Examples of using "بهذه" in a sentence and their turkish translations:
Bu kadar basit.
Bu portakalı alabilir miyim?
size bu söylediklerim için
İntiharı bu şekilde düşünmek
Hepimiz şu deyişi biliyoruz:
Bu kadar basit.
Bunu neden riske attınız?
O kadar hızlı değil.
Bu yolla, kültürel kimlik
biz bu yoldan gidersek
biz bunlarla kendimizi kandırıyoruz
- Sen o kıyafetlerle iyi görünüyorsun.
- Sen o giysiler içinde iyi görünüyorsun.
Bu bilgiyi gizli tut.
Bu gölde yüzmezdim.
bizi bu kadar nasıl etkileyebilir ki?
ve herkesin neden bu şekilde tepki verdiğini anlamıyor.
İnsanlar bu deneyi gerçekten yaptı.
elimizi bu şekilde yapalım
Ama sen bunları da önemsemeyeceksin bak keyfine
Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.
Google bu şekilde büyüdü de büyüdü.
Şimdiden ev ödevini bitirdin mi?
Bu tabakları nereden getirdin?
Lütfen bu tavsiyeye uyma.
Bu çılgın fikri nasıl buldun?
Beneklerini bu yapraklarla ovuşturdum.
- Sami bu maçı kazanmayacak.
- Sami bu oyunu kazanmayacak.
Peki ya neden bizleri böyle etkiliyorlar?
Bu gelişmeler, bu ve bunun gibi keşifler yapmamızı sağladı.
Kansas State takımının gelişimi şöyle oldu.
Bu şekilde olmak zorunda değil.
ama sizi bu soruları düşünmeye davet ediyorum.
Bu durumu birçoğumuz yaşamışızdır.
Kadınların bu bilgiyi daha çok istemesi,
ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.
Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,
ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak,
bağdaştırmakta rahatlık duyuyorlar.
Eğer bu sorular hakkında düşünürsek
yani tahminim o yönde ama
Keşke durum bu kadar basit olsaydı
Tom işi yapması için Mary'yi görevlendirdi.
Ben böyle davranılmaya alışkın değilim.
Lütfen bu paspasla zemini temizle.
O ayakkabılar bu takım elbiseyle gitmez.
Bu şekilde konuşmanı istemiyorum.
neden bu şekilde davrandığımız.
Artık bu şekilde düşünemeyiz.
Bu sessiz, görünüşte soyut resme denk geldim
ve köpek de bunu sezerek bu davranışta bulunmayabilir.
hani böyle top atarlardı
Yani kötülüklerden bu şekilde korunabiliyorlardı
sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız
Ancak, herkes bu fikir için mutlu değil.
Benden bu kadar kolayca kurtulacağını sanma.
Leyla bu şekilde ölmeyi hak etmedi.
Bu karışıklığa neden oldum, o yüzden temizleyeceğim.
hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara
bu standartları savunan, temsil eden,
Bu küçük matarayla inmemi mi istiyorsunuz?
Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?
Öyle bir fikre kapılmayın. Niyetimiz bu değil.
iklim değişikliği gibi bir şey neden önemli bir sorun,
bu gözle o filmleri bir kere daha izleyin şimdi
annem ne kızardı bana yahu oynama o pis şeylerle diye
bu kısımları bilmeden bu kısımları size anlattığımda
Tarih boyunca bu tarz olaylardan ve virüslerden hep fakir kısım etkilenmişti
Onu bu şekilde yapmak istemedim.
Bu kadar eski bir arabayı böyle iyi bir durumda hiç görmedim.
Sadece Jamal'den vazgeçemem.
Sami bu kadar korkunç şekilde ölmeyi hak etmedi.
bu yüzden sıradaki numarayla tam da bu alana doğru gitmeyi umuyorum.
başkalarının bu özelliğine hayranlık duyup onları takip etme eğiliminde oluruz.
çünkü pek çok kadın bu değişimleri hissedebiliyor.
Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?
Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.
Bu suni çiçeklerle öldürdünüz bizi. Gerçek çiçeklerimiz de var.
bu sayede doğal ortamda birçok yerde
fakat yinede neden bu hareketi yaptıklarını bilemiyoruz
Bu çubuklar bir açıklıkla birbirinden ayrılmış olmasına rağmen
"Sonraki Bölüm"ü seçin. Pekâlâ, bu kayaya bağlamak mı istiyorsunuz?
ama bu davranışların güzel sonuçlara neden olacağını veya başka faktörlerin
Libya doğru yönde ilerliyor. Bu sözlerle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri , Cenevre'de beş gün
ve tabii biliyorsunuz bu süreçte seçim kampanyalarında mitingler gerçekleşiyor
Ama ilaçlara zarar veren o değil. Bu muhtemelen bir maymunun işi.
bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz
Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az
her filminde biz onu öyle gördük gerçek hayatta da böyleydi