Heb je alles kunnen doen, wat je wilde doen?

- Yapmak istediklerini halledebildin mi?
- Yapmak istediğin her şeyi yapabildin mi?

- Je had het kunnen doen.
- U had het kunnen doen.
- Jullie had het kunnen doen.

Onu yapabilirdin.

- Wat gaat u vanavond doen?
- Wat gaan jullie vanavond doen?
- Wat ga je vanavond doen?

Bu akşam ne yapacaksın?

- Wil je dat echt doen?
- Wil je dit echt doen?
- Wilt u dit werkelijk doen?

Gerçekten bunu yapmak istiyor musun?

- Iedereen kan dat doen.
- Om het even wie kan dat doen.
- Dat kan iedereen doen.
- Dat kan om het even wie doen.

Herhangi biri bunu yapabilir.

- Waarom moet ik dat doen?
- Waarom moet ik dit doen?

Bunu niçin yapmalıyım?

- Doe wat ge moet doen.
- Doe wat je moet doen.

Yapman gerekeni yap.

- En, wat doen we nu?
- En wat gaan we doen?

Peki şimdi ne yapıyoruz?

- Zou je het kunnen doen?
- Zou jij het kunnen doen?

Onu yapabilir misin?

- Ik wil dat niet doen.
- Ik wil 't niet doen.

Onu yapmak istemiyorum.

We kunnen niet doen wat Tom wil dat we doen.

Tom'un bizim yapmamızı istediği şeyi yapamayız.

- Ik zal niets doms doen.
- Ik zal niets stoms doen.

Aptalca bir şey yapmayacağım.

- Dat mag niet.
- Dat mag je niet doen.
- Dat kan je niet doen.
- Dat kunnen jullie niet doen.
- Dat mogen jullie niet doen.

Onu yapamazsın.

Wat kunnen we doen?

Peki ne yapabiliriz?

Ik wou iets doen,

Bir şeyler yapmak istiyordum

Wat ik kon doen.

Ne yapabilirim?

Wat moeten we doen?

Peki, ne yapacağız?

Wat ga ik doen?

Ne yapacağım?

Wat gaan we doen?

Peki ne yapacağız?

Die doen we af.

Tamam, şimdi çıkaralım.

"Wat ik kan doen?

''Ne yapabilirim?

Die ongeveer hetzelfde doen.

hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.

Als we dat doen,

Eğer bunu yaparsak

Wat wil je doen?

- Ne yapmak istiyorsun?
- Ne yapmak istiyorsunuz?

Iedereen kan dat doen.

Herhangi biri onu yapabilir.

Mijn gewrichten doen pijn.

Benim eklemlerim ağrıyor.

Gij moet dat doen.

Bunu yapmalısın.

Ga je het doen?

Bunu yapar mısın?

Wat moet ik doen?

- Ne yapmam gerekiyor?
- Ne yapmak zorundayım?

Wat kan ik doen?

Ne yapabilirim?

Wat doen we nu?

Daha sonra ne yaparız?

Waarom doen zij dat?

Onlar bunu niçin yapıyorlar?

Kan hij het doen?

O onu yapabilir mi?

Wat zullen we doen?

Ne yapacağız?

Laat hem dat doen.

Onu yapmama izin ver.

Hoe doen we dat?

Onu nasıl yapacağız?

Iemand moet het doen.

Birisi onu yapmalı.

Mijn schouders doen pijn.

Omuzlarım ağrıyor.

Wil jij dit doen?

- Bunu yapmak istiyor musun?
- Bunu yapmak ister misin?

Laat ons meer doen.

Haydi daha fazla yapalım.

Ik wil aangifte doen.

Aleyhinde dava açmak istiyorum.

Ik wil niets doen.

Hiçbir şey yapmak istemiyorum.

We moeten het doen!

Öyle yapmalıyız.

Iedereen moet dit doen.

Herkesin bunu yapması gerekiyor.

Ik moest iets doen.

Bir şey yapmalıydım.

Wat doen die mensen?

Bu insanlar ne yapıyorlar?

Mijn ogen doen pijn!

Gözlerim acıyor.

Jullie doen dat geweldig.

Siz çocuklar harika yapıyorsunuz.

Wat doen jullie straks?

Siz çocuklar daha sonra ne yapıyorsunuz?

Hoe doen ze dat?

Onlar onu ne yapıyor?

Ik moet inkopen doen.

Alışverişe gitmem gerekiyor.

Wat gaan wij doen?

Ne yapacağız?

Dat zou ik doen.

- Ben yapardım.
- Ben olsam yapardım.

Wat doen we hier?

- Burada ne yapıyoruz?
- Biz burada ne yapıyoruz?

Ze doen nooit iets.

Onlar asla bir şey yapmaz.

Mijn ogen doen pijn.

Gözlerim acıyor.

Laten we dit doen.

Bunu yapalım.

We doen geen kwaad.

Yanlış bir şey yapmıyoruz.

Ik ga niets doen.

Bir şey yapmayacağım.

Ga je huiswerk doen.

Ev ödevini yapmaya git.

Ik ga het doen.

Onu yapacağım.

Laat mij het doen.

Onu yapmama izin ver.

Wat moest hij doen?

Ne yapması gerekirdi?

Wat doen jullie vanavond?

Siz arkadaşlar bu gece ne yapıyorsunuz?

Laten we het doen.

Hadi yapalım!

Ze doen fantastisch werk.

Onlar müthiş iş yapıyorlar.