Examples of using "المشكلة" in a sentence and their turkish translations:
Problemi belirlersiniz. Problemi araştırırsınız.
Sorun orada yatıyor.
- Sorunu çözdüm.
- Ben sorunu çözdüm.
Sorun nerede?
- Bir yolunu bulacağız.
- Bu işi halledeceğiz.
- Sorun ne?
- Sorun nedir?
- Mesele nedir?
Sorun ben değilim.
- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.
- Sorunu kolaylıkla halletti.
- Problemi kolaylıkla halletti.
Sorunu halledebildin mi?
ve buna "bankacılık problemi" adını verdiler.
Problemi çözmek için sezginizi katarsınız.
Yani, sorun bu.
Sorunu çözmeyi başardılar.
Sonunda, o, sorunu halletti.
Sorun çözülemeyecek kadar zor.
Onlar sorunu çözümsüz bıraktılar.
Sorunu çözebildiniz mi?
- Sorun nedir?
- Ne yanlış?
Bu sorun gerçekten can sıkıcı.
Ben sorunun burada olduğunu düşünüyorum.
Sorunu nasıl çözdün?
empatiyi dijitalleştirmekte ve bu soruna çözüm bulmakta kullanabiliriz.
Bu problem uzun süredir ilgimi çekiyor.
Sorun, iklim değişikliği değil.
çünkü beraberinde problemi çözmek için içgörü getirir.
Sezginizi araştırırsınız ve problemi çözersiniz.
kendimizin sebep olduğumuzu bilmeliyiz.
Bu sorunla yüzleşmeliyiz.
Sorunu çözmek kolay değildir.
Sorun onların parasının olmamasıdır.
Tom bana sorunun ne olduğunu sordu.
Tom sorunun farkında değildi.
Belki de sorun sensin, Tom.
Bu sorun benim çözemeyeceğim kadar çok zor.
- Yaptığımızla ilgili hata nedir?
- Yaptığımızın nesi var?
Bu sorunu kim bilmiyor?!
Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken
Fakat onlardan bize göstermelerini söylediğimiz ve istediğimiz
ama belki de buna verdiğimiz tepkide ve toplumdaki erkeklerden
İlk yarı, problemi keşfetmek
Zaten esas mesele de bu değil mi?
Sorun, gideceğimiz yönü belirlemek.
davacı filminde ise bu sefer sorun bizim yargı sistemimizde dedi
Umarım bu konu da düzelir
sorunun bir parçası haline geldiğimi kabul etmek zorundaydım.
Sorun güneş enerjisinin çok fazla maliyetinin olması.
Sana bu problemi çözmen için beş dakika veriyorum.
Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz
Karşı karşıya olduğumuz tek sorun bu değil.
Tom her zaman o sorunu yaşadı.
Sorun nedir?
Sorunla ilgili ne yapacağını bilmiyordu.
Tom sorunu nasıl çözeceğini bilmediğini söyledi.
Bu yüzden probleme farklı bir açıdan yaklaşmaya karar verdim.
Fark ettim ki bu sorunun büyük bir kısmı sistemle ilgili
şey gibi; sorun sende değil ya bende
Sorun onun yeteneği değil, karakteridir.
Bu problemi çözmek kolay değildi.
Problemi çözmede bir zorluk çekmedi.
Sorun kitabı nereden alacağın.
sorun insanlar, çözüm ise teknoloji.
Ay'daki problem şu, yerel malzeme ne?
bir problemi çözmek ve değişim yaratmak için motive oluyoruz.
asıl sorulacak soru şu ama sorun koltukta mı bizde mi
Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.
Kendi kendilerine çözüme ulaşma ihtimalleri pek yok.
bu konuyu araştırmak için ta fizana kadar gitmeye gerek yok
Sorun benim ona söyleyecek bir şeyim olmamasıydı.
Bu sorunu kendi başımıza çözebileceğimizi sanmıyorum.
Amerika, Irak'tan çekilmeyince, işler iyice sarpa sardı.
Sorun Tom'un ne kadar paraya ihtiyacı olacağından emin olmamamızdır.
Bu sorunu bir bütün olarak göz önüne almalısınız.
Buradaki problem nöroplastisitenin iki yönde çalışabilmesi.
Bugün sekiz tane uzman bu olayı çözmeye çalışır ve çözülemez.
Sorun şu ki sonunu göremiyorum ve bu her zaman tehlikelidir.
Sorun, şu çıkıntıların... ...çok keskin olması.
Sorun, şu çıkıntıların... ...çok keskin olması.
Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu
Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.
Bu problem üzerinde çalıştığımızı bilen yoktu
neyse bu konuya birazdan geri geleceğim İbrahim Müteferrika
Sorunu nasıl halledeceğimi bana söyle.
Onlar bizden vazgeçmiş olsa bile biz birbirimizden ve çocuklarımızdan
Şöyle ki bu ufaklıklar istediklerinde çok hızlı olabiliyorlar.
Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.
sorun koltukta mı kişiliklerde mi bilemiyoruz
O problemi daha sonra tartışalım.
Ve büyük bir sorun var: Bu projeksiyonlardan her biri şekilde, mesafe de,
Sorun şu ki sadece 15 metre ipim var ve gelip buraya bir bakın.
Sorun şu ki buradan indikten sonra devam etmek zorunda kalacağım. Yukarı çıkış yok.
Tüm Dünya'da aynı sorun var. Gözle görünmeyen küçücük virüs sonumuzu hazırlıyor.
Katmanlama ve malzeme gibi, golf toplarının uçuşlarını da azaltabilir ve problemi çözebilir.
Ama bu denli yüksek bir ağaca tırmanmayı denemek çok tehlikeli olabilir.
Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.
Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.
Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.