Translation of "الطريقة" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "الطريقة" in a sentence and their turkish translations:

وهنا الطريقة.

İşte nasıl olacağı:

الطريقة الجديدة للأعمال...

Yeni işletme anlayışında,

[الطريقة التي نعمل بها]

[Çalışma Şeklimiz]

ولأننا نفكر بهذه الطريقة،

İntiharı bu şekilde düşünmek

وبهذه الطريقة تعلمت الألمانية.

Almancayı bu şekilde öğrendim.

الطريقة الجديدة للأعمال التجارية...

Yeni işletme anlayışında

بهذه الطريقة، الهوية الثقافية

Bu yolla, kültürel kimlik

إذا ذهبنا بهذه الطريقة

biz bu yoldan gidersek

يفكّر توم بنفس الطريقة.

Tom aynı şekilde düşünüyor.

وبهذه الطريقة أغفلنا الأدوار التقليدية،

Böylece geleneksek rolleri değiştirdik,

♪ وهذه هي الطريقة ♪

♪ Ve işte böyledir ♪

وبتلك الطريقة تعلمت القواعد المجردة.

soyut dil bilgisini bu şekilde öğrendim.

ولماذا يتصرف الجميع بهذه الطريقة.

ve herkesin neden bu şekilde tepki verdiğini anlamıyor.

يجبُ تناوله بنفس الطريقة تمامًا.

aynı yolun izlenmesi gerektiğine inanıyorum.

يمزح جانبا بالطبع الطريقة الحقيقية

şaka bir yana tabi ki de gerçek yöntem

دعنا نمد يدنا بهذه الطريقة

elimizi bu şekilde yapalım

نمت Google ونمت بهذه الطريقة.

Google bu şekilde büyüdü de büyüdü.

أحب الطريقة التي تتكلم بها.

Konuşma şeklini gerçekten seviyorum.

الطريقة الأخرى هي التحدث مع النفس.

Diğeriyse iç-konuşma.

تطور فريق كانساس تم بهذه الطريقة.

Kansas State takımının gelişimi şöyle oldu.

لقد غير جذريًا الطريقة التي كمدربين

Bu, biz antrenörlerin sporcu öğrencilerle etkileşimini

لا يجب أن يكون بهذه الطريقة.

Bu şekilde olmak zorunda değil.

‫فرصة اللدغ ستكون أقل بهذه الطريقة،‬

Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,

مما جعل تكوين القمر بهذه الطريقة

ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak,

ولكن الطريقة التي أوضحت بها المسالة

Ama ne yapayım, ırk konusunda konuşma tarzım buydu.

لذلك تخميني هو بهذه الطريقة ولكن

yani tahminim o yönde ama

الطريقة الجديدة لم تكن مثاليةً البتة.

Yeni metot ideal olmanın dışında bir şeydi.

لست معتادا أن أعامَلَ بهذه الطريقة.

Ben böyle davranılmaya alışkın değilim.

لا أحب الطريقة التي يتكلم بها.

Onun konuşma şeklini sevmiyorum.

لا أريد أن تتكلم بهذه الطريقة.

Bu şekilde konuşmanı istemiyorum.

الطريقة التي يربط فيها الشخص اللون بشيء

Kişinin bir rengi neyle ilişilendirdiği,

نحتاج أن نغير الطريقة التي نشعر بها.

Hissetme biçimimizi değiştirmeliyiz.

لماذا نتصرف بهذه الطريقة في المقام الأول.

neden bu şekilde davrandığımız.

بأن الطريقة الوحيدة للبقاء على قيد الحياة

hayatta kalmanın tek yolu

‫الطريقة الأولى ‬ ‫استخدام مصباح بالأشعة فوق البنفسجية.‬

İlki, basit bir UV ışığı kullanmak.

لم يعد بوسعنا الآن التفكير بهذه الطريقة.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

الطريقة الوحيدة لفعل ذلك هي تحسين العالم

Bunu başarmanın tek yolu dünyayı iyileştirmek,

والكلب، متوقعا ذلك، لا يتصرف بهذه الطريقة.

ve köpek de bunu sezerek bu davranışta bulunmayabilir.

