Translation of "الألوان" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "الألوان" in a sentence and their turkish translations:

أترك أمر الألوان إليكم.

Renk seçimini size bırakıyorum.

تتخلل الألوان البنية والأرجوانية

Derinlere doğru kahverengi ve mor tonları

يمكنني التحدث عن نظرية الألوان،

Renk teorisinden bahsedebilirim;

وترون ببساطة هذه الألوان كأنها تفرعات

Esasen bu renkleri dallar gibi görüyorsunuz.

وهذا ما ذكرته سابقًا عن ارتباطات الألوان.

Bu da daha önce bahsettiğim renk ilişkilendirilmesi.

وكانت الألوان هي المتغير الوحيد في كل لوحة.

bu kopyalarda sadece resimdeki renkleri değiştirdim.

اختار 90٪ من الناس اللوحة ذات الألوان الدافئة.

İnsanların %90'ı ılık tonlu olanı seçti.

كل هذه الألوان لن تُنصف وصفي لذلك الأزرق.

gördüklerimi bir türlü karşılamıyor.

يجب على المرء أن يتعلّم التمييز بين الألوان.

Renklerini yorumlamayı öğrenmek lazım.

تخيلوا مكانًا يشمل أشخاص من كل الألوان والأعراق.

Tüm renklerden ve ırklardan insanların şirket basamaklarını tırmandığı,

الجانب الأيمن، قوة الخيال، الألوان، المناظر، الأحاسيس، المشاعر.

Sağ taraf, hayal gücü, renk, görüntü, duygu, his.

ويمكنني التحدث عن ارتباطات الألوان، وكيف نربط ألوان محددة بأشياء،

Renk ilişkilendirilmelerinden bahsedebilirim; kültürden kültüre,

في أول لوحة، قمت بتغيير الألوان التي تظلل اللوحة كاملةً.

İlkinde, bütün resme hükmeden rengi değiştirdim.

حسنًا، هذه بعض الأمثلة عن كيفية تأثير بعض الألوان علينا.

Bunlar, bazı renklerin bizleri nasıl etkileyeceğinin birkaç örneği.

لذلك، هذه هي الكيفية والسبب في تأثير بعض الألوان علينا،

Evet, işte bu sebeplerden dolayı bazı renkler bizleri etkiliyor,

وفيما يتعلق بموضوع الألوان، هناك بعض الأشياء التي يمكنني الحديث عنها.

Renk ile ilgili bahsedebileceğim birkaç şey var.

هذه فقط عدد قليل من الطرق في الطريقة التي تؤثر بها الألوان علينا.

Bunlar, renklerin bizleri nasıl etkileyebileceğine sadece birkaç örnek.

‫إنها ضعيفة جدًا لدرجة أنها لا تستطيع‬ ‫صنع تلك الألوان المنعشة كأي أخطبوط سليم‬

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.