Translation of "وعندما" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "وعندما" in a sentence and their turkish translations:

وعندما ندرك

Bu kronik hastalıkla mücadele eden kişileri,

وعندما فتحتها،

Onu açtığımda,

وعندما سمعت هذا،

Bunu duyduğumda,

وعندما تخرج نفسك،

Nefes verirken,

وعندما تدخل النفس،

Ve nefes alırken

وعندما تحولت جنسيًا،

Ne zaman ki cinsiyet değiştirdim

وعندما انتهت الحرب،

savaş geride kaldığında ise

وعندما يكونون هناك،

Kafeye girdiklerinde

‫وعندما تحكم ربطه...‬

Bunu sıktıkça,

وعندما تسلك الأمور طريقنا،

tam da istediğimiz gibiyken

وعندما يكشف النقاب عنها،

Çözüldükçe,

وعندما ينظر الناس إلينا،

Ve insanlar baktığında,

وعندما نزلنا خطوة كبيرة،

at büyük bir adım attı

وعندما أذهب إلى الشاطئ،

Deniz kenarına gittiğimde

وعندما يريدون إطلاق الريح

Gaz çıkarmaları gerektiğinde

وعندما مشيت بفضل المُحفّز،

yürüdükçe uyarıcı sayesinde

وعندما ترون هذه المواقد،

Ocaklarına baktığınızda anlıyorsunuz ki

وعندما يملأنا الغضب والفضول

Ve en çok rahatsız olduğumuz ve merak ettiğimizde,

وعندما ندخل فصلاً دراسياً،

Ve böylece sınıfa girdiğimizde,

وعندما كان مهاري يخرج،

Mahari odamdan çıkarken,

وعندما تقطع أظافر ليلا

Ve siz gece tırnak kestiğinizde

وعندما يذهب إلى الأمام

Bir de üzerine kendisi cepheye gidiyorken

وعندما سألته "ما الذي تعلّمته؟"

"Ne öğrendin?" diye sordum

وعندما يُطلب منك اختيار ورقة،

Ve bir kart seçmeleri istendiğinde

وعندما يتعلق الأمر بسلوكياتنا السيئة،

Kendi kötü davranışlarımıza gelince

وعندما علموا أن المولود بنت

Ben kız olunca da

وعندما يصف لك المُضادات الحيوية،

reçeteye antibiyotik yazdığında

وعندما نخوض حوارًا، نغيّر السيناريو.

Diyaloğa girdiğiniz zaman senaryo değişir.

وعندما تذوب وتجف المناطق المتجمدة،

bu tabakanın buzu çözülüp kuruduğunda

لكنني أركض وعندما أنظر إلى الوراء

ama koşuyorum ve geri dönüp baktığım zaman

وعندما نفكر لم لا يتدخل الناس،

İnsanların neden dahil olmadıklarını,

وعندما ترسمون باللون، فإنكم ترسمون بالمشاعر.

ve renkle boyadığında aslında duygularla resmediyorsun.

وعندما لا يخرجون، يكتئبون وتضعف معنوياتهم

ama kurtulamadıklarında kırıldılar, moralleri bozuldu

وعندما بدأت أفكر في عملي الخاص،

Bunu kendi işimde derinlemesine düşündüğümde

وعندما تسقط في الغلاف الجوي للأرض

ve Dünya’nın atmosferine girdiklerinde

وعندما جئنا للأسبوع الثاني، نصحني بالتالي:

İkinci haftaya geldiğimizde şunu tavsiye etti:

وعندما تشاهد هنا ستظهر مرة أخرى هنا

ve buraya baktığınızda toplar bizi başladığımız

شعرت بالضياع، وعندما بدأت أعلق في الروتين

Kaybolmuş gibiydim ve bu döngüye bir kez girince

وعندما تُعرض البرامج المتعلقة بالعنصرية على التلفاز،

Irk hakkında programlar televizyonda çıktığı zaman

وعندما تسيطر عليكم حالة عقلية، مثل الاسترخاء،

Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken

وعندما كنت أحاول فهم ما الذي يقوله،

Ne dediğini çözmeye çalıştığımda

وعندما وجدت نفسي في تلك لحظات النفاق

Kendimi bu ikiyüzlülük anlarında yakaladığımda

وعندما بدأت التواصل مع الأطفال بصورة صحيحة،

Çocuklarla doğru dürüst iletişime geçince,

وعندما يسألونني: "ما هي مبادئك في الحياة؟"،

''Hayatınızdaki prensipler nedir?'' diye sorduklarında,

وعندما أقول له إنه لا يستمع لي أبدًا،

ve ona beni hiç dinlemediğini söylediğimde

وعندما تصبح الجينات أقل فعالية أو عند الإلتهاب،

Yani genler baskılandığında veya iltihaplandığında,

وعندما تتلمس هذه البقعة، ستكون مستعداً لأن تُنقذ.

