Translation of "Weten" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Weten" in a sentence and their turkish translations:

Wij moeten weten. Wij zullen weten.

Bilmeliyiz, bileceğiz.

- We weten veel.
- Wij weten veel.

Çok şey biliyoruz.

- Wil je het weten?
- Wil je weten?

Bilmek ister misin?

- We weten niets.
- We weten van niets.

Hiçbir şey bilmiyoruz.

- Dit weten we.
- Dit is wat we weten.

İşte bildiğimiz budur.

- Joost mag het weten.
- Joost mag weten waarom.

Allah neden bilir.

- Ze weten het waarschijnlijk.
- Waarschijnlijk weten ze het.

Onlar muhtemelen biliyor.

We weten dat.

Bunu biliyoruz.

We weten het.

Biliyoruz.

We weten genoeg.

Yeterince biliyoruz.

We weten waarom.

Nedenini biliyoruz.

Zij weten niets.

- Onlar hiçbir şey bilmiyorlar.
- Hiçbir şey bilmiyorlar.

Wat weten zij?

Onlar ne biliyor?

Zij weten waarom.

Onlar nedenini biliyor.

Ze weten alles.

Onlar her şeyi biliyorlar.

Jullie weten dat allemaal.

Bunu hepiniz biliyorsunuz.

Ik wilde weten waarom.

Ben de nedenini öğrenmek istedim.

Laat het me weten.

Bana bildir.

Weten ze over ons?

Onlar bizi tanır mı?

Ik moet het weten.

Bilmem gerekiyor.

We weten het niet.

Bilmiyoruz.

We willen weten waarom.

Biz sebebini bilmek istiyoruz.

Ik will alles weten.

Her şeyi bilmek istiyorum.

Tom zal het weten.

Tom bilecek.

Ze zullen het weten.

Onlar bilecek.

- En hoe!
- Zeker weten.

Hem de nasıl!

Jullie weten te veel.

Çok şey biliyorsunuz arkadaşlar.

Wij weten het allebei.

İkimiz de onu biliyoruz.

Ik wil het weten.

- Öğrenmek istiyorum.
- Bilmek istiyorum.

Ik wil weten waarom.

Nedenini bilmek istiyorum.

Niemand kan alles weten.

Hiç kimse her şeyi bilemez.

We weten allemaal waarom.

Hepimiz sebebini biliyoruz.

We weten het zeker.

Biz eminiz.

Ze weten het sowieso.

Onlar kesinlikle biliyorlar.

We weten niet waarom.

Sebebini bilmiyoruz.

Iedereen moet het weten.

Herkes bilmelidir.

Jij wil niet weten.

Bilmek istemezsin!

Wie kan het weten?

Bunu kim bilebilir?

- We weten niet veel over Tom.
- We weten weinig over Tom.

Tom hakkında çok şey bilmiyoruz.

- Tom zal het nooit weten.
- Tom zal het nooit te weten komen.

Tom asla bilmeyecek.

- We weten toch hoe hij eruitziet?
- Weten we niet hoe hij eruitziet?

Neye benzediğini bilmiyor muyuz?

Maar dat weten jullie al.

Fakat siz bunu zaten biliyorsunuz.

Moeten we de waarheid weten.

gerçeği bilmemiz lazım.

Ik had het kunnen weten,

Şunu da bilmeliydim ki

Je zou beter moeten weten.

Onu daha iyi tanımalıydın.

Je wil het niet weten!

Onu bilmek istemiyorsun!

Ik wil de reden weten.

- Sebebi bilmek istiyorum.
- Sebebini bilmek istiyorum.

Twee weten meer dan één.

- Bir elin nesi var iki elin sesi var.
- Akıl akıldan üstündür.

Enkelen beweren alles te weten.

Bazıları her şeyi bildiklerini iddia ederler.

Hoe moet ik dat weten?

- Nereden bileceğim?
- Nereden bilebilirim?

