Translation of "Kansen" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Kansen" in a sentence and their turkish translations:

Zullen kansen mij ontgaan

karşıma fırsatlar çıkmaz

Er komen nog andere kansen.

Diğer şanslar olacak.

Er zijn geen tweede kansen.

- İkinci bir ihtimal yoktur.
- İkinci şanslar yoktur.

kansen om extreme armoede te beëindigen,

Şiddetli yoksulluğu sona erdirecek,

...en weten dat ze kansen bieden.

Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.

Alle kansen zijn tegen de zeeschildpadjes gekeerd.

Olasılıklar her bir ufak yavrunun aleyhine.

En door het creëren van rijkdom en kansen,

ve bu şekilde zenginlik ve fırsat yaratarak

Om ze de beste kansen in hun leven te geven.

imkan sağlamak için zorlu engellerin üstesinden geliyorlar.

Nu is er geen twijfel over mogelijk. Duisternis biedt kansen.

Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.

Wat zijn de kansen dat we een witte kerst hebben?

Beyaz bir Noel geçirme olasılığı nedir?

Maar de kansen waren gestapeld tegen koning Olaf en zijn mannen.

Ancak olasılıklar Kral Olaf ve adamlarına karşı yığılmıştı.

Deze doelen geven ons onze belangrijkste drijfveren en kansen van onze tijd:

Bu hedefler bize hayatımızın önemli anlarını ve fırsatlarını sunar.

Waarin vonken van schittering waren, maar ook gemiste kansen, schokkende hebzucht en een onwil

Parlaklık kıvılcımlarının görüldüğü, ancak aynı zamanda şansların kaçırıldığı, şok edici açgözlülüğün ve

In de nasleep wees Ney verschillende kansen om Frankrijk te ontvluchten af ​​en werd gearresteerd wegens verraad

. Sonrasında, Ney Fransa'dan kaçma şansını geri çevirdi ve geri yüklenen monarşi tarafından