Translation of "واحدًا" in Turkish

0.047 sec.

Examples of using "واحدًا" in a sentence and their turkish translations:

فيصبح الألف واحدًا.

Bin bire dönüştü.

نسجت كيانًا واحدًا

Bir bütünü meydana getiriyordu

يبلغُ طول المبنى ميلًا واحدًا.

Binanın içi 1,5 kilometreden uzun.

أود أن أسألكم جميعًا سؤالًا واحدًا:

Hepinize bir soru sormak istiyorum:

علمت أنني لم أكن واحدًا فحسب.

Sadece erkek olmadığımı biliyordum.

وقد أمضينا بقية الساعة نناقش سؤالًا واحدًا:

Geri kalan zamanda tek bir soru üzerinde durduk:

على سبيل المثال، لتوصل كيلوجرامًا واحدًا إلى سطح القمر،

bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

ليس ناشط المناخ شخصًا واحدًا الذي يقرأ كل دراسة

Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan

ما لم نرفع جانبًا واحدًا منا ونذهب إلى العمل

Biz bir tarafımızı kaldırıp işe atılmadığımız sürece

عندما أتيحت له الفرصة ، سينتقم من الجميع واحدًا تلو الآخر

eline bir fırsat geçtiğinde herkesten teker teker intikamını alıyordu

بدأ التكبير / التصغير المثبت للجميع الآن في إزالته واحدًا تلو الآخر

herkeste kurulmuş olan Zoom artık teker teker kaldırılmaya başlandı

ووجدت أن حادثًا واحدًا فقط تضمن مريضًا التقط العدوى عندما كان في الخارج.

Vakaların sadece biri virüsü dışarıda kapan birini içeriyordu.

إذا قمنا بتكبير الصورة ، يمكننا أن نرى السفينة بأكملها مرة أخرى مثل تلك التي تظهر أمامك مترًا واحدًا

o görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor