Examples of using "كنّا" in a sentence and their turkish translations:
Biz dosttuk.
Çünkü biz liderdik.
Buna "kamulaştırma" diyorduk
Hepimiz yorgunduk.
Bu insanlar birlikte çalışıyor ve yaşıyorlar.
Geceler her daim bize yabancı olmuştur.
Gençken masum bir cesaretimiz olur,
Fark etsek de etmesek de
Buna "kamulaştırma" diyorduk, gerçekten de kamulaştırmaydı.
O günlerde genellikle
Peki ya daha çok insan bu tehlikeye dikkat etseydi?
eğer gerçekten kariyerlerimizde tatmin olmak istiyorsak,
Çünkü Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist,
Beyazlar, siyahlar, Ruslar, Fransızlar...
Çin yemeği yiyor ve bu adaletsizlik hakkında konuşuyorduk,
Biz bu nehirde çok yüzerdik.
Siyasi örgütümüzde hep birlikte tartıştığımız fikirleri
Dokuz rehine vardı, üçer kişilik üç grup.
Ama en önemlisi, dört beş gün sonra tekrar sokağa, eylemlere dönmüştük.