Translation of "كنّا" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "كنّا" in a sentence and their turkish translations:

- كنّا أصدقاء.
- كنّا صديقات.

Biz dosttuk.

لأنّنا كنّا قادة،

Çünkü biz liderdik.

كنّا نسمّيها "المصادرات"،

Buna "kamulaştırma" diyorduk

كنّا كلّنا متعبون.

Hepimiz yorgunduk.

لكنّنا كنّا نعملُ ونتعايشُ سويّاً

Bu insanlar birlikte çalışıyor ve yaşıyorlar.

‫لطالما كنّا أغرابًا على الليل.‬

Geceler her daim bize yabancı olmuştur.

عندما كنّا صغاراً، كنا شجعاناً ببراءة،

Gençken masum bir cesaretimiz olur,

وسواء كنّا نلاحظ ذلك أو لا،

Fark etsek de etmesek de

كنّا نسميها "المصادرات"، وهذه كانت حقيقتها.

Buna "kamulaştırma" diyorduk, gerçekten de kamulaştırmaydı.

في ذلك الوقت، كنّا نستخدم عادةً

O günlerde genellikle

لكن ماذا لو كنّا كلنا نتربص لهذه الأخطار؟

Peki ya daha çok insan bu tehlikeye dikkat etseydi?

إن كنّا فعلاً نريد أن نكون راضين عن وظائفنا،

eğer gerçekten kariyerlerimizde tatmin olmak istiyorsak,

لأنّه سواء كنّا مسيحيين أو مسلمين، أو يهوديين أو ملحدين

Çünkü Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist,

سواءً كنّا بيضاً أم سوداً أم روسيين أو حتى فرنسيّين

Beyazlar, siyahlar, Ruslar, Fransızlar...

كنّا نتناول وجبة الطعام الصيني ونعبر عن ظُلم كل هذا،

Çin yemeği yiyor ve bu adaletsizlik hakkında konuşuyorduk,

- كنّا نسبح في النهر.
- كنا نسبح كثيرا في هذا النهر.

Biz bu nehirde çok yüzerdik.

أكثر من أيّ شيء، شخصاً ينقل أفكاراً كنّا نناقشها دائماً مجتمعين

Siyasi örgütümüzde hep birlikte tartıştığımız fikirleri

كنّا 9 رهائن. مقسّمين إلى مجموعات من 3 أشخاص. 3 مجموعات.

Dokuz rehine vardı, üçer kişilik üç grup.

بأيّة حال، بعد 4 أو 5 أيام، كنّا نعمل في الشارع.

Ama en önemlisi, dört beş gün sonra tekrar sokağa, eylemlere dönmüştük.