كما لو كانوا يرمون الكرات بهذه الطريقة

hani böyle top atarlardı

لذا يمكن حمايتهم من الشر بهذه الطريقة

Yani kötülüklerden bu şekilde korunabiliyorlardı

لكن أسوأ عيوب كانت الطريقة التي استخدمها

Fakat en kötü dez avantajı ise kullandığı yöntemdi

وأن الطريقة الوحيدة لأكتسب فيها قبول الأشخاص البِيض

ve beyazlar tarafından kabul görmenin tek yolu

لأن تلك كانت الطريقة الرائجة في ذلك الوقت

Çünkü o zamanlar öyleydi.

غيروا تلك الطريقة وقالوا أنهم نسجوا الحذاء وحسب.

ve bir ayakkabı ördüklerini söylediler.

- كيف؟ - رشفة تلو الأخرى. إنّها الطريقة الوحيدة لشربها.

-Nasıl? -Yudum yudum. İçmenin tek yolu bu.

للسيطرة علينا سياسياً، وبهذه الطريقة، السرقة منا اقتصادياً.

ve böylece üzerimizde siyasi hâkimiyet kurup ekonomik açıdan bizi sömürmek istediler.

و 14 مبنى آخر تحت الأرض بنفس الطريقة!

ve toprağın altında 14 tana daha yapı var aynı şekilde!

كانت الطريقة الأكثر وضوحًا لإكمال الهبوط على القمر

Bir ay inişini tamamlamanın en bariz yolu

لم أكن أريد أن أفعل هذا بهذه الطريقة.

Onu bu şekilde yapmak istemedim.

الطريقة الوحيدة على الأرض لمضاعفة السعادة هي تقسيمها.

Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.

- أحب معاملتك لي.
- أحب الطريقة التي تعامليني بها.

Bana davranma tarzını seviyorum.

الطريقة التي تسير بها جلسة إزالة حساسية حركة العين

Tipik bir EMDR oturumunda

‫أحاول التوصل إلى الطريقة المثلى ‬ ‫للتوجه في ذلك الاتجاه.‬

Sadece o yöne gitmenin en iyi yolunu bulmaya çalışıyoruz.

بهذه الطريقة ، في العديد من الأماكن في البيئة الطبيعية

bu sayede doğal ortamda birçok yerde

الطريقة لإحضار هؤلاء الناس إلى المجتمع تقع علينا ، أصدقائهم.

o insanları topluma kazandırmanın yolu ise bizlere yani o kişilerin arkadaşlarına düşüyor

الطريقة الوحيدة للتخلص من هذا الموقف هو هذا فقط

bu durumdan kurtulmanın bire yöntemi ise sadece şu

ليس فقط بالطريقة التي يعطونها ، هذه هي الطريقة الهائلة.

bir tek verdikleri şekilde değil yani muazzam olan.

لنلتزم بتغيير الطريقة التي نتعامل بها مع إدمان المواد الأفيونية.

ve opiyat bağımlılığına yaklaşımımızda değişiklik yapmaya kararlı olmalıyız.

لأنها كانت الطريقة الوحيدة القادرة على كشف الصديق من العدو.

çünkü düşmanı dosttan ayırmanın tek yolu buydu.

أخبرته: "هذه ليست الطريقة التي تخبر بها الناس عن عملك.

Kastım, "Bu, işinizi insanlara nasıl anlattığınız ile ilgili değil

‫ما الطريقة المثلى للتأكد‬ ‫من عدم لفت انتباه فهود الغابة؟‬

Orman jaguarlarının dikkatini dağıtmanın en iyi yolu sizce nedir?

وكنت مصدومًا من الطريقة التي كان يتصرف بها هؤلاء الأشخاص.

Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.

وبهذه الطريقة وبقعة تلو البقعة، نستطيع تصوير الدماغ بشكل كامل.

Böylece nokta nokta tüm beyni tarayabiliriz.

