Translation of "القمر" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "القمر" in a sentence and their turkish translations:

القمر.

.

- ضوء القمر ضعيف.
- ضوء القمر خافت.

Aydan gelen ışık zayıf.

باتجاه القمر.

Ay'a doğru fırlatıldık.

حول القمر.

.

‫محكومان بضوء القمر.‬

...Ay'ın ışığının hükmünde olduğu yer.

‫حاجبة ضوء القمر.‬

Ay'ın önünü kapatıyorlar.

القمر جميل الليلة.

Ay bu akşam çok güzel.

وكتبت على سطح القمر،

Ay'da yazan şuydu:

‫اكتمل القمر بدرًا مجددًا.‬

Yine dolunay çıktı.

‫إنها تتوهج بضوء القمر.‬

Ay ışığında ışıyorlar.

بدأت الرحلة إلى القمر

Aya yolculuk başladı

سفرهم من وإلى القمر.

.

والتقاطه بواسطة جاذبية القمر.

için büyük SPS motorunu ateşlemek zorunda kaldı .

القمر بعيد عن الأرض.

Ay Dünya'dan uzaktadır.

لا أحد يملك القمر.

Kimse ayın sahibi değil.

وبينما كانوا يأتون من القمر ، أحضروا 380 كيلوغرامًا من حجر القمر

Ve Ay'dan gelirken 380 kilogram ay taşı getirdiler

‫حتى الآن.‬ ‫"سهول ينيرها القمر"‬

Şu ana dek. MEHTAPLI DÜZLÜKLER

‫قليل من ضوء القمر يخترقها.‬

Zemine çok az ay ışığı ulaşır.

‫الذي يتبدل بتغير أطوار القمر.‬

Ay'ın evreleriyle dalgalanan o ritimle.

في وقت سابق من القمر

Ay'dan daha önce

صور الهبوط على سطح القمر

Ay'a iniş görüntülerinde

قلب الأرض كبير مثل القمر

dünyanın çekirdeği ay kadar büyük

مما جعل تكوين القمر بهذه الطريقة

ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak,

وكنا نحاول إيجاد طريقة لتكوين القمر.

ve Ay'ı nasıl yapacağımızı hâlâ çözmeye çalışıyorduk.

‫يعتمد نجاح الفهود ليلًا على القمر.‬

Çitanın gece başarısı Ay'a bağlıdır.

‫كثيرًا ما يصادف تزاوجها اكتمال القمر.‬

Çoğu zaman dolunaya denk gelecek şekilde ürerler.

‫حيث يحدد القمر والمد نغم الحياة.‬

Ay ile gelgitlerin hayatın ritmini belirlediği bir dünya.

‫باكتمال القمر،‬ ‫يرتفع المد إلى أقصاه.‬

Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.

‫أثناء اختفاء القمر تدريجيًا خلف الجبال...‬

Ay, dağların arkasında kaybolurken...

أم أنك لم تذهب إلى القمر؟

Yoksa Ay'a gidilmedi mi?

ناسا تقول إن القمر كان يسير

Ay'a gidildiğini söyleyen NASA

ستصل السفينة الفضائية إلى القمر قريباً.

Uzay aracı yakında aya ulaşacak.

كيف يمكنهم أن يصعدوا بك إلى القمر؟

Ay'a götürmek için onlara nasıl yardım edersiniz?

ربما هذا هو السبيل لتفسير نشأة القمر.

Ay'ı açıklamanın yolu belki de buydu.

ربما كان القمر في مدار سينيستيا لسنوات،

Ay, yıllar boyunca sinesti içerisinde yörüngeye oturabilirdi,

‫يعني القمر الخابي أن الضوء سيكون خافتًا.‬

Küçülen Ay, çok az ışık anlamına gelir.

‫مرتان شهريًا، تتصاف الشمس مع القمر والأرض.‬

Güneş, Ay ve Dünya ayda iki kere aynı hizaya gelir.

دعونا نتذكر حدث تعال وانطلق على القمر

aydaki git gel olayını hatırlayalım

حتى الآن ذهب 12 شخصًا إلى القمر

Şimdiye kadar Ay'a 12 kişi gitti

أحضر أحجار القمر التي جمعها مع الروبوتات

Robotlarla topladığı ay taşlarını getirmişti

نيل أرمسترونج ، الذي وضع قدمه على القمر

Ay'a ilk ayak basan Neil Armstrong

هبط القمر على السفينة المسماة Apollo-11

Apollo-11 isimli gemiyle Ay'a iniş yapıldı

إطلاق القمر والأشخاص الاستثنائيين الذين تغلبوا عليها.

ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

حين بدأت العمل في البحث عن أصل القمر،

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

‫في السافانا الإفريقية،‬ ‫يكاد ضوء القمر يخبو تمامًا.‬

Ay, Afrika Savanı'nda neredeyse en karanlık evresinde.

