Translation of "يريد" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "يريد" in a sentence and their turkish translations:

ماذا يريد؟

O ne istiyor?

يريد لحما.

O et istiyor.

إنهُ يريد الإنتقام.

O intikam istiyor.

يريد الكلب لحما.

Köpek et istiyor.

يريد شيئا باردا.

O soğuk bir şey istiyor.

كين يريد دراجة.

Ken, bir bisiklet istiyor.

توم يريد كلبا.

Tom bir köpek istiyor.

سامي يريد هذا.

Sami bunu istiyor.

لا يريد أن ينتظرك.

O seni beklemek istemiyor.

توم يريد إقامة إجتماع.

Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.

هو يريد ايباد ٤.

O iPad 4 istiyor.

ماذا يريد أن يفعل؟

Ne yapmak istersin?

يريد طفلي أن يتحدث.

Bebeğim konuşmak istiyor.

توم يريد ان يأتي.

Tom gelmek istiyor.

يريد توم شراء منزلًا.

Tom bir ev satın almak istiyor.

يريد توم اللقاء بي.

- Tom benimle tanışmak ister.
- Tom benimle görüşmek ister.
- Tom benimle buluşmak ister.

كان سامي يريد العاهرات.

Sami fahişe istedi.

- سامي يريد مال ليلى.
- سامي يريد أن يستولي على مال ليلى.

Sami, Leyla'nın parasını istiyor.

كل من على الأرض يريد الجنة، ولكن ليس هناك من يريد الموت.

Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez.

أن المجتمع لا يريد وجودهم.

toplumun onları istemediklerini,

و"بوتن" يريد لـ"أوروبا"...

Putin de Avrupa'nın...

لأنه يريد أن يطلق زوجته

Eşinden boşanmak istediği için

يريد أن يفعل ذلك معًا

Beraber yapmak istiyor üstelik

يريد شراء فندق أول شيء

ilk iş olarak bir otel satın almak istiyor

جميعنا يريد أن تنخفض الأسعار.

Biz hepimiz fiyatların düşmesini istiyoruz.

هو لا يريد الدراسة اليوم.

O bugün ders çalışmak istemiyor.

هل يريد توم أن يأتي؟

Tom gelmek istiyor mu?

كان يريد توم مليون دولارا.

Tom bir milyon dolar istedi.

توم يريد محادثتك على انفراد.

Tom sizinle özel olarak konuşmak istiyor.

يريد توم الذهاب إلى أستراليا.

Tom Avustralya'ya gitmek istiyor.

الكل يريد أن يجلس بجانبها.

Herkes onun yanına oturmak istiyor.

يريد شراء عقد لؤلؤ لزوجته.

O, karısı için bir inci kolye satın almak istiyor.

أخبرني أنه يريد ترك الشركة.

Bana şirketten ayrılmak istediğini söyledi.

لماذا يريد توم التحدث معي؟

Tom neden benim ile konuşmak istiyor?

شخص اسمه ايتوه يريد مقابلتك.

Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.

كان فاضل يريد بقية المال.

Fadıl paranın geri kalanını istedi.

لم يكن سامي يريد الخصام.

Sami tartışmak istemedi.

لا يريد سامي اعتناق الإسلام.

Sami, İslam'a geçmek istemiyor.

- كان سامي يريد أن تهتمّ به الفتيات.
- كان سامي يريد أن توليه الفتيات انتباههنّ.

Sami kızların ona dikkat etmesini istiyordu.

‫الجثة شيء جيد لمن يريد البقاء.‬

Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

‫الجثة شيء جيد لمن يريد البقاء،‬

Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

لا أحد يريد أن يكون مستثمرا

Kimse yatırımcı olmak istemiyordu

لكنه لا يخطط بالضبط كما يريد

fakat istediği gibi tam olarak da planlar tutmuyor

- من يحب الحرب؟
- من يريد الحرب؟

Kim savaşı sever?

لا أحد يريد البحث عن سيارتي.

Hiç kimse arabamı aramak istemiyor.

يريد فنجانا واحدا من الشاي فقط.

O sadece bir bardak çay istiyor.

لا أحد يريد الذهاب إلى هناك.

Hiç kimse oraya gitmek istemiyor.

إنه يريد فقط الحصول على المتعة.

Sadece eğlenmek istiyor.

إنهُ يريد أن ينظر حتى يتزوج.

O, evlenene kadar beklemek istiyor.

يريد توم أن يتعرّف على ماري.

Tom Mary ile tanışmak istiyor.

توم يريد أن يأكل هنا الليلة.

Tom bu gece burada yemek yemek istiyor.

توم يريد أن يراك بالطابِق العُلوي.

Tom seni üst katta görmek istiyor.

توم يريد مِني أن أقول ذلك.

Tom onu söylememi istiyor.

توم لا يريد ان يبدو كسائح .

Tom bir turiste benzemek istemiyordu.

لا أظنّن توم يريد فعل ذلك.

- Tom'un onu yapmak isteyeceğini sanmıyorum.
- Tom'un bunu yapmak isteyeceğini sanmıyorum.