وقد اتضح أنّ هذه الطريقة كانت أفضل في ارضاء الناس

Ve bu insanları daha fazla memnun etti,

من اللازم أن نغير الطريقة التي نتحدث مع بعضنا البعض

birbirimizle konuşma ve bağ kurma şeklimizi de

هل هو تبادلنا الوحيد؟ جميع أسواق الأسهم العالمية بنفس الطريقة

Tek bizim borsamız mı? Tüm dünya borsaları aynı şekilde

لم يكن تاريخ انتهاء الصلاحية بسبب الطريقة التي استخدمها طويلاً

Kullandığı yöntemden kaynaklı son kullanma tarihi çokta uzun olmadı

أصبحت الطريقة التي أخرج بها حنبعل جيشه من وضع يائس

Hannibal'ın zahiren umutsuz duran bir vaziyetten açtığı bu yol...

يوجد الآن الملايين من الناس هناك مثلي يشعرون بتلك الطريقة.

Şu an dışarıda bir yerlerde böyle hisseden milyonlarca insan var.

‫في البداية تبنت الطريقة نفسها‬ ‫في صيد السلطعون مع الكركند.‬

İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.

خطةٍ توضع ومخططٍ ينفذ وبعد الصعود الى السماء بتلك الطريقة

sermaye sağlayanlar gökdelenlerin yararları ve zararları nelerdir

المقاومة التي تواجهها الخلية هي الطريقة التي تراها بها على الشاشة

hücrede karşılaştığı direnç ise şu an ekranda gördüğünüz şekilde

بهذه الطريقة ، يمكن أن نواجه العديد من أنواع الفاكهة في الغابات.

bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz

و غسل اليدين بصورة متكررة هو أفضل دفاع ضد هذه الطريقة

Ve sık sık el yıkama, buna karşı en iyi savunmadır.

‫ونحاول طرده بالمياه والإمساك به هكذا.‬ ‫فرصة اللدغ ستكون أقل بهذه الطريقة،‬

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

‫وحياتها أيضًا.‬ ‫الطريقة الوحيدة للنجاة‬ ‫في ليالي الشتاء القارسة هذه هي بالتلاصق.‬

Onların hayatını da. Bu çetin kış gecelerinden sağ çıkmanın tek yolu sıkı sıkıya sarılmak.

في كل فيلم شاهدناه بهذه الطريقة ، كان نفس الشيء في الحياة الواقعية

her filminde biz onu öyle gördük gerçek hayatta da böyleydi

حيث يوجد مثل هذا المربى هنا. إذا كنا سنحفر الأرض بهذه الطريقة

madem burada böyle bir sıkışma var. Biz oraya kadar zemini böyle kazsak

حسنًا ، هذه هي الطريقة التي تسير بها الأمور ، سيكون علينا فقط محاربتها.

Oh pekala, işte böyle gidiyor, sadece onunla mücadele etmemiz gerekecek. '

هذه فقط عدد قليل من الطرق في الطريقة التي تؤثر بها الألوان علينا.

Bunlar, renklerin bizleri nasıl etkileyebileceğine sadece birkaç örnek.

الطريقة الأفضل لتعلّم لغة أجنبية هي العيش في دولة تُسْتَعمَل بها هذه اللغة.

Bir yabancı dili öğrenmenin en iyi yolu onun konuşulduğu bir ülkede yaşamaya gitmektir.

‫ورأيتها تصطاد 3 أسماك بهذه الطريقة.‬ ‫لم أرها تصطاد سمكة قط في أثناء النهار.‬

Bu şekilde üç balık yakaladığını gördüm. Gün içinde balık tuttuğunu hiç görmemiştim.

‫إذن تعتقد أن الطريقة الأفضل‬ ‫هي استخدام هذا الحبل للعبور.‬ ‫حسناً، هيا. ها نحن ذا.‬

Demek karşıya geçmenin en iyi yolunun halatı kullanmak olduğunu düşünüyorsunuz. Tamam, hadi. İşte başlıyoruz.

‫حتى صوت خطوات النمل الأبيض.‬ ‫هذه الطريقة السرية للعيش تساعده أيضًا‬ ‫في الاختباء من المفترسات الأخرى.‬

Akkarınca ayaklarının tıkırtılarını bile. Bu gizli hayat tarzı başka yırtıcılardan saklanmasını da sağlar.

إذا اختفت تلك السفينة ، ولكن إذا نظرنا من خلال التلسكوب ، يمكننا أن نرى السفينة بنفس الطريقة

eğer o gemi gözden kayboldu fakat bir teleskopla bakarsak biz gemiyi yine aynı şekilde görebiliyoruz