Examples of using "Graven" in a sentence and their turkish translations:
Kazmaya devam edin.
Kazmaya devam et.
Onlar çukur kazıyorlar.
Piramitler mezarlardır.
Ama kazmaya yetecek kadar kum var.
Müslümanlar ölülerini mezarlara gömerler.
Baksanıza, kazmak çok kolay.
Bir tünel kazıp düzgün bir kar mağarası yapabiliriz.
Bir tünel kazıp düzgün bir kar mağarası yapabiliriz.
Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.
Köpek bir çukur kazıyordu.
Ölü Adam Çapası, cesur bir seçim. Öncelikle bir oyuk kazacağız.
Bunu yiyebilirim ya da... Yeri kazabilirim. Hemen şurayı.
ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.
Sonra da halatın buradan çıkması için küçük bir siper.
Kazalım mı? Yoksa geri dönüp biraz su alarak onu oradan çıkartmaya mı çalışayım?
Tamam, burayı kazıp, tarantulayı çıkartmamı istiyorsunuz demek? Hadi bakalım.
yeni bir yol kazıyorlardı ve bir yığın iskelet, yaklaşık 50 tuhaf