يريد طبيبها أن يرسلها إلى أخصائي.

Onun doktoru ona bir uzman bir doktor göndermek istiyor.

يريد كين أن يتحسن في الإنجليزية.

Ken İngilizcede daha iyi olmak istiyor.

توم قال بماذا يريد هو دائما.

Tom bunun her zaman istediği şey olduğunu söyledi.

يريد جمال أن يكون مركزا للاهتمام.

- Jamal dikkat merkezi olmak istiyor.
- Jamal ilgi odağı olmak istiyor.

لا يريد جمال أن يعلم هذا.

Jamal o konuyu bilmek istemiyor.

كان فاضل يريد أن يستغلّ ليلى.

Fadıl, Leyla'dan yararlanmaya bakıyordu.

يريد فاضل أن يتعلّم أبناؤه العربيّة.

Fadıl, çocuklarının Arapça konuşmayı öğrenmesini istiyor.

كان سامي يريد المزيد من المال.

Sami daha fazla para istedi.

يريد توم الحديث عن ما حدث.

Tom ne olduğu hakkında konuşmak istiyor.

كان سامي يريد أن يستعيد حياته.

Sami hayatını geri istiyordu.

كان سامي يريد أن يلتقط مثالية.

Sami mükemmel resimler çekmek istedi.

يريد للأطفال أن يحصلوا على تعليم جيد.

Çocuklarının iyi bir eğitim almasını ister.

ونحن بالتأكيد يريد جميعنا مساعدة أشخاص آخرين

Elbette hepimiz başka birine,

يريد الناس القيام بعمل مهم، ويريدون المرونة،

İnsanlar önemli işler yapmak istiyor, esneklik istiyor,

وهذا يعني أن أي شخص يريد ذلك

ve bu da demek oluyor ki dünyanın her yanından isteyen herkes

‫لكنه ليس الوحيد الذي يريد جذب انتباهها.‬

Ancak dişiyi etkilemeye çalışan sadece o değil.

‫لا أحد منها يريد هجر أمان السرب.‬

Hiçbiri sürünün güvenli ortamını bırakmak istemez.

يريد باستمرار أن يتم ذكره والثناء عليه

sürekli kendisinden bahsedilmesini ve övülmesini ister

ذاك الشخص لا يريد أن يفعل شيئا.

O kişi bir şey yapmak istemiyor.

قطك لا يريد أن ينزل من مكتبي.

Kedin masamdan inmek istemiyor.

أخشى أن توم لا يريد التحدث معك.

Korkarım ki Tom seninle konuşmak istemiyor.

الكل يريد أن يتعرف عليك. إنك مشهور!

Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!

كان توم يريد أن يكون كأخيه جون.

Tom erkek kardeşi John gibi olmak istiyordu.

لايبدو أن توم يريد الذهاب للفراش الآن

Tom hemen yatmak istiyor gibi görünmüyor.

أعد توم قائمة للأماكن التي يريد زيارتها.

Tom ziyaret etmek istediği yerlerin bir listesini yaptı.

قال توم بأنه يريد شيئا آخر يأكله.

Tom yemek için başka bir şey istediğini söyledi.

كان فاضل يريد أن يبدأ حياة جديدة.

Fadıl yeni bir hayata başlamak istedi.

كان فاضل يريد أن يتحكّم في الجميع.

Fadil herkesi kontrol etmek istedi.

كان يريد فاضل أن يحرق جثّة ليلى.

Fadıl, Leyla'nın cesedini yakmak istedi.

كان سامي يريد أن ينتقم من ليلى.

Sami Layla'dan intikam almak istedi.

كان سامي يريد أن يعيش حياة جيّدة.

- Leyla iyi bir hayat yaşamak istedi.
- Leyla iyi bir yaşam sürmek istiyordu.

كان سامي يريد أن تتزوّج به ليلى.

Sami, Leyla'nın onunla evlenmesini istedi.

يريد توم أن يراك قبل أن تغادر.

Tom, sen ayrılmadan önce seni görmek istiyor.

كان سامي يريد دائما المزيد من المال.

Sami her zaman daha fazla para istiyordu.

كان سامي يريد أن يشتري ملابسا لليلى.

Sami, Leyla'ya kıyafet satın almak istedi.

كان سامي يريد أن يُخرج أفلاما موسيقيّة.

Sami müzikal yapmak istiyordu.

ببساطة منحته مساحة ليتحدث عن كل ما يريد

Konuşma ihtiyacında olduğu her ne varsa bunun için ona fırsat verdim.

‫بهدوء وسكون.‬ ‫الجثة شيء جيد لمن يريد البقاء،‬

Yavaşça ve sessiz! Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

في أوقات أخرى يريد الناس مشاهدة أفلام قوية.

Başka zaman da insanlar yoğun dolu dolu filmler izlemek ister.

كان القتال شرسا، حيث يريد الجانبان إثبات تفوقهما

Kavga gittikçe kanlı bir hal alıyor, iki tarafta üstünlüğünü kanıtlamak istiyor

لذلك دعنا نقول أنه لا يريد أن يتذكر

yani hatırlamak istemez diyelim