Examples of using "Zoals" in a sentence and their turkish translations:
Ne gibi mi?
Şuna baksanıza.
Maidan'da olduğu gibi.
gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,
tıpkı bu fener balığı gibi.
Benim gibi biyojeokimyagerler
Nasıl isterseniz!
Bu orman ziyaretçisinin çantasındaki
ön yargı ve basma kalıp düşünceler gibi.
"Bitcoin mi? Etheryum mu?"
gerçekten ters döndüyse,
Leo Tolstoy'un yazdığı üzere,
ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,
giderek daha fazla bağlı cihaz,
Plastiği desteklememe karbona karşı olmakla aynı
Azınlık gibi değil.
sunumundaki sorunlarla uğraşıyoruz.
- Erkek gibi dövüş.
- Adam gibi dövüş.
Sen diğerleri gibi değilsin.
O, her zamanki gibi geç kalmıştı.
hatta yapay ışık kullanımını azaltmak amacıyla
pas veya pirit gibi
sizin benim gibi anne ve babalar.
aniden yırtılabilir ya da parçalanabilir.
Franklin Pierce Adams'ın söylediği gibi,
muhteşem bazı ortaklar bulduk
işimizi, çocuklarımızı,
O bizim gibi değildir.
Ben senin gibi değilim
Ben babama benzerim.
Sen benim gibi değilsin.
yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.
Neyse ne.
Ben Tom gibi değilim.
Ben başka herkes gibi değilim.
Her zamanki kadar yakışıklısın.
Senin gibisi yok.
Tom her zamanki gibi geç kaldı.
Tom senin gibi değil.
Senin gibi fakirdim.
- Lütfen ona benzeme.
- Lütfen onun gibi olma.
Nasıl isterseniz!
Merhamet, adalet, özgünlük gibi değerler.
dediğim gibi, muhtemelen cevabı
tam da istediğimiz gibiyken
Kilit ve anahtar gibi.
bakteri gibi basit, mikroskopik yaşam.
Bu tür yosunlarda bir sürü besleyici madde vardır.
Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.
Büyükannemin her zaman söylediği gibi:
bilgisayarlı bir karar verme görevi sundum.
uzun dönemli olgularla bırakılır.
Örneğin, Marie Watt'ın ''Battaniyeden Totem Direği''
Bu deneyle gösterdiğimiz gibi,
Fark ettiğiniz üzere boyum 1.82 m.
düşüncelerimize ve hayallerimize özgürlük tanıyalım.
-Maidan gibi. -O grupların arkasında kim vardı? Sağ kanat.
çoğunluk gibi yaşamayı denemen gerekir.
tıpkı bizim galaksimiz Samanyolu gibi.
Ben her zamanki gibi erken kalktım.
Beklenildiği gibi, ödülü kazandı.
- Odayı olduğu gibi bırak.
- Odayı olduğu gibi bırakın.
O benim öz kızım gibi.
O olacağını söylediğin şekilde olmadı.
O, her zamanki gibi geç geldi.
Göründüğü gibi değil.
Özellikle Oakmont Country Club gibi büyükler,
Yeniden yap, daha önceki gibi.
Böyle bir mutfak istiyorum.
Söylediğim gibi, sorun değil.
Noel eskisi gibi değil.
Beklendiği gibi ilk sırayı kazandı.
kirli oyunlar oynayabilirsin … ya da Jomsviking gibi adamın ellerini kesmesi
mesela eve gittiğinizde,
veya aç olmanın acısından kaçınmak.
Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken
Dediğim gibi, yiyecek de götürün.
ve bunun gibi okyanus akıntılarını
diğer sera gazlarının yanı sıra, atmosfere karbondioksit salınımı yapılır,
kanıtlar gibi doğrulanabilir kanıtlarla denetlemek.
Niçin onların söyleyebildiği gibi söyleyemiyorum?
Dokunma. Olduğu gibi bırak.
Onun gibi insanları sevmem.
Genellikle böyle giyinmem.
Meyveler, potasyum gibi minerallerce yüksektir.
Buradaki iklim Fransa'daki gibi.
Keşke senin gibi bir arkadaşım olsa.
- Seni tam olduğun gibi seviyorum.
- Seni sen olarak seviyorum.
- Seni kendi hâlinle seviyorum.
Ben diğer kızlara benzemiyorum.
Seni olduğun gibi seviyorum.
Bugün seni özledim her gün gibi!