Translation of "أما" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "أما" in a sentence and their turkish translations:

أما زالت تمطر؟

Hâlâ yağmur yağıyor mu?

أما أنا فالسحر هوايتي.

Benimki de sihir.

أما الآن أُذكر كمدرس نقّاش.

artık boyacı öğretmen olarak anılmaya başladım.

أما مهمتي الجزئية فكانت ببساطة،

Benim görevim oldukça basitti:

أما بالنسبة إلى الفقراء للغاية

Sonra yoksul kısma iniyoruz

أما بالنسبة إلى مجموعتنا هنا،

Üst gruba geldiğimde

أما الاَن، فتبدو مثل هذه.

Şimdiyse böyle.

- أما زلت تذكر؟
- هل تتذكر؟

- Hatırlıyor musun?
- Hatırladınız mı?

- هل تذكرني؟
- أما زلت تذكرني؟

- Beni hatırlıyor musun?
- Beni hatırlıyor musunuz?

أما البقية يطلق عليها خلايا المايكروبايوم.

mikrobiyom denilen şey.

أما الكلمة الثانية فنتعلمها بطريقة مخلتفة.

İkinci kelime, oldukça farklı şekilde öğreniyoruz.

أما عن المطعم صاحب الخدمة السيئة،

Veya berbat servisi olan pis bir restoran?

أما الآن، فلا يعلمه إلا الله."

Şu an sadece Allah biliyor.'' diyor.

أنا مسيحي، أما هو فإنه بودي.

Ben bir Hıristiyanım ama o, bir Budist.

أما شريك ليني، فلا أتذكر الكثير عنه

Lenie'nin eşi hakkında pek bir şey hatırlamasam da

أما من تكون إجابتهم أقرب من الوسط

Cevapları ortaya yakın olanlar doğru ya da yanlıştan

أما داخل الكيس، هناك سلسلة من الأنابيب المتفرعة،

Poşet içinde dallanan birtakım tüpler mevcut

أما في الفاتورة الثالثة كان سعره 6000 دولار.

üçüncüsü 6.000 dolardı.

أما اليوم، فأقل من 10 بالمئة يعانون منه.

Bugün ise %10'dan daha azı bu durumda.

أما عند عائلة هواردز فلديهم دولاب خشبي هذا

Howard ailesinde ise ahşap çekmece

أما القسم الثاني فقد نظم معسكرات الجيش وقضبانه.

İkinci bölüm ordunun kamplarını ve kütüklerini organize etti.

أما الثاني فهو المعنى، وكما يطلق عليه الغاية،

İkincisi maksat ayrıca amaç da denir.

أنت شاب. أما أنا -فعلى العكس- طاعن في السن.

Sen gençsin. Diğer yandan ben çok yaşlıyım.

أما القسم الثالث فكان القسم الطبوغرافي المسئول عن الخرائط والاستطلاع.

Üçüncü bölüm, haritalar ve keşiften sorumlu topografik bölümdü.

أما الفرسان الأصغر اعتقدوا أن سيغيسموند يريد مجد الإنتصار لنفسه،

ve genç olanlar, Sigismund'un zaferleri için savaşı istediğini düşündüler,

النساء الطيبات دائما جميلات, أما النساء الجميلات لسن دائما طيبات.

İyi kalpli kadınlar her zaman güzeldir ama güzel kadınlar her zaman iyi kalpli değildir.

أما أنا وزملائي فنعتقد أن ما أدى لنجاحها المبهر هو رئتاها.

Ekibim ve ben, biz cevabın ciğerleri olduğunu düşünüyoruz.

أما إذا أرادوا الصلاة بمحبة الله لما واجهنا مثل هذا الموقف.

oysa ki Allah sevgisiyle kılmak isteselerdi hiç böyle bir durumla karşılaşmayacaktık

"أما أنت يا سولت ، فأنا أقول فقط - تصرف كما تفعل دائمًا."

"Sana gelince, Soult, sadece - her zaman yaptığın gibi davran" dedi .

أما عن الأفكار السيئة فهي أشياء مثل بناء مطعم في مكب للقمامة،

Berbat fikirler ise çöplükteki bir restoran,

أما إن غسلتَهما بالصابون لمدة خمس ثوانٍ أو عشرةٍ تبقى يداك ملوثتين.

Sadece 5 saniye ya da 10 saniye sabunla yıkasanız bile, elleriniz hala kirli kalır.