Wil je dat echt weten?

Sen gerçekten bilmek istiyor musun?

Je wilt het niet weten.

Bilmek istemezsin!

Ik wil de waarheid weten.

Hakikatı bilmek istiyorum.

Wil je de toekomst weten?

Geleceği bilmek ister misin?

Iedereen zou dat moeten weten.

Herkes bunu bilmeli.

Wij weten waar hij was.

Nerede olduğunu biliyoruz.

Hij wil de waarheid weten.

Gerçeği bilmek istiyor.

Men kan niet alles weten.

Kimse her şeyi bilemez.

Jullie weten alles over mij.

Benim hakkımda her şeyi biliyorsunuz.

"Wat willen jullie weten?" "Alles."

"Ne bilmek istiyorsun?" "Her şeyi."

Russen weten alles van beren.

Ruslar ayılar hakkındaki her şeyi bilirler.

Je zult het nooit weten.

Asla bilmeyeceksin.

Ze weten waar Tom is.

- Onlar Tom'un nerede olduğunu biliyor.
- Onlar Tom'un nerede olduğunu bilir.

Wat weten we over Tom?

Tom hakkında ne biliyoruz?

Wat wil het meisje weten?

- Kız ne bilmek istiyor?
- Kız neyi bilmek istiyor?

We weten wat we willen.

Ne istediğimizi biliyoruz.

Ik had het kunnen weten.

Bilmeliydim bunu.

Dat weten we niet zeker.

Kesinlikle bilmiyoruz.

Niemand anders kan dit weten.

Başka hiç kimse bilemez.

We zullen het nooit weten.

Asla bilmeyeceğiz.

Laat het ons weten alsjeblieft.

Lütfen bize bildirin.

Hij moet 't zelf weten.

Ne hali varsa görsün.

Ze zullen het nooit weten.

Onlar asla bilmeyecek.

Weten jullie de waarheid niet?

Gerçeği bilmiyor musunuz?

- Je kan het niet weten.
- Het is onmogelijk dat te weten te komen.

Bilmenin imkanı yok.

- Ik wil meer weten over uw land.
- Ik wil meer over jouw land weten.
- Ik wil meer over jullie land weten.

- Senin ülken hakkında daha fazla şey bilmek istiyorum.
- Ülkeniz hakkında daha çok şey bilmek istiyorum.

- Zij weten hoe een atoombom gemaakt wordt.
- Ze weten hoe een atoombom gemaakt wordt.
- Ze weten hoe men een atoombom maakt.
- Ze weten hoe zij een atoombom kunnen maken.

Atom bombasının nasıl yapılacağını biliyorlar.

- Waarom wilt ge weten waaraan wij denken?
- Waarom wilt ge weten wat wij denken?

Ne düşündüğümüzü niçin bilmek istiyorsun?

- Wij tweeën weten dat jullie tweeën liegen.
- We weten beiden dat jullie allebei liegen.

Biz ikimiz siz ikinizin yalan söylediğini biliyoruz.

- Nu zullen we het nooit weten.
- Nu zullen we het nooit te weten komen.

Şimdi asla bilmeyeceğiz.

- Tom wou weten waar we heen gingen.
- Tom wou weten waar we naartoe gingen.

Tom nereye gittiğimizi bilmek istiyordu.

Wat weten zij er nu van?

Onlar ne anlar ki?

...en weten dat ze kansen bieden.

Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.

En we zullen nooit alles weten

ve her şeyi bilemeyeceğiz

Weten jullie wel wat jullie vragen?

Ne sorduğunu biliyor musun?

Laat ons weten wanneer je aankomt.

Ne zaman varacağınızı bize bildirin.

Ze weten wat er gebeurd is.

Onlar ne olduğunu biliyor.

Je kan het nooit zeker weten.

Kesinlikle bilmiyorsun.

Hij hoeft het niet te weten.

- Onun bilmesi gerekmiyor.
- O bilmek zorunda değil.