Examples of using "لطالما" in a sentence and their turkish translations:
Seni her zaman sevdim.
Bu problem uzun süredir ilgimi çekiyor.
Bu beceriye hep sahiptiniz.
Dışarı her seferinde hafif makyaj
Geceler her daim bize yabancı olmuştur.
Bu bana çok yardımcı olmuştur. Pekâlâ.
Tom her zaman o sorunu yaşadı.
Hep söylemişimdir, Uruguay büyük bir ülke olsa
Büyükannem her zaman yiyeceği boşa harcamanın bir günah olduğunu söyledi.
Onun her zaman elleri ve ayaklarında kan dolaşım ile ilgili problemleri vardı.
"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."