Examples of using "يتعلّم" in a sentence and their turkish translations:
O, İngilizce öğreniyor.
ama insan acılardan ve zorluklardan, zaferlere ve kolay şeylere kıyasla
Fadıl, çocuklarının Arapça konuşmayı öğrenmesini istiyor.
ki böylece ders çıkarıp kendilerinin en iyi ve faydalı hâllerine gelebilirler.
Fadıl'ın biraz Arapça öğrenmeye çalışması gerekir.
Renklerini yorumlamayı öğrenmek lazım.
çok daha fazla şey öğreniyor bence. POLİS
Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.