Examples of using "Haal" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u alın.
Yardım getir.
- Omzunuzu silkin.
- Omuzunuzu yukarı aşağı hareket ettirin.
Birkaç bardak getireceğim.
Eşyalarınızı alın.
Derin nefes alın
İyi notlar alırım.
Lütfen bunu götür.
Haydi derin nefes alalım,
Ben bağış toplarım.
Kamerayı al.
Tom'a biraz yiyecek al.
Elbette.
Yardım almaya git.
Ona yiyecek bir şey al.
- Onu nereden çıkarıyorsun?
- Ne malum?
Derin bir nefes al.
Bir nefes alın ve onu tutun.
Ellerini çek üzerimden!
Onu kafandan çıkar.
Benim tüfeği alın.
Fikirlerini nereden alıyorsun?
- Sana bir havlu alacağım.
- Sana bir havlu getireceğim.
Sana bir havlu getireyim.
Onu çıkar.
Hangi saçmalıktan bahsediyorsun?
İpi etrafına dolayacağım. Şuradan geçirelim.
Bandajı çıkarın.
O kaya parçasını ağıldan uzağa taşı.
Noel ağacını ne zaman devirirsin?
Halatı çözdü, onu topluyorum.
Fişi çekin.
Eşyalarını toparla.
Tamam, seni dörtte alırım.
Normal olarak nefes al.
Üzerine ışığı tutun ve çekin.
O kutuyu götür!
Onu buradan çıkarın.
ve halatı aldıktan sonra yola devam edeceğiz.
Pekâlâ, demek bu geyik boynuzlarından sıvı çıkarmaya çalışmamı istiyorsunuz?
ve temizledikten sonra pişmeye hazır olacak.
Lütfen bana bitişik odadan bir sandalye getir.
Sana biraz kahve getireceğim.
Onu yakalayacağım.
Bir hırsız zorla içeri girdi ve bütün takılarımla kaçtı.
Parayı bir taraftan al, başka bir tarafa sıkıştır.
Kesinlikle.