‫ضوء النجوم أخفت بـ200 مرة من ضوء القمر.‬

Yıldızların ışığı, ay ışığından 200 kat daha sönüktür.

‫بازدياد سطوع القمر،‬ ‫تصبح الحواس الخارقة أقل قوة.‬

Ay'ın parlaklığı arttıkça süper sezgiler biraz atıl kalır.

‫مثلنا، لا يستطيع تمييز الألوان‬ ‫في ضوء القمر،‬

Bizim gibi o da ay ışığında pek renk göremez.

هذا هو السبب في أن القمر مليء بالفوهات.

Ay'daki kraterlerin sebebi de bu.

وأصبح نيل أرمسترونج أول شخص تطأ قدمه القمر

Ve Neil Armstrong Ay'a ilk ayak basan insan oldu

كانت الطريقة الأكثر وضوحًا لإكمال الهبوط على القمر

Bir ay inişini tamamlamanın en bariz yolu

ستكون وظيفته مسح سطح القمر لمواقع الهبوط المستقبلية.

Görevi, gelecekteki iniş yerleri için Ay'ın yüzeyini incelemek olacaktır.

كان (نيل آرمسترونغ) و(باز آلدرين) يمشونَ على القمر.

Neil Armstrong ve Buzz Aldrin Ay'ın yüzeyinde yürüyorlardı.

‫منجذبة بضوء القمر المنعكس على المياه،‬ ‫تتوجه إلى المحيط.‬

Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.

‫يواجه ضوء القمر صعوبة‬ ‫في اختراق هذه الغابة المتشابكة.‬

Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.

على سبيل المثال، لتوصل كيلوجرامًا واحدًا إلى سطح القمر،

bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

أعلن فيما بعد أنه سيذهب إلى القمر مع الإنسان

Daha sonrasında Ay'a insanla gideceğini açıkladı

علاوة على ذلك ، لم يكن هناك جو على القمر

Üstelik Ay'da atmosfer yoktu

عندما هبط نيل أرمسترونغ على القمر ، أصدر جملة كهذه

Neil Armstrong Ay'a inerken şöyle bir cümle kurmuştu

الأسئلة الأساسية حول كيفية إرسال رواد فضاء إلى القمر.

astronotları Ay'a nasıl göndereceği konusunda bazı temel sorularla karşı karşıya kaldı .

يهبطوا برائد فضاء على سطح القمر قبل نهاية العقد.

ve on yılın sonundan önce aya bir astronot indirmeleri mümkün görünüyordu .

البشر دولةٌ عربية باكملها ستختفي مثل جزر القمر. المنطقة

hayal gücü olarak kalmayacak ... Komor Adaları gibi bütün bir Arap ülkesi yok olacak. Arap

الشواطئ مؤخراً وتعد جزر القمر الدولة العربية الوحيدة المهددة

büyük erozyonu ve adalar. Ay, yeryüzünden tamamen gizlenme tehdidi altındaki tek Arap ülkesidir

إلى أين يذهب القمر عندما لا يكون في السماء؟

Ay gökyüzünde olmadığı zaman nereye gider?

‫مثل الكثير من الحيوانات،‬ ‫فرصها مرتبطة بشكل وثيق بأطوار القمر.‬

Pek çok hayvan gibi çitaların talihi de Ay'ın evreleriyle ayrılmaz şekilde iç içe geçmiş durumda.

‫تحت ضوء القمر المكتمل،‬ ‫يبتعد عن والديه أكثر من المعتاد.‬

Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.

‫أسفل المظلات،‬ ‫لا يصل من ضوء القمر سوى 2 بالمئة.‬

Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.

‫تحدد دورة القمر نغم الكثير من الملاحم‬ ‫في البحر ليلًا.‬

Ay döngüsü, geceleyin denizde yaşanan pek çok dramın ritmini belirler.

كيف يمكن للمرء أن يذهب إلى القمر بمثل هذا الكمبيوتر؟

Böyle bir bilgisayarla Ay'a nasıl gidilebilirdi ki?

قال أنه ليس لدينا طريقة للهبوط على القمر بشكل عشوائي

Ay'a rastgele inecek halimiz yok diyordu

لم يكن هناك فرق بين صور الهبوط على القمر والمحاكاة

Ay'a iniş görüntüleriyle simülasyonun arasında fark yoktu

تم الإعلان عن حذف صور الهبوط الأصلية للهبوط على القمر

Ay'a iniş görüntülerinin orjinallerinin silindiğini açıkladı

تطلب السفر إلى القمر أكبر صاروخ صممته ناسا على الإطلاق.

Aya gitmek için NASA'nın şimdiye kadar tasarladığı en büyük roket gerekiyordu.

كان من المستحيل التواصل مع الطاقم أثناء وجودهم خلف القمر.

