Examples of using "داخل" in a sentence and their turkish translations:
Mesleklerindeki ırkçılık.
Tümülüslerin içerisine girip
Fikir ve varsayımlarımıza
kurumlar ve uygulamalara ihtiyacımız var.
Bir zamanlar bir ağacın içinde kayboldum.
Fadıl evin içinde idi.
Bu nedenle kutunun içinde düşünürüz.
Mağaraya mı girelim?
ve onu bu şeffaf şişenin içine koyabilirim.
bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.
çürüdüğünde atmosfere geri döner.
güçlü kimyasal bağ yapıları olan
Okul binalarında koşmamalısın.
İşte hikâyenin içinde hikâye:
İntiharı bu yaftanın içine sarıp gizliyoruz.
fakat evin içinde konuşmak istemiyorlar,
Rocky Dağları'ndan Meksika'nın kuzeyine akan
Galaksiler arası kolonileşme çok daha zor değil,
Şu an eklem içine giriyoruz.
şu anda burun deliklerinizde gezinen hava.
çünkü su mikrodalgada hızla ısınacaktır.
Onda olan şey hücrelerin içindeki sudur
içerisinde mozaikler mevcuttur ve birçok işlemeler
yani yine kedi içerisinde çeşitlilik gösteriyor
işte olsun ya da olmasın.
Resmen doğanın içindeydiler.
Leyla, Sami'nin arabasında bir tüfek gördü.
çeşitli kuruluşlarda gönüllü görev almaya başladım.
rahimde bir silahlanma yarışı yaşandı,
Akıllı bir şehirde aşık olmak nasıl bir şey?
ölmesi ve ayrışması
kendi çevrenizdeki insanların birtakım dış gruplardan
diz içine girebiliriz.
ve bir sinek üzerine konduğunda yaprağın içerisinde
kapsül içindeki yüksek basınçla kapatıldı.
ve beyinlerinin içine bakıyoruz, işte burada gördüğünüz şey bu.
Poşet içinde dallanan birtakım tüpler mevcut
Paraşüt halatının içindeki iplerden
Beyinde daha nelerin yanlış giderek
bu yüzden sınıfta seks hakkında konuşmuyoruz.
kuyruklu yıldızları güneş sisteminin iç kısmına doğru itebiliyor
daha sonrasında ise rastgele hareketler ederek güneş sisteminin içerisinde ilerliyor
Şirketinizde değişiklik yapılmasını sağlayın.
Odanın içine göz attım, kimseyi göremedim.
Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
takside patronculuk oynayabilecek insanların ilgisini çekti.
Güneş ışığını doğrudan iletebilmek için
Bu Costa Rica'daki Poás Yanardağı kraterinin içini gösteriyor.
Oraya ziyarete gittiğimde ev sahibiyle binaya girdik
buz tabakası altında suyun saklı olduğu,
ağırlığını, bina dolu olduğunda taşınan ağırlıktan daha büyük
Şii çevrelerde, özellikle de İran'da, geleneksel yasal evliliği
Ve gün sonunda, yıkamaya bırakın.
daha gelişmiş bir kadın sınıfından biriyle flört etmeye ihtiyacım var.
beyinden salgılanan bazı kimyasalların kana karıştığını ve bunların vücutta
ve kitabın içinde tam da bu noktada olduğumu fark ettim,
ve onu bu şeffaf şişenin içine koyabilirim. Tüm böcekler ışığa doğru uçacaktır.
giyotininin resmi olarak bir parçası olmak için kendilerine yaptırım uyguladığı, türünün ilk örneği olan Asmaa'ya geldi
akacağını ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olacağını doğruladığında . Ne
Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.
Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.
Şimdiye kadar dünyada mikropları bulduğumuz
Daha çok deve aslanı işinde ve çalışanların başkanlık sarayındaki hareketlerinde
Bu binanın içi aslında ses tarafından tasarlandı.
Apollo 1 mürettebatı , fırlatma geri sayımının kostümlü provasını yürütmek üzere Komuta Modüllerinin içinde mühürlendi
kaynaklanan bir kıvılcımdı . Kumanda modülünün içindeki atmosfer saf oksijendi ve bu ortamda
Rami, iktidar çemberinden olduğu ve Asma al-Akhras'ın akrabaları olan Al