Examples of using "ينبغي" in a sentence and their turkish translations:
Niye önemsemeliyiz?
Onun tavsiyesini takip edebilirsin.
Arabanı tamir ettirmelisin.
İlkelerine göre yaşamalısın.
Sami'nin sorumluluk üstlenmesi gerekir.
Ne yemeliyiz?
Biraz enerji verecektir.
- Sen bilgisizliğinden dolayı mahcup olmalısın.
- Cahilliğinden utanmalısın.
Bu sorunla yüzleşmeliyiz.
Bir şey yapmalıydım.
Aşkla şaka yapmamalıyız.
Kurallara karşı gelmemelisin.
Onu yapmalısın.
Bana çiçekler vermen gerekir.
Belki de onu unutmamız gerek.
İncil üzerine yardım etmelisin.
Bir aslandan koşarak kurtulmaya çalışmamalıyım
Tamam, gitmeliyiz! Hey!
Çin'deki internetin büyümesi gözardı edilmemeli
Kültürel binalar bir merak duygusu uyandırmalıydılar.
erkek olacağım bana söylendi.
çok fazla
Doğru ve yanlışı ayırt etmelisin.
Sigara ve içki içmekten vazgeçmelisin.
Borçlarını ödemelisin.
Eylemlerin için sorumlu olmalısın.
Mümkün olduğunca erken başlamalıydın.
Anlaman gerekir, bu ciddi.
Onu asla unutmamalıyız.
Çalışırken sigara içmemelisin.
Bunları insanların öğrenmesi lazım.
Onun ne yapması gerektiğini düşünüyorsun?
Zaten sana çok fazla bilgi verdim.
Bunun meydana gelmemesi gerekirdi.
- Sami'nin beni dinlemesi gerek.
- Sami'nin beni dinlemesi lazım.
Bu konu tartışmalı olmamalı.
Her neyse, futbolu bırakmak zorunda kaldım.
ve daha fazla yapılacak bir şey yoktu,
o zaman muhtemelen jeoloji çalışmaya başlamalıyım.
Kelimeleri sizi kuvvetlendirmeli, moralinizi bozmamalı.
Olumsuzluklar ve yokluklar bizi vazgeçirmemeli
Yapılacak doğru şey bu.
Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
Kararlarımızda önyargılarımızdan etkilenmemeliyiz.
Lucy şimdi mutfakta olmalı.
- Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyle.
- Lütfen ne yapmam gerektiğini söyle.
Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.
Ama özel sektörün, insanların da inisiyatif alması,
Bence bunu kendin okumalısın.
İnsanlar dünyanın değiştiğini anlamalılar.
Şimdi gitmek zorunda olduğumu anlamak zorundasın.
Bazı kadınların asla doğum yapmamaları gerekir.
Fadıl'ın biraz Arapça öğrenmeye çalışması gerekir.
Sami'nin gelmemesi gerekirdi.
Sami'nin alkol kullanması gerekmiyordu.
Onu neden yapmak zorunda olduğumuzu bilmiyorum.
ve utanması gereken şeyler asla değildi.
bu evrensel güzellik --
Diğer insanları daha çok dinlemelisin.
Kısa sürede eve gelmem gerektiğini söyledi.
Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.
Fakat muhtemelen çok endişelenmemeliler.
Söylememem gereken bir şey mi söyledim?
Tüm bu buzun ve karın üzerinden kayıp geçmeliyim.
Karanlık çöktüğü için bu vakitler daha güvenli olsa gerek.
Virüsten korkulmaması gerekiyor çok da önemli değil
Bir şeyler yazmadan önce gerçeklerden emin olmalısın.
Tom geç saatlere kadar dışarıda kalmamalıydı.
Tom bunun hakkında endişelenmemeliydi.
Sonra devam edeceğiz. Embarra Köyü'ne yaklaşmış olmalıyız.
Pekâlâ, artık geç oluyor, sığınağı düşünmemiz gerek.
Pekâlâ, artık geç oluyor. Sığınağı düşünmemiz gerek.
Pekâlâ, durup ateş yakmayı denememizi istediniz demek?
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle biliyor.
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle bilir.
Ne öğrenciler ne de öğretmenler öğrenmeyi durdurmalı.
Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım
Burası oldukça ürkütücü ve burada olmamız gerektiğinden daha fazla kalmamalıyız.
İyi bir parolanın tahmin edilmesi zor fakat hatırlanması kolay olmalıdır.
Odanı temiz tutmalısın.
Şimdi arkadaşım evde olmalı.
Sana faydalı olmak amacıyla sana yaklaşan bir adam görürsen, hayatın için koşmalısın.
Bu riskli dinlenme yeri jeladaları karanlığın tehlikelerinden korumaya yeterli olacaktır.
o zaman benim dünyanın yuvarlaklığına dair en azından bir eğim dahi görmem gerekmez mi diyor
Tamam, şuradan yolumuza bir bakalım. Enkaz şurada olmalı.
Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?
her yaşadığımız depremden bundan ders almalıyız deyip almıyoruz malesef
Ama hiç halat korumak için kullanmamıştım. Bu iyi bir şey ve bu yüzden her zaman iç çamaşırı giymelisiniz.