Translation of "بهذه" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "بهذه" in a sentence and their turkish translations:

الأمر بهذه البساطة.

Bu kadar basit.

ألي بهذه البرتقالة؟

Bu portakalı alabilir miyim?

وأنا أخبركم بهذه الأمور،

size bu söylediklerim için

ولأننا نفكر بهذه الطريقة،

İntiharı bu şekilde düşünmek

كلنا سمعنا بهذه المقولة:

Hepimiz şu deyişi biliyoruz:

إن الأمر بهذه البساطة.

Bu kadar basit.

لماذا قمت بهذه المخاطرة؟

Bunu neden riske attınız?

حسنًا، ليس بهذه السرعة.

O kadar hızlı değil.

بهذه الطريقة، الهوية الثقافية

Bu yolla, kültürel kimlik

إذا ذهبنا بهذه الطريقة

biz bu yoldan gidersek

نحن نغش أنفسنا بهذه

biz bunlarla kendimizi kandırıyoruz

تبدوا أنيقا بهذه الثياب.

- Sen o kıyafetlerle iyi görünüyorsun.
- Sen o giysiler içinde iyi görünüyorsun.

احتفظ بهذه المعلومة لنفسك.

Bu bilgiyi gizli tut.

لن أسبح بهذه البحيرة

Bu gölde yüzmezdim.

يؤثر فعلًا علينا بهذه الدرجة.

bizi bu kadar nasıl etkileyebilir ki?

ولماذا يتصرف الجميع بهذه الطريقة.

ve herkesin neden bu şekilde tepki verdiğini anlamıyor.

قام الناس بهذه التجربة حقيقة.

İnsanlar bu deneyi gerçekten yaptı.

دعنا نمد يدنا بهذه الطريقة

elimizi bu şekilde yapalım

لكنك لن تهتم بهذه أيضًا.

Ama sen bunları da önemsemeyeceksin bak keyfine

وبعدها بدأت بالصراخ بهذه الأمور.

Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.

نمت Google ونمت بهذه الطريقة.

Google bu şekilde büyüdü de büyüdü.

هل أنهيت واجبك بهذه السرعة؟

Şimdiden ev ödevini bitirdin mi?

من أين أتيت بهذه الأطباق؟

Bu tabakları nereden getirdin?

لا تعمل بهذه النصيحة رجاءً.

Lütfen bu tavsiyeye uyma.

كيف فكرت بهذه الفكرة المجنونة؟

Bu çılgın fikri nasıl buldun?

لقد حككت بقعه بهذه الأوراق.

Beneklerini bu yapraklarla ovuşturdum.

لن يفوز سامي بهذه المقابلة.

- Sami bu maçı kazanmayacak.
- Sami bu oyunu kazanmayacak.

ولكن لماذا تؤثر علينا بهذه الدرجة؟

Peki ya neden bizleri böyle etkiliyorlar?

هذا يسمح لنا بهذه الاكتشافات واكثر.

Bu gelişmeler, bu ve bunun gibi keşifler yapmamızı sağladı.

تطور فريق كانساس تم بهذه الطريقة.

Kansas State takımının gelişimi şöyle oldu.

لا يجب أن يكون بهذه الطريقة.

Bu şekilde olmak zorunda değil.

ولكني أدعوكم جميعا للتفكير بهذه الأسئلة.

ama sizi bu soruları düşünmeye davet ediyorum.

الكثير منا قد مرّ بهذه التجربة.

Bu durumu birçoğumuz yaşamışızdır.

وكلما اهتمت النساء بهذه المعلومات أكثر

Kadınların bu bilgiyi daha çok istemesi,

‫وأذهب وأحاول الإمساك بهذه الأفعى.‬ ‫حسناً.‬

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

‫فرصة اللدغ ستكون أقل بهذه الطريقة،‬

Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,

مما جعل تكوين القمر بهذه الطريقة

ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak,

في كيفية ارتباطها بهذه المواضيع المهمة.

bağdaştırmakta rahatlık duyuyorlar.

ولذلك إذا فكرنا ملياً بهذه الأسئلة،

Eğer bu sorular hakkında düşünürsek

لذلك تخميني هو بهذه الطريقة ولكن

yani tahminim o yönde ama

أتمنى لو كان الوضع بهذه البساطة

Keşke durum bu kadar basit olsaydı

توم عين ماري للقيام بهذه المهمة

Tom işi yapması için Mary'yi görevlendirdi.

لست معتادا أن أعامَلَ بهذه الطريقة.

Ben böyle davranılmaya alışkın değilim.

من فضلك نظف الارض بهذه الممسحة

Lütfen bu paspasla zemini temizle.

هذا الحذاء لا يليق بهذه الألبسة

O ayakkabılar bu takım elbiseyle gitmez.

لا أريد أن تتكلم بهذه الطريقة.

Bu şekilde konuşmanı istemiyorum.

لماذا نتصرف بهذه الطريقة في المقام الأول.

neden bu şekilde davrandığımız.

لم يعد بوسعنا الآن التفكير بهذه الطريقة.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

مررت بهذه اللوحة التي تبدو تجريدية هادئة،

Bu sessiz, görünüşte soyut resme denk geldim

والكلب، متوقعا ذلك، لا يتصرف بهذه الطريقة.

ve köpek de bunu sezerek bu davranışta bulunmayabilir.

