Examples of using "Eraf" in a sentence and their turkish translations:
Bunu temizlemem gerek.
Onu çıkar.
Dokunma. Olduğu gibi bırak.
Lütfen bu kapağı çıkartmama yardım et.
Eti sıyrılmış bile olsa, çok şeyde kullanabilirsiniz.
O, o kadar güçlü bir patlamaydı ki çatı savruldu.