Examples of using "نفكر" in a sentence and their turkish translations:
Geleceği düşünmeye başladığında
Bunu bir düşünelim.
kendi değerimiz üzerine düşünmeyi
İntiharı bu şekilde düşünmek
Sonra da düşünüyoruz, "Hım, muzlar."
Onu bir an için düşünelim.
Biz arkadaşları düşünmeliyiz.
Bu nedenle kutunun içinde düşünürüz.
İnsanların neden dahil olmadıklarını,
Bizce mevzuat yolu otomatikman çözülürse,
olarak düşünmüyoruz, şöyle diyoruz:
Aynı anıyı her hatırladığında
İşte mesela şunu düşünmedik;
bir de kadın kahraman; Firdevs koyalım diye düşünmedik.
Şöyle bir şey düşünelim
şimdi şöyle düşünelim. Tatile gittiniz
Bütün halkın veya etnik gurubun
Yani ne zaman düşünsek, olabildiğince kısa düşünmeye çalışırız
Tamam, onun yanına inmenin bir yolunu bulmalıyız.
ya o kadar para nerde saklanır diye düşündüğümüzde
Aksine çocuklarınızı sizden daha çok düşünüyoruz
Bunu iyi zamanlamayla yakalanmış bir şans olarak gör,
o zaman birde şöyle bakalım, daha basit düşünelim
Pekâlâ, artık geç oluyor. Sığınağı düşünmemiz gerek.
Bunları düşünüyoruz yani bu çok yaralayıcı ve kötü bir durum aslında
Kendimizi düşündüğümüz kadar toplumumuzu ve devletimizi de düşünelim
bazen bize de şans verseler neler yaparız diye düşünmüyor muyuz
Genel olarak düşündüğümüzde ise böyle bir şey maalesef ama maalesef yok
Pekâlâ, kendimize daha iyi bir yemek bulmak için bu leşi kullanmanın yolunu bulmalıyız.