Mürettebat Ay'ın arkasındayken iletişim kurmak imkansızdı.

‫ممتصة الأشعة فوق البنفسجية‬ ‫التي يشعها القمر ‬ ‫ومشعة إياها كضوء فلوريّ.‬

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

‫على مدار ملايين الأعوام،‬ ‫شكّل القمر والمد‬ ‫إطار حيوات المخلوقات البحرية.‬

Ay ile gelgitler milyonlarca yıl boyunca deniz canlılarının hayatlarını şekillendirmiştir.

يُسأل دائمًا ما إذا كان القمر قد زار بالفعل أم لا.

Ay'a gerçekten gidilip gidilmediği hep sorgulanmakta

العقد ، وهو هبوط رجل على سطح القمر وإعادته بأمان إلى الأرض."

getirme hedefine ulaşmaya kendini adaması gerektiğine inanıyorum ."

لن تسافر مركبة فضائية واحدة إلى القمر ، بل اثنتان منها ، معًا.

Bir değil iki uzay aracı bir araya gelerek Ay'a gidecekti.

المركبة الفضائية الثانية ، وحدة الرحلة القمرية أو "lem" - ستهبط على القمر.

İkinci uzay aracı, ay gezi modülü veya 'lem' - aya inecekti.

تحت ضغط هائل لهبوط رائد فضاء على القمر بحلول نهاية العقد ،

On yılın sonunda Ay'a bir astronot indirmek için muazzam bir baskı altında, NASA

‫باستمرار خفوت ضوء القمر،‬ ‫عليها الاستفادة إلى أقصى قدر‬ ‫من أحلك الليالي.‬

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

ماذا تقصد؟ ألم تذهبي إلى القمر ولكن تم التقاطهم جميعًا في الاستوديو؟

Nasıl yani? Ay'a gidilmemiş de bunların tamamı bir stüdyoda mı çekilmişti?

هي إرسال مركبة فضائية واحدة من الأرض إلى القمر والعودة مرة أخرى.

, Dünya'dan Ay'a tek bir uzay aracı gönderip tekrar geri göndermekti.

"كيف سنصل إلى القمر إذا لم نتمكن من التحدث بين ثلاثة مبانٍ؟"

"Üç bina arasında konuşamazsak Ay'a nasıl gideceğiz?"

كان بورمان ولوفيل وأندرس أول البشر الذين شاهدوا سطح القمر عن قرب.

Borman, Lovell ve Anders, ay yüzeyini yakından izleyen ilk insanlardı.

تُعرف المهمة المذهلة المتمثلة في هبوط رائد فضاء على القمر باسم برنامج أبولو.

Bir astronotu Ay'a indirmenin inanılmaz görevi Apollo Programı olarak bilinecekti.

حملت المرحلتان الثانية والثالثة المركبة الفضائية إلى مدار الأرض ، وما بعدها إلى القمر.

İkinci ve üçüncü aşamalar uzay aracını Dünya yörüngesine ve daha sonra Ay'a taşıdı.

استغرق طاقم أبولو 8 ثلاثة أيام للسفر إلى القمر ، لكنهم لم يطيروا بمفردهم.

Apollo 8 mürettebatının Ay'a gitmesi üç gün sürdü, ancak tek başlarına uçmadılar.

‫لكن ليس تامًا.‬ ‫ضوء القمر في بدره‬ ‫أخفت من ضوء الشمس بـ400 ألف مرة.‬

Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.

ولكن لا تزال هناك مشكلة هبوط مثل هذه المركبة الفضائية الضخمة على سطح القمر

. NASA mühendisi John Houbolt başka bir seçenek önerdi - bu seçenek , NASA'nın en kıdemli mühendisleri tarafından

عندما وصلت أبولو 8 إلى القمر ، اضطر الطاقم إلى إطلاق محرك SPS الضخم لإبطاء سرعته

son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

هبط إنسان على سطح القمر، وأنهار حائط في برلين، و عالم ترابطت أجزاؤه بعلمنا وخيالنا.

Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.

لم يعرف أحد ما إذا كان الهبوط على سطح القمر ممكنًا ، ناهيك عن تسع سنوات فقط.

Sadece dokuz yılda bir aya inişin mümkün olup olmadığını kimse bilmiyordu.

نظرًا لأن الليم لا يحتاج إلا إلى المعدات والوقود للهبوط على سطح القمر ، فقد يكون صغيرًا

Lem'in Ay'a iniş için yalnızca ekipman ve yakıta ihtiyacı olduğundan, küçük

لكن المركبة القمرية لم يتم اختبارها بعد ، وكان الهبوط على القمر يحمل الكثير من الأشياء المجهولة.

Ancak ay modülü hala test edilmemişti ve aya iniş birçok bilinmeyeni barındırıyordu.