كما لو كانوا يرمون الكرات بهذه الطريقة

hani böyle top atarlardı

لذا يمكن حمايتهم من الشر بهذه الطريقة

Yani kötülüklerden bu şekilde korunabiliyorlardı

علينا القيام بهذه الأشياء لكي نبقى أقوياء

sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız

ومع ذلك ، ليس الجميع سعداء بهذه الفكرة.

Ancak, herkes bu fikir için mutlu değil.

لا تعتقد بأنك ستتخلص مني بهذه السهولة.

Benden bu kadar kolayca kurtulacağını sanma.

لم تستحق ليلى أن تموت بهذه الطّريقة.

Leyla bu şekilde ölmeyi hak etmedi.

أنا من تسبّب بهذه الفوضى و سأنظّفها.

Bu karışıklığa neden oldum, o yüzden temizleyeceğim.

غالبًا قد أصيبوا بهذه الأمراض إلى حدٍ كبير

hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara

أي شخص يتمسك بهذه المعايير؛ فهو ممثل لها،

bu standartları savunan, temsil eden,

‫تريدني أن أنزل بالحبل‬ ‫المعلق بهذه الزجاجة الصغيرة؟‬

Bu küçük matarayla inmemi mi istiyorsunuz?

‫ما أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

لا تأتوا بهذه الفكرة. ليس هذا هو القصد.

Öyle bir fikre kapılmayın. Niyetimiz bu değil.

لكون شيء مثل تغير المناخ مشكلة بهذه الخطورة،

iklim değişikliği gibi bir şey neden önemli bir sorun,

شاهد هذه الأفلام مرة أخرى بهذه العين الآن

bu gözle o filmleri bir kere daha izleyin şimdi

لماذا ستحمرني أمي ، لا تلعب بهذه الأشياء القذرة

annem ne kızardı bana yahu oynama o pis şeylerle diye

عندما أخبرك بهذه الأجزاء دون معرفة هذه الأجزاء

bu kısımları bilmeden bu kısımları size anlattığımda

لقد تأثر الفقراء بهذه الأحداث والفيروسات عبر التاريخ.

Tarih boyunca bu tarz olaylardan ve virüslerden hep fakir kısım etkilenmişti

لم أكن أريد أن أفعل هذا بهذه الطريقة.

Onu bu şekilde yapmak istemedim.

لم أرى سيارة بهذا القدم بهذه الحالة الجيدة.

Bu kadar eski bir arabayı böyle iyi bir durumda hiç görmedim.

لا أستطيع أن أستغني عن جمال بهذه البساطة.

Sadece Jamal'den vazgeçemem.

لم يستحقّ سامي أن يموت بهذه الطّريقة الفظيعة.

Sami bu kadar korkunç şekilde ölmeyi hak etmedi.

ولذا بهذه الخدعة التالية أتمنى أن أدخل تلك المنطقة.

bu yüzden sıradaki numarayla tam da bu alana doğru gitmeyi umuyorum.

فنحن نعجب بهذه السمة في الآخرين ونتمنى أن نتبعهم.

başkalarının bu özelliğine hayranlık duyup onları takip etme eğiliminde oluruz.

لأن الكثير من النساء يمكن أن تشعرن بهذه التغييرات.

çünkü pek çok kadın bu değişimleri hissedebiliyor.

‫ما هي أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

‫فقط الإناث هي التي تقوم‬ ‫بهذه الرحلة أحادية الاتجاه.‬

Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.

قتلتمونا بهذه الزهور الاصطناعية. لكنّ هناك زهوراً طبيعية أيضاً.

Bu suni çiçeklerle öldürdünüz bizi. Gerçek çiçeklerimiz de var.

بهذه الطريقة ، في العديد من الأماكن في البيئة الطبيعية

bu sayede doğal ortamda birçok yerde

ولكن ما زلنا لا نعرف لماذا قاموا بهذه الخطوة

fakat yinede neden bu hareketi yaptıklarını bilemiyoruz

على الرغم من حقيقة أن هذين العودين منفصلان بهذه الفتحة،

Bu çubuklar bir açıklıkla birbirinden ayrılmış olmasına rağmen

‫اختر "الحلقة التالية".‬ ‫حسناً، أتريد أن أُربط الحبل بهذه الصخرة؟‬

"Sonraki Bölüm"ü seçin. Pekâlâ, bu kayaya bağlamak mı istiyorsunuz?

ولكننا لانعرف بالضرورة تلك السلوكيات التي تسببت بهذه النتائج الجيدة،

ama bu davranışların güzel sonuçlara neden olacağını veya başka faktörlerin

ليبيا تسير في الاتجاه الصحيح. بهذه الكلمات وصف الامين العام

Libya doğru yönde ilerliyor. Bu sözlerle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri , Cenevre'de beş gün

وبالطبع كما تعرفون، تٌقام اجتماعات للحملات الخاصة بهذه العملية الانتخابية

ve tabii biliyorsunuz bu süreçte seçim kampanyalarında mitingler gerçekleşiyor

‫ولكنها لم تعبث بهذه الأدوية.‬ ‫على الأرجح أن قرداً فعل ذلك.‬

Ama ilaçlara zarar veren o değil. Bu muhtemelen bir maymunun işi.

بهذه الطريقة ، يمكن أن نواجه العديد من أنواع الفاكهة في الغابات.

bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz

‫ونحاول طرده بالمياه والإمساك به هكذا.‬ ‫فرصة اللدغ ستكون أقل بهذه الطريقة،‬

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

في كل فيلم شاهدناه بهذه الطريقة ، كان نفس الشيء في الحياة الواقعية

her filminde biz onu öyle gördük gerçek hayatta da böyleydi