Translation of "يعانون" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "يعانون" in a sentence and their turkish translations:

لكنهم يعانون، ويعانون وحدهم.

öyküsüne tanıklık ettim.

كان الناس يعانون ويصارعون،

İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,

انهم يعانون من الملاريا.

Onlar sıtmadan çekiyorlar.

إنهم يعانون من صعوبات مالية.

- Finansal zorluk çekiyorlar.
- Mali zorluklar yaşıyorlar.

لكن أيضاً لمن يعانون من الفقر،

Ayrıcalıklı insanlar olarak

يجعل المديرون التنفيذيون موظفيهم يعانون بدلًا منهم.

CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.

أما اليوم، فأقل من 10 بالمئة يعانون منه.

Bugün ise %10'dan daha azı bu durumda.

وفي غيابي، كان الأطفال يعانون من إهمال فظيع

Yokluğumda çocuklar o kadar bakımsız kalmışlardı ki

على سبيل المثال، الأشخاص الذين يعانون من اضطراب القلق المعمّم

Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler

35% من الأمريكيين فوق سن 45 يعانون من الوحدة المزمنة.

45 yaşını geçmiş Amerikalıların %35'i kronik olarak yalnız.

التكنولوجيا التي تساعد و تمكن هؤلاء الناس الذين يعانون من ظروف صعبة.

Hayatı herkes için eşit derecede zorlayıcı yapmak için

في الواقع، الأشخاص الذين يعانون من القلق يفعلون ذلك في أنفسهم طوال اليوم.

Anksiyetesi olan kişiler bunu kendilerine gün boyu yaparlar.

ماذا عن أولئك الذين لا؟ ماذا سيحدث لأولئك الذين يعانون بالفعل من المتاعب؟

Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?

بعد عبور نهر تريبيا البارد، كان رجاله يعانون من الجوع ويقفون في طقس شبه متجمد خاصة وأن ثيابهم مبللة بالكامل

Trebia'nın soğuk sularını geçtikten sonra, askerleri aç, ıslanmış, ve neredeyse dondurucu olan soğuk havaya maruz bir şekilde durmakta.