Examples of using "Veel" in a sentence and their turkish translations:
Sık sık okuyan ve sık sık dolaşan çok görür ve çok bilir.
Tom gerçekten çok fazla içiyor.
- İyi şanslar.
- Başarılar!
O çok fazla bira içer.
Çok sebze yiyin.
O çok sigara içer.
Çok şey biliyoruz.
İyi şanslar!
Birçok insan.
Şans!
Çok ye!
Çok fazla çalışıyorsun.
Ben çok voleybol oynarım.
- Birçok kitabın var.
- Çok sayıda kitabın var.
Bir sürü kalemin var mı?
Çok fazla konuşuyorsun.
Ubuntu birçok yazılım içeriyor.
Başarılar!
Ayrıca çoğu kuş türünde
Çok alan yok.
çok şey kazanıyorsun.
Çok da zaman geçmeden
O çok bağırıyor.
- Başarılar!
- Şeytanın bacağını kır.
- Ne kadar para?
- Çok fazla para mı?
Çok seyahat eder misin?
Ben çok hapşırırım.
Ben çok voleybol oynarım.
O oldukça çok okur.
Meg çok konuşur.
- Birçok balık öldü.
- Bir sürü balık öldü.
Bu birçok şeyi açıklıyor.
Biz çok içtik.
Çok şey öğreniyorum.
- Tom çok içki içer.
- Tom sünger gibi içer.
O oldukça çok okur.
Hepimiz çok ağladık.
O çok konuşur.
Çok konuştu.
Tamamdır. Ne kadar?
Onlar çok şey kaybetti.
Tom sık sık okuldan kaçar.
Ben çok seyahat ederim.
Tom çok çalışır.
Biz çok pratik yaparız.
Tom çok sigara içer.
Tom çok ağladı.
Mary çok uyur.
Çok hıçkırırım.
Birçok hayat formu kayboluyor.
Çok geğiririm.
Ben çok ağlarım.
- Ben ne bileyim!
- Bilmiyorum!
O, çok yer.
- Paul çok konuşur.
- Paul çok konuşuyor.
Ben çok içerim.
Tom çok dedikodu yapar.
Tom çok mırıldanır.
O, çok konuşur.
O çok çalışır.
O çok para istedi.
Genellikle çok yerim.
Tom bir sürü hata yaptı.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
Mümkün olduğu kadar çok okuyun.
- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.
Ben çok yedim.
Çok daha sıkı çalışmalısın.
Birçok tablolar sanat müzelerine asıldı.
Tom çok fazla televizyon izliyor.
Onlar çok sakin.
Bir sürü aptalca hatalar yaptım.
Çok fazla kahve içiyorsun.
Noel Baba'nın birçok ren geyiği var.
farklı davranabilirsiniz.
Sürekli kusuyorum.
Seçenek bol.
Çok daha serin olsa da...
"Bu çok daha iyi!"
Çok bir şey olmuyor.
bir sürü kısıtlamam vardı.