O noktaya dokunduğunuz anda, kurtarılmaya hazırsınız demektir.

وعندما تسأل الناس: "هل سبق وتحدثتم عن الأمر؟"

Ve sonra insanlara sorduğunuzda "Bu konu hakkında hiç konuşuyor musunuz?"

وعندما تصبح بغنى عني، فعندها سنتحدث عن علاقتنا."

Bana ihtiyacın olmadığı zaman ilişkimizi bir daha gözden geçiririz" dedim.

‫وعندما تجتازها،‬ ‫تدرك أنه ما زال أمامك كيلومترات.‬

Bunu aştıktan sonra, hâlâ kilometrelerce uzakta olduğunu fark ediyorsunuz.

وعندما يضرب الجهد الكهربائي الخلايا، تنفتح، وتحرر الماء،

ve voltaj ona çarptığında, açılır ve suyu salar,

وعندما قاد دوغ إلى العمل في يومه الأول،

Ve Doug ilk gün işe giderken, ana merkezin

وعندما أعلن أنه سيدفع للمكسيك مقابل هذا الجدار.

bir de üzerine bu duvarın ücretini Meksika'ya ödeteceğini açıklayınca

وعندما نستطيع فعل ذلك، نستطيع القيام ببعض الأمور الممتعة.

Bunu yapabildiğimizde bazı ilginç şeyler yapabiliriz.

وعندما أنام، أفضلُ حقًا أن أنام في وضعية المعانقة.

Ve sarılarak uyumayı tercih ediyorum.

وعندما وقف، قال، "أيتها القاضية، لقد عدت إلى المحكمة

Ayağa kalktığında "Hakim hanım, mahkemeye döndüm

وعندما ترددت شائعات بأن روسيا ساعدت ترامب في الانتخابات ،

bir de üzerine Rusya'nın seçimlerde Trump'a yardım ettiği söylentileri ortaya çıkınca

وعندما ذهب إلى الصائغ قال: "هل يوجد لحم مفروم؟"

Demiş ki ''Burada kıyma var mı? ''

وعندما تصل الأمور إلى هذه الدرجة من التنافس حول المستقبل،

Gelecekle ilgili şeyler bu kadar rekabete dayandığında ise

وعندما سألته عن السبب الذي دفعه إلى هذه الحياة النشيطة،

Böyle hareketli bir hayat yaşamak için seni etkileyen nedir diye sorduğumda

وعندما تضيفون الكلمة اليونانية القديمة "أغلتوس" التي تعني "جميل وجيد".

"Agathos" kelimesini eklediğinizde "güzel ve iyi" anlamına gelir.

وعندما تُرسم الخطوط بالتساوي ، يكون يسوع في منتصف الصورة مباشرة.

Ve eşit şekilde çizgiler çekildiğinde İsa resmin tam ortasında

وعندما كانت في لوس أنجلوس، كنا نتكلم على الهاتف بشكل دائم،

Jane, Los Angeles'da iken sürekli telefonda konuşurduk,

وعندما أصبح عمري 12، كنت أمشي إلى المنزل عائدةً من المدرسة،

12 yaşındayken okuldan eve dönerken

وعندما كنت في العاشرة من عمري، كنت ألعب في مكب النفايات

On yaşındayken çöplükte oynuyordum

وعندما كنت طالبة جامعية في السنة الثانية، أدرس الفيزياء في (كامبريدج)،

Bir gün, Cambridge'de ikinci sınıftayken

وعندما نستخدم مصطلحات كبطل أو شرير أو ضد البطل أو ضد الشر

Kahraman, kötü, anti-kahraman, anti-kötü gibi terimleri kullandığınızda,

وعندما ظهرت كتابة fasa aga على الشاشة ، طرح السؤال على أذهان الجميع

birde ekranda faşo ağa yazısı çıkınca herkesin aklına şu soru geldi

كان هناك عندما كنت في 8 من عمري وعندما اشترينا أول غيتار لي في 13.

8 yaşında da oradaydı, 13 yaşında ilk gitarımı aldığımızda